Biri için, o çok yoksul yardıma ihtiyacı var denildiğinde herkes eline ne gelirse kapıp koşardı.
Ben Üsküdar, Kuzguncuk arası bir mahallede büyüdüm.
Sokağı Üsküdar, arka bahçe duvarı Kuzguncuk korusuna dayalı bir evde kardeşlerimle büyüdüm.
20 adımda okuluma giderdim.
Teyzelerimiz, abilerimiz, ablalarımız vardı.
Herkes birbirini tanırdı, bilirdi.
Biri için, o çok yoksul yardıma ihtiyacı var denildiğinde herkes eline ne gelirse kapıp koşardı.
Parası yok, çocukları var, her şeye ihtiyacı var denildiğinde herkes el ele verir koşardı.
Hiç kimsenin aklına sorgulamak gelmezdi, o doğruydu.
Onun parası yoktu.
Ya şimdi.
Çok güvendiğim biri dedi ki.
Param yok diyen hiç kimseye inanma.
Param yok diye ağlayan insanlara hiç inanma.
Çok şaşırmıştım.
Hatta duygusal anlamda çelişkiye düşüp deyim yerinde ise yıkılmıştım.
Korona dönemi ve arkasından patlayan ekonomik kriz nedeni ile herkes ve her şey çok değişti.
Param hiç yok diyenler, işler çok kötü diyenler çoğaldı.
Şaşırma hikayelerim ile "param yok diyene inanma" duygum böylece başladı.
İnsana kendini çok kötü hissettiren bir duygu.
Aldatılmış duygusu gibi.
Bir kadın bana yazıyor, Funda hanım çocuğum 8 yaşına geldi boyu uzadı büyüdü, yatağına sığmıyor yatak almam lazım hiç param yok alamıyorum.
Hemen Iban yolla, bir yatak alalım dedim.
Sonra akıma geldi Instagram sayfasına baktım, kaşlar microblading yapılmış yay gibi ve bir arabanın önünde çeşit çeşit fotoğrafları var.
Tabi ki para yollamadım.
Yalan dolan yani.
Bir başkası, 2 oğlu var, asgari ücret ile çalışıyor, diyor ki "bak abla elimdeki telefon çatlak kırık ama alamam, zor durumdayım" diye anlatıyor.
Evde ben sana telefon bakayım diyorum.
Bir bakıyorum oturduğu evi çok para, satın almış.
Akrabalardan borç dert, köyde hayvan sattım diye anlatıyor.
Bir bakıyorum evini büyütüyor, tam 2 misli inşaata başlamış, en az 400 bin TL para harcıyor.
Yalan dolan yani.
Bir başkası, hiç param yok telefon borcumu ödeyemedim diyor, bir bakıyorsun arabası ile seyahate çıkmış.
Bir başkası, adam kızlarıma doğum günü hediyesi alamadım diye para ima ediyor, başka bir konu için açık açık para istiyor, bir bakıyorum 600 bin TL’ye araba almış.
Allah'ım diyorum.
Bu kadar tuhaf yalancılık olur mu?
Param yok yalancılığı olur mu?
Olur.
Büyüdüğüm mahallem.
Masum geçen yalanın dolanın olmadığı mahallem.
Param yok demeye utanan onurlu insanlar.
Borç istemeyi bilmeyen gururlu insanlar.
Çocukluğum.
Kimsenin kimseye minnet etmediği zamanlar.
Kimsenin kimseye el açmadığı zamanlar.
Nur yüzlü insanların çok olduğu zamanlar.
Vicdanların ölmediği zamanlar.
Çiçeklerin sesini rüzgarların kestiği zamanlar.
Ağaçların yaprakları için yaşadığı zamanlar.
Bakkal amcanın, paran olduğunda ödersin dediği zamanlar.
Bulduğumuz cüzdanın sahibini aradığımız zamanlar.
Demek o ki.
Sadece, zengin onurlu ve yoksul onurlu insanların Ramazan Bayramı mübarek olsun.
Funda'nın aklındakiler!
... Henüz yaz gelmedi.
Henüz havalar ısınmadı.
Henüz okullar kapanmadı.
Henüz tatil için erken zamanlar.
Hiç param yok yazısı yazdım ya.
Bayram geldi.
Uzun uzun tatil de yok.
Kaş bütün oteller dolu, evler kiralanmış.
Çeşme bütün oteller dolu, evler kiralanmış.
Alaçatı bütün oteller dolu, evler kiralanmış.
Bodrum oteller dolu, evler kiralanmış.
Adam televizyonda anlatıyor, kiralanacak aracımız kalmadı.
Tüm bunların fiyatlarına tek tek bir bakın derim.
Marketler dolu.
Yapı marketler dolu.
AVM'ler dolu.
Restaurantlar dolu.
Pizzacılar dolu.
Kafeler dolu.
3 yaş lacoste tişört 1.500 TL olmuş, beden kalmamış.
Tamam arkadaş.
Çok şükür.
Çok paramız var.