Çağın en büyük salgın hastalığı olma yolunda hızla ilerleyen koronavirüs illeti renk, dil, din, zengin, fakir, sivil ve hatta doktor ayrımı da yapmadan can almaya devam ediyor.
“Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.”
(Kur’an-ı Kerim
Yasin Suresi 21. Ayet)
Çağın en büyük salgın hastalığı olma yolunda hızla ilerleyen koronavirüs illeti renk, dil, din, zengin, fakir, sivil ve hatta doktor ayrımı da yapmadan can almaya devam ediyor. Hastalarla ilgilenmek zorunda olan ve bu virüse yakalanan hekimlerden ilk olarak Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nu kaybetmiştik. Onu toprağa verdiğimizde gazetelerde başka değerli bir hocamızla ilgili olarak haber bakın nasıl yer almıştı.
“Yoksulları tedavi ettiği için suçlanan Süryani bilim insanı Prof. Dr. Murat Dilmener, hastaneye kaldırıldı.”
Murat Dilmener, 1942 yılında Mardin’de doğdu. 1959’da Mardin Lisesini bitirerek İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi ve 1965’te dereceyle mezun oldu. Mardin Sağlık Ocağı hekimliği, SSK anlaşmalı hekimliği yaptı. 1973-78 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları kliniğinde ihtisas yaptı. 1983’de doçent, 1988’de de profesör oldu. Hayat boyu 106 makale yazdı.
Onun hakkında o kadar çok övgü dolu yazı var ki, inanın yazmakla bitmez.
Murat Hoca hakkında 2004 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, yoksul hastaları hukuka aykırı şekilde ücretsiz tedavi ettiği gerekçesiyle, 135 profesör ile birlikte Maliye Bakanlığı tarafından soruşturma açılmıştı. Soruşturmada profesörlerden, toplam 3.5 milyon liralık tedavi masrafını ödemeleri istenmiş, Murat Dilmener’e de 500 bin liralık bir borç çıkarılmıştı. Hastanenin döner sermaye gelirleriyle zor durumda olan hastaları tedavi ettiğini söyleyen doktorlar konuyu yargıya taşımış, bunun üzerine mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Maliye Bakanlığı konuyu Yargıtay’a taşımış, ancak Yargıtay, hocaların bu paraları fakir hastaların tedavisi için kullandıklarına kanaat getirerek davayı temyiz edip kapatmıştı.
O, yetiştirdiği bütün öğrencilerine bir tek şey öğütledi: Kapınızı çalanı geri çevirmeyin… Derdini dinleyin, muayene edin, ilacını verin. Ve güler yüzle yolcu edin. Gülen yüzünüzü asla esirgemeyin.
Yıl 2020. 78 yaşında koronavirüse yakalandı. Sonra 3 Mayıs’ta bir haber geçti ajanslar. Yoksulların doktoru Prof. Dr. Murat Dilmener, tüm müdahalelere rağmen ne yazık ki kurtarılamadı.
Ölümü sadece yakınlarını, sevenlerini, tanıyanlarını değil, tedavi ettiği yoksul hastalarını ve duyanlarını da çok üzdü.
Daha önce aramızdan ayrılan ve hasta sağlığı için hayatını feda eden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu da 1952 yılında Rize’de doğdu. Çapa Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra, ilk görev yeri olan Şanlıurfa’ya atandı. Daha sonra mezun olduğu Çapa Tıp Fakültesi’nde göreve başladı. Uzun yıllar bu hastanede görev yaptı. Koronavirüs kapan ilk hastaları tedavi ederken kendisi de bu hastalığa yakalandı ve 1 Nisan 2020 tarihinde hayatını kaybetti. Onun için de en çok söylenen şey, çok yardım sever olduğu ve elinden geldikçe bütün hastalara her konuda yardım ettiğidir. Onun yaptıklarını unutmamak ve adını tarihe yazdırmak için, İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin adı da Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi ve yine aynı şekilde hayatını insan sağlığına adayan Murat Hoca’nın da adının unutulmaması için Yeşilköy Çok Amaçlı Acil Durum Hastanesi’nin adı da Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi olarak değiştirildi. Bu değişikliğini bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı. İsim değişikliklerinden kamuoyu da fazlaca memnun olurken özellikle Mardinliler ve Süryani Toplumu hemşehrilerinin adının hastaneye verilmesinden gurur duydu.
Mardin Eğitim ve Dayanışma Vakfı (MAREV) bu jest için teşekkür ederken,
İstanbul Süryani Kadim Vakfı da aynı şekilde memnuniyetlerini dile getirdi.
Son olarak, Sancaktepe’de yapılan hastaneye de Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi adı verildi. Dünyaca ünlü Türk patolog Prof. Dr. Feriha Öz de yeni tip koronavirüs nedeniyle 87 yaşında hayatını kaybeden değerli bir bilim insanı. Dr. Feriha Öz 1933 yılında Kadıköy’de dünyaya geldi. Orta ve lise öğrenimini Çamlıca Kız Lisesi’nde tamamlayarak 1951 yılında Fen Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Tıp Fakültesine kayıt oldu ve 1957 yılında doktor oldu. Fakülteden mezuniyetini müteakip Yozgat’ın Akdağmadeni kazasında sağlık merkezi doktoru olarak çalıştı, İstanbul Üniversitesi Patolojik Anatomi Kürsüsüne asistan olarak atandı. 1962 yılında Uzman olan Dr. Feriha Öz 1963-1972 yılları arasında Cerrahpaşa-Cerrahi kliniğinde patolog olarak görev yaptı. Feriha Öz evli ve 2 çocuk annesiydi.
Bu üç değerli hekimin adı hastanelerin duvarlarına yazılacak ama, derman ararken şifa bulmalarına vesile oldukları fakir halkın kalbinde yıllardan beri zaten silinmeyen bir yer ettiği kesin bir gerçek.
Ruhunuz şad olsun büyük hekimler.
Sağlıklı günlere Türkiye’m...