Bağışıklık sisteminin vücudun normal dokularını 'işgalci ve düşman' olarak algılayıp saldırdığı ve yok ettiği bu durum zamanla tüm Ortadoğu'ya bulaştı!
Dünya büyümeyecek artık! Tam aksine giderek daralacak ve sorunlar karşısında lokal savunma mekanizmaları devreye girecek! Ve çok huzursuz bir hâl alacak dünya! Değişim olacak fakat bu değişim ‘halkları arasında sevgi, saygı, vefa, köklü bağları’ olmayan ülkeler için pek hayra vesile olmayacak anlayacağımız. Tıpkı modifiye bir ülke olan ABD gibi eline silahı alan sokağa fırlayacak!
Vücudumuzun başına istenmeyen bir durum gelirse ne olur? Önce o noktada lokal savunma unsurlarımız devreye girer sonra da tüm vücut komple devreye girer ve ‘savaş verir’... Ki normal olan bu; sorun teşkil eden unsurlara karşı tüm vücudun bir savunma mekanizması geliştirmesi.
Evet dünyanın aklına gelmeyen başına ge-ti-ril-di! Sizi bilmem ama bende Trump gibi Dünya Sağlık Örgütü’nün insanlığa ihanet ettiğini düşünüyorum... İnanıyorum birkaç yıl içinde yaşadığımız bu acı günlerin gerçeklerine hepimiz şahit olacağız yazın bir yere derim!
Önce bireysel şokları yaşadık. Deliler gibi marketlere, eczanelere, baharatçılara saldırdık! Un, makarna, yağ, ilaç, vitamin, sumak, limon, baharat, tuvalet kağıdı ve daha nicesini almalara doyamadık...
Aldıklarımızla, Nuh Tufanı kopsa sadece bize dokunmayacak sandık! Yanıldık! Bir süre sonra bunun böyle olmadığını anladık ve silkelenip kendimize geldik. ’Tufan koparsa hepimize’ deyip çevremizdekileri görmeye başladık ve ülkemiz adına kenetlendik. Huzurumuz, sağlığımız, birliğimiz, beraberliğimiz, dünyaya karşı güçlü durmamız için şehirlerimizde ve sosyal medya hesaplarımızda elimizden geleni ardımıza koymadık. Uyguladık, uyardık, anlattık, yorulsak da bol bol tebessüm ettik ve ettirmeye çalıştık...
Çünkü dünyanın başına örülen bu çorap öyle basit değil! ’Herkes korkuyla kendi derdine’ düşmeliydi ki saman altından götürülen debisi yüksek nehirleri kimseler fark etmesin! Kemerlerini sıkı tak ey dünya zira çok zorlu yıllar var önünde!
Kaos dolu yıllar demişken lafı hemen ‘kaos tohumlarının silosu ilan edilen Ortadoğu’ya getirmek istiyorum. Onlarca yıldır bu topraklarda bitmedi oyunlar! Ve onlarca yıldır kaos senaristlerine karşı bir savunma mekanizması geliştiremedi Ortadoğu! Orada olmaması gereken ülkelere karşı antikor üretmesi beklenen halklar tam aksine hızla ayrıştı, uzaklaştı, düşmanlaştı birbirine karşı ve Otoimmün hastalıklar baş göstermeye başladı Ortadoğu’da!
Bağışıklık sisteminin vücudun normal dokularını ‘işgalci ve düşman’ olarak algılayıp saldırdığı ve yok ettiği bu durum zamanla tüm Ortadoğu’ya bulaştı! Ve maalesef Ortadoğu onlarca yıldır Otoimmün hastalıklardan kurtulamamakla birlikte yaşadığı kaosların da müptelası oldu. Ayağına sıkmalara doymayan Ortadoğu!
Türkiye Kovid-19 ile zirveyi yakaladı fakat sanmayın her şey bir anda toz pembe olacak! Güç keskin kılıç gibidir ve doğru ekiple doğru taktiklerle elde tutulması gerekir... Türkiye tam da şimdi daha temkinli ve daha tedbirli olmakla birlikte dostunu düşmanını da çok iyi ayırmalı! Dostuna daha yakın düşmanına da gerektiği gibi daha resmî olmak zorunda.
Tarihiyle, kültürüyle, aile bağlarıyla, köküyle kendisine sımsıkı bağlı olan ülkeler ve halklarla ortak paydalarda buluşmalı... Öyle bağlar kurulmalı ve öyle adımlar atılmalı ki herkes birbirinin huzuru ve güvenliği için tek yürek olmalı... Uzun lafın kısası Türkiye kesinlikle ve kesinlikle Kürtlerle ortak paydalarda buluşmalı! Olay sadece diplomasiye bırakılmalı çünkü siyaset ve diplomasiyle bir yere kadar gidilse de insanların istediği artık bu değil! Kovid-19 ile bir kez daha gördük ki; insanoğlunun sabrı ve tahammülü taştı, siyasete ve bürokrasiye eyvallahı kalmadı, eline topunu tüfeğini alan sokaklarda yürüdü, kurumlar basıldı; tıpkı ABD’de olduğu gibi!
Türkiye; Ortadoğu, Irak ve bilhassa Irak Bölgesel Kürt Yönetimi konusunda SİL BAŞTAN yapmalı. Nasıl mı? Bu coğrafyaya ve bu mevzulara dair siyaset, diplomasi, yazar, araştırmacı, konuşmacı, gidip, gelen her kademeyi yenilemek gerekiyor... Taze isimlerle, yeni vizyonla ve yeni bir enerjiyle başlamak gerekiyor çünkü pek çok mevcut ismin bıraktığı olumsuz etki her kademede önümüze çıkıyor, çıkacaktır!
Türkiye, Irak ve IKBY birkaç yıl içinde yeni vizyonuyla Ortadoğu’da yer alacak bunu da yazın bir yere! Çünkü Suriye’den sonra Irak’ta ciddi bir değişim yaşayacak! Anlayacağınız 2023 sadece Türkiye için değil komple Ortadoğu için yeni başlangıçlara vesile olacak gibi. Bu önemli başlığı buraya sıkıştırmak istemiyorum önümüzdeki günlerde daha detaylı yazacağım hiç merak etmeyin...
Evet bugünün notu şu: Dünya sorunlarla bir bir yüzleşirken Türkiye kendi kimyasına en uygun ve köklerine en yakın millet olan Kürtlerle yakınlaşarak ortak ‘savunma ve güçlenme mekanizması’ geliştirmek zorunda...