Herkes bir şekilde birlerini kandırmak peşinde.

Alo.

Özellikle yaşlı insanları telefon ile arıyorlar, bir hikaye anlatıyorlar ve onları korkutuyorlar.

O insanların o güne kadar, biriktirdiği parayı ya da altınları çalarak hırsızlık yapıyorlar.

Zavallı insanlar.

Ya da bazen hiç ummadığımız insanlar bu insanların yalan dolan anlattıklarına inanıyorlar.

Bankada, evde ne varsa çantaya doldurup gidip elleriyle teslim ediyorlar.

İnsanlara yalan söylüyorlar ve o insanları kandırıyorlar.

Bu çakalların izini de süremiyorsun.

Geri dönüp aradıklarında, "aradığınız kişiye ulaşılamıyor".

Yalan dünya derler ya.

Yalanı çok olan dünya.

Yalancı insanı çok olan dünya.

Herkes bir şekilde birlerini kandırmak peşinde.

Tam böyle bir haberi okurken, aklıma şu düşünce düştü.

Funda'cım;

Bir insanı kandırmak sadece parasını çalmak, demek değil ki.

Ya vaktini çalmak.

Ya güvenini çalmak.

Ya insanlara olan inancını çalmak.

O da telefon ediyor.

Alo.

Sana başlıyor birilerini anlatmaya, dinliyorsun vaktini alıyor.

Anlattıklarına bakılırsa, o insanın yüzüne bile bakmıyor olması lazım, öyle anlarsınız değil mi?

Kötü diyor.

Çok kötü diyor.

Sakın güvenme diyor.

Diyor da diyor.

Bir bakıyorsun, yemeğe gitmişler sırıtarak poz veriyorlar.

Can dostumla bir akşam yemeği.

Mod falan.

Sayfalarında beğeniler falan.

Emojiler, yalandan yorumlar falan.

Aman.

Gördüğünüzde çok sıkı sıkı sarılın ki kaburga kemikleriniz kırılsın.

Samimiyetsizlikten çat diye ses gelsin bari.

Biri maddi kandırıyor, paranı alıyor.

Diğeri manevi kandırıyor, yüreğini, vaktini ve güvenini çalıyor.

Biri para çalıyor.

Biri ruhunu çalıyor.

İkisi de suçlu benim gözümde.

Eller yukarı diye bağırsan, her ikisini de yakalarsın.

Paranı çalanı hapise atarlar, cezasını çeker.

Ya diğeri ne olur, ne yapacağız.

İnsanlık olarak, damarlarında tedavisi imkansız riyakarlık hastalığı dolaşıyor.

Bunların saklı sandıkları da yok.

Sandık ne demek.

Sandık sadece insanın en kıymetli eşyalarını sakladıkları, ya resimlerini sakladıkları bir mobilya değildir ki.

Sandığın sensin.

Sandığın senin sakladıkların.

Sakladığın kadar sensin.

Bunların sandıkları, iyi olmayan ne varsa onlarla çok dolu.

Çok riyakarlık, çok ikiyüzlülük, çok yalan.

Ve.

Sandıkları yalandan talan dolu insanlar.

Bilmenizi isterim ki.

Rahmet vadisinde, benim gönlümde yeriniz hiç yok.

İnanın hiç değmez.

Sanıyorsunuz ki, bu hayatta sizin yerinden oynamayan taşlarınız var.

Taş bu;

Herkesin her şeyi bildiği, anladığı dünyada oynar canım oynar.

Funda'nın aklındakiler…

...Yaz geldi.

Tatilciler gelmeye başladı.

Bodrum plajlarında, yeme içme fiyatları haber olmaya başladı.

Türkbükü'nde ünlü bilmem ne beach’te lahmacun 500 TL olmuş.

Ünlü isimlerin akınına uğramış.

Ve bunlardan biri, iskelede denize karşı bir tabak mantı yemiş ve 675 TL ödemiş.

Tabağın fotoğrafı var.

Porsiyonda küçük.

Benim anladığım durum şu.

Bu parayı ödeyen insanlar, psikolojik olarak bu parayı ödeyebilmenin gücü ve hırsı içindeler.

Geldiğimiz son ekonomik şartlar nedeniyle, değişik bir psikoloji var

Oh.

Ben ödüyorum ve yiyorum kardeşim.

Yiyemeyen yemesin kardeşim.

Olur kardeşim.

Kendi kendine ödeştiğin bir psikoloji, tepe tepe kullanın kardeşim.

Funda'nın aklındakiler…

… Şarkıcı Simge, Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarına gitmiş.

Statta coşkulu taraftar ile şarkısını söylemiş.

Aşkın olayım.

Simge çok güzel bir kadın ve çok güzel şarkıları ve sesi var.

Simge Beşiktaş taraftarı.

Bu nedenle, şarkıcı arkadaşları, köşe yazarları, sosyal medyada insanlar kıza demediğini bırakmamış.

Bir şarkıcı yuh olsun falan yazmış

Bu ne utanmazlık.

Bu ne aymazlık.

Simge'nin şarkısı tribünlerde Icardi ile özdeşleşmiş.

Yani böyle de bir hikayesi var.

Ne kadar medeni ve ne kadar şahane bir iş yapmış Simge.

Bir Galatasaraylı olarak takımı tebrik ederim.

Simge’yi daha çok tebrik ederim.