Bir konuk, tüm içtenliği ile bir televizyon programının hakkını bu kadar mı verir, televizyon okuyan öğrencilere ders olarak gösterilmeli derim.
Uzun zamandır can dersindeyiz
Uzun zamandır ekonomi pahalılık dersindeyiz
Uzun zamandır, tanıyanım herkes herkesle kavga derinde.
Laf sokma dersinde
Çirkeflik almış yürümüş,
Yalan dolan almış başını giymiş,
Ya hak hırsızları kontrol edilemez halde.
Halbuki bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin en önemli yolu MORAL değil mi?
Neşeli.
Moralli,
Ümitli olmamız gerekiyor.
Geçen akşam, Sibel Can ve Hakan Altun'un televizyon müzik program konuğunun Ata Demirer olduğunu duyuyorum.
Ve ekranın karşısında yerimi alıyorum.
Hiç tanımadan sevdiğim yegane insanlardan biri.
Programda Ata'nın çok sevdiği Ferdi Özbeğen şarkıları söylenecek.
Ata konservatuar mezunu, programın açılışında piyanonun başında, o unutulmaz şarkıları söylemeye başladı.
Şarkıları ezbere biliyorum, hepsi gençliğimin ve aşklarımın şarkıları.
Bir konuk, tüm içtenliği ile bir televizyon programının hakkını bu kadar mı verir, televizyon okuyan öğrencilere ders olarak gösterilmeli derim.
Müzik şahane.
Sesi şahane.
Şarkılar şahane.
Sohbet şahane.
Taklitler şahane.
Çok eğlendik.
Çok güldük.
Samimi, içinde hiç kibir olmayan şahane bir adamı bütün gece keyifle izledim.
Kendisi ile barışık bu adam elinden gelenin en iyisini yaptı.
Kendisi eğlenirken seyircileri hesapsız, kitapsız, samimiyeti ile eğlendiren bu adam o gece çok şahaneydi.
Sibel Can ile düetleri şahaneydi.
Ferdi Özbeğen sesi ile söylediği şarkılar şahaneydi.
Hakan Altun taklidi şahaneydi.
O gece hiç bitmesin istedim.
Ya Kandil şarkısı.
Dünya tatlısı kıymetli adam, değerli sanatçı Ata Demirer sana çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca tüm gece antikor üreten bağışıklık sistemimiz de çok teşekkür ediyor.
Çok yaşa sen.
Funda'nın aklındakiler…
Canımın canı Gürsel İzmir'den İstanbul dönüyor, gece saati uçak ile yolculuk yapacak.
Uçak 1.5 saat rötar yapıyor.
Neyse.
Uçak İstanbul'a iniyor.
Hostes anons yapıyor, sayın yolcularımız, Kovid nedeniyle maske ve mesafeli olarak ön sıradan başlayarak uçağı terk etmenizi rica ediyoruz.
Yani ilk önce 1.sıradaki yolcular, sonra sırası ile 2. sıra böylelikle yolcular sırayla mesafeli olarak uçaktan inmiş olacaklar.
Bu sırada yolculuk boyunca ağlayan çocuk var.
Annesi ile 15.sırada oturuyorlar.
Çocuklar uçakta hep ağlarlar, nedeni kabin basıncından kulakları tıkanır, basınç yapar ve ağrı yapar.
Büyükler gibi nefes kontrolü yapamadıkları için bu basıncı daha çok hissederler.
Anne, çocuk çok ağlıyor, biz önce inebilir miyiz diye hostese soruyor.
Hostes "tabii ki olabilir" diyor.
Annenin arkasında ki yolcu, "ne münasebet inemez, madem herkes sıra ile inecek, onlar da sıraya uymalı" diyor.
Ve sonunda, önde ki insanlarla bu adam önce ağız dalaşı kavga, daha sonra yumruklu kavga ediyorlar.
Uçağın içinde.
Bebeğin ağlaması umurunda olmayan, bebeği ağlayan annenin umurunda olmayan bu insana ne diyelim.
Bebek umurunda olmayan bu insana ne diyelim.
İnsanlık bu hale geldiyse.
Batsın bu dünya.
Diyelim.
Ebru Yaşar.
Vefalı, saygılı, sevgi dolu, terbiyeli ve çok güzel ve çok şahane sesi var.
Bu ülkenin sayılı kadın seslerinden biri.
Yeni albümü çıktı, "GELDE SEVME."
Albümde 10 yeni şarkısı var.
Aylardır hazırlanıyor, inanılmaz emek var, biliyorum.
İlk klibini çekti, YALNIZ UYUNMAZ ve tüm müzik platformlarında yayınlanmaya başladı.
Ebru,
"Herkesin kalbine dokunacak AŞK şarkılarım var" diyor.
Bu dönemde tam bir albüm çıkarmak herkesin harcı değil.
Şahane sesinden şarkıları doya doya dinleyeceğiz.
Yolun açık olsun gamzelim.