Dijital medya geleneksel medyayı ve beraberinde pek çok sektörü etkilemeye devam ediyor.
Dijital medya geleneksel medyayı ve beraberinde pek çok sektörü etkilemeye devam ediyor. Birkaç yıl önce piyasada karasal yayın yapan televizyon kanallarının ciddi yaralar alacağını yazmış ve bu yarayı en çok müzik televizyon kanallarının alacağının da altını çizmiştim. Müzik sektörü ve medyası dijitalleşmeden çok etkilendi ve beraberinde müzik televizyonları teker teker kapanmaya başladı.
Geçenlerde bir araştırma yaptım ve müzik televizyonlarını inceledim. Sayısı oldukça fazla olan uydudan yayın yapan müzik televizyonlarının teker teker pes ettiğini gördüm. Pes ederken de hepsinin ortak açıklaması “dijital medyaya” geçtikleri şeklindeydi. Aslında bunun temel nedeni medyanın ekonomik yapısında yaşanan sıkıntılar ve maliyetlerin artık karşılanamayacak boyutlara gelmesi bu kanalların kapanmasında temel faktör oldu.
Kapanan kapanana
Önce Kral TV kapandı ardından Kral Pop TV. İkisi de dijital medyadan yayınlarına devam etmeye başladılar. Bir zamanlar iyi ses getiren Viva TV tamamen piyasadan çekildi. Türkiye’nin ilk yabancı müzik televizyon kanalı olan Dream TV 2020 yazında kapanma kararı aldı. 2021 Mart’ında ise Türk müzik endüstrisinde çok ciddi bir etkisi olan PowerTürk sürpriz bir kararla yayınlarına dijitalden devam edeceğini açıkladı ve frekanslarını 1 Mart 2021 tarihinden Tatlıses TV’ye bıraktı. Bu kadar büyük markaların teker teker dökülmesi hem şaşırtıcı hem de normal. Şaşırtıcı çünkü bu markaların arkalarında ciddi sermaye grupları var. Bu holdingler sahip oldukları iki (biri yabancı biri yerli) müzik TV kanallarının birinden vazgeçti. Doğuş Grubu tüm Kralları kapatarak müzik yayıncılığını tamamen dijitale yönlendirdi. Demirören Grubu yabancı müzik yayını yapan kanalını kapatıp sadece Dream Türk TV’yi tuttu. Power Medya Grubu ise tam tersini yaptı ve Türkçe müzik yayını yapan PowerTürk TV’yi kapattı ama yabancı müzik yayını yapan Power TV’nin yayınına devam etti.
Tek ayakta kalan NR1 Grubu oldu
Bu fotoğrafın dışında kalan tek medya grubu Number One Grubu oldu. NR1 Grubu sahip olduğu daha çok yerli müzik odaklı olan Number One Türk TV ile yabancı müzik odaklı olan Number One TV’yi tuttu. Yani pes etmedi. Buna bir de Yunanistan’da yayın yapan Number One Greece adlı kanalı ekledi. Arkasında bir medya holdingi olmayan ve rakipleri tarafından bazen küçük dahi görülen bu grup müzik televizyon yayıncılığının zorluklarına ve ekonomik sıkıntılarına en çok dayanan medya grubu oldu. Bu televizyon yayıncılığı adına önemli bir hareket oldu. Bu aşamadan sonra NR1’de iki kanalından birini kapatsa dahi bu camiada en çok dayanan grup olarak anılacak.
Laf olsun diye dijitale geçiyorlar
Peki, gelelim şimdi işin sektörel boyutuna. Bu müzik televizyonları kanallarının kapanmasının makro dönemde bir haklılığı var. Bunun en büyük nedeni insanların artık klasik televizyon izlememesi. Yani müziği dijitalden takip etmesi. Bu kapanan ve artık dijitalden yayın yapıyoruz diyen kanalların açıklaması aslında fukara tesellisi, çünkü insanlar artık dijitalden stream yayını değil VOD ile müziği takip ediyor. Yani istediği video klibi istediği andan istediği platforma girip izliyor. Bu platformların başında tabii ki YouTube geliyor. Onu DailyMotin, Vimeo, Apple Music gibi platformlar takip ediyor. İnsanlar bu platformlardan izlemek istedikleri klibi tıklayıp anında izliyor. TV başında klip izlemek için bekleme dönemi bitti. Bunun dijitalde ise hiç karşılığı yok, tamamen bitecek. Dijitalde sabırsız olan insanlar mesela neden Kral Pop TV’yi açıp laptoptan veya cep telefonundan izlesin ki? Düşünün siz acaba kaç dakika bir müzik kanalını cep telefonunuzdan izlersiniz? Cepten Kral Pop TV veya PowerTürk’ü açıp dakikalarca izler misiniz yoksa izlemek istediğiniz klibi direkt bulup izlemenizi sağlayan VOD platformlarına gidip pat diye o klibi anında mı izlersiniz? Eminim ikincisi. Bu açıdan bakınca dijitale geçtik demek sadece laf olsun torba dolsun diye söylenen bir söz. Çünkü dijitalin yapısı geleneksel müzik televizyon kanallarının ardı ardına yayınladığı kliplerden ibaret değil.
Dijital okyanusta gömülmemek lazım
Dolayısıyla stream mantığında yayın yapan müzik televizyonlarının dijtale geçmelerinin ben anlamsız olduğunu düşünüyorum. Onların aslında dijital dönüşüme ayak uydurarak VOD olayına girmesi gerekirdi ki bu da ayrı ve ciddi bir maliyet. Özetle tarihi bir dönem yaşıyoruz. Doksanlarda ve iki binli yıllarında başında ortalığı yakıp geçen televizyon kanalları tek tek dijitale yenik düşüyor ve yok oluyorlar. Şu an için geride çok az kanal kaldı. Onların geleceği ne olur? Bu hengameye ne kadar dayanırlar? Muamma. Ama günün birinde hepsi dijital okyanusa gitmek zorunda kalacak. Önemli olan o okyanusa hatalı stratejilerle gitmemek, yoksa o okyanusların dibini bulabilirler. An itibariyle Türkiye’de uydu ve D-Smart üzerinden yayın yapan müzik televizyonlarının sayısı çok azaldı. O kanalların ve sahiplik yapıları ise şöyle:
Kanal Adı
Sahiplik Yapısı
Power TV
Power Medya Grubu
Number One TV
NR1 Medya Grubu
Number One Türk TV
NR1 Medya Grubu
Dream Türk
Demirören Grubu
TRT Müzik
TRT - Kamu Yayıncısı
Milyon TV
Arpej Müzik
Tatlıses TV
Poll Production
Gripin’den sürpriz Cover
Türkiye’nin en başarılı pop-rock gruplarından Gripin, 26 Mart Cuma günü sürpriz bir şarkı ile dinleyicinin karşısına çıktı. Sözleri Murathan Mungan, müziği Sunay Özgür, imzalı klasiklerden biri olan “Nilüfer”i yeniden yorumlayan Gripin, yeni versiyonun düzenlemesini de üstlendi. Şarkı Avrupa Müzik etiketiyle dijital platformlara sunuldu. Gripin’in müzikalitesini ben şahsen çok seviyorum. Böyle bir cover sürprizi yapmaları da iyi oldu. Uzun zamandır ortalıkta yoktular, özletmişlerdi kendilerini bu iyi oldu.
Çocukluk arkadaşlarıyla klip çekti
Bilal Sonses yeni single şarkısı 'Şimdiki Aklım'ı yayınladı. Bu aralar ardı ardına şarkılar yayınlayarak üretkenliğinden söz ettiren Bilal Sonsez, şarkının klibinde çocukluk arkadaşları ile kamera karşısına geçti. Klibin bir bölümünü de doğduğu mahalle olan Mevlanakapı'da çeken genç yorumcu, Murad Küçük yönetmenliğinde çekilen klip için Sonses, "Klibi çocukluk arkadaşlarımla ve doğduğum yerde çektiğim için çok mutluyum. Ben geçmişi her zaman özleyen biriyim. Mahalle kültürünü de seviyor ve özlüyorum" dedi.
'Şimdiki Aklım'ın söz, müzik ve düzenlemesine kendi imza atan genç müzisyen, "Yaşadığım her kötü olayı bir tecrübe olarak görüyorum. Söylenmek yerine, bunlardan ders çıkarmaya çalışırım. Bu yüzden, hiçbir pişmanlığım yok. Aklım, hala yapmadıklarımda" diyor.
Celal Üster ile Podcast sohbeti
Podcastler Türkiye’de artık popülerliğini arttırmaya başladı. Bu konuda yapılan üretimler her geçen gün artıyor. Bunlardan biri de Deniz Yüce Başarır, storytel.tr sponsorluğunda hazırladığı podcast serisi “Ben Okurum”. Başarır podcast serisinin yeni bölümünde George Orwell’i cesur hayatını ve ünlü eseri “Hayvan Çiftliği” kitabını dilimize kazandıran Celal Üster ile sohbet etti.
Roman ile ilgili Üster, “Hayvan Çiftliği çok öğretici bir kitap. Yaşadığımız günlerle, yaşadığımız toplumla çok rahat karşılaştırılabilecek, belki de yaşadığımız günleri daha iyi anlamamızı sağlayacak bir kitap. Ve tabii hayvanlar üzerinden insan doğasını çok iyi kavratan bir kitap...” yorumunu yaptı.
Kitap hakkında anahtar niteliğinde bilgiler
Deniz Yüce Başarır, “Ben Okurum” adlı podcast serisinin her bölümünde farklı bir konukla birlikte farklı bir kitaba odaklanıyor. Kitaplar üzerine bir arkadaş sohbeti tadında ilerleyen ve aynı zamanda bilgilendiren podcast’te Başarır, kitabın ona hissettirdiklerini anlatırken yazarıyla ilgili anahtar niteliğinde bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Storytel Türkiye’nin sponsorluğunda hazırlanan “Ben Okurum”un tüm bölümlerine Storytel, Spotify, Apple Podcasts , Podtail , CastBox ve Simplecast ’ten ulaşabilirsiniz.
Bu aralar ben de Podcaste sardım. Program ve röportajlarımın mutlaka podcast versiyonunu hazırlıyorum ve iyi dönüşler de alıyorum. Podcast Türkiye’de iyi gitmeye başladı, dünyada ise aldı yürüdü. Arada podcastlere bir göz atmanızı tavsiye ederim, ilginizi çeken çok güzel şeyler bulacaksınız.
Kovid-19 ile Infuenza arasındaki fark nedir?
İstanbul Rumeli Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Habibe Duman havaların serinlemesi ve okulların açılmasıyla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonunun görülme sıklığının da artmaya başladığını bildirildi. Duman, yaptığı açıklamada, son dönemlerde çocuğu öksüren, ateşi çıkan ya da boğazı ağrıyan her anne baba çocuğun koronavirüse yakalandığı noktasında endişe duyuyor. Oysa koronavirüs ve üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarını ayırt edebileceğimiz önemli birkaç noktanın mevcut olduğunu söyledi.
“Kovi-19 ile influenza ayırımını yapmak çok zor”
Kovid-19 ile influenza ayrımını yapmanın oldukça zor olduğuna dikkat çeken Dr.Habibe Duman iki hastalık arasındaki farkı ise şöyle açıkladı: “Koronavirüsler soğuk algınlığı gibi toplumda yaygın görülen, kendi kendini sınırlayan enfeksiyon tablolarından, MERS ve SARS gibi daha ciddi enfeksiyonlara yol açan büyük bir virüs ailesidir. Damlacık yoluyla bulaşan bu virüs ayrıca enfekte bireylerin öksürme ve hapşırma yoluyla ortaya saçtıkları damlacıklara diğer kişilerin temas etmesi sonrasında ellerini ağız, burun ve göz mukozasına götürme sonucu da bulaşmaktadır. Son günlerde havaların serin seyretmesiyle birlikte okula başlayan çocuklarda da sık solunum yolu enfeksiyonları ile karşılaşılmaktadır. Bu durum benzer semptomlar yapan diğer solunum yolu virüsleri ile Kovid-19 enfeksiyonunun ayırımını gerekli kılmıştır. İnfluenza gibi Kovid-19 enfeksiyonunda da ateş, baş, ağrısı, kırgınlık ve öksürük görülebildiği için ayırımı oldukça zordur. Sistemik bulgulardan ishal, koku veya tat kaybı, nefes darlığı ise Kovid-19 enfeksiyonunda sıklıkla görülmektedir. Diğer aile bireylerinde de benzer enfeksiyon bulgularının olması ve solunum sistemi bulgularına eşlik eden ishal, koku veya tat kaybının olması Kovid-19 enfeksiyonu riskini güçlendirir ve ileri tetkik gereği doğurur’’ dedi.
Türkiye’nin ilk rap müzik TV’si yayında
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de çok güzel bir ilk yaşandı ve bir mobil rap müzik kanalı yayına başladı. Adı Flow TV. Hem radyo hem de TV yayını yapıyor. Rap müzik başta olmak üzere bu müziğin türevlerine de yer veren Flow TV ilk mobil medya rap platformu oldu. Android ve Apple uygulamasını indirerek hem Flow Radyoyu hem de Flow TV’yi takip edebilirsiniz. Rap müzik pazarının gitgide büyüdüğü bir dönemde rap müzikle dijital gençlerin rakip ettiği mobil medyanın buluşması güzel bir olay olmuş. Ben indirdim inceledim, beğendim. Grafikleri ile farklılaşan kaliteli bir platform olmuş. Size de tavsiye ederim.