Tam tarihini kimse hatırlamamakla birlikte bu coğrafya 'Kürt fobisi' ile tanıştırıldı!
Neden başladı, kim başlattı, amacına ulaştı mı bu girişimler? Onlarca yıl süren terörle mücadeleden sonra herkesin kendine göre bu sorulara verilecek cevapları olacaktır elbette.
Binlerce insan öldü! Daha fazlası; yaralandı, sakat-yetim-öksüz-evlatsız-kardeşsiz kaldı. Toprağından edildi. Pek çoğu için vatandan ve sevdiklerinden uzak hasret dolu sürgün yılları başladı.
Kürt-Türk-Laz-Gürcü-Boşnak ayrımı yapılmadan cezaevi ile tanıştırılanların yaşadığı acılar duvarları inletti!
Ne acıdır ki ‘bir oradan bir buradan’ kafasıyla baş başa bırakıldı bu ülke!
Dünya dili olan ezgiler bile Kürtçe ise yasaklıydı! Yasaklı dilin fertleri olan Kürtler evlatlarına kültürünü aktaramadı. Şarkılar, ağıtlar, halaylar, sohbetler Kürtçe olsaydı ne olurdu ki? Hiçbir şey olmazdı. Olmazdı elbette bıraksaydılar...
Dediğim gibi tam tarihini hatırlamamakla birlikte başlatılan ‘Kürt Fobisi’ acı ve travma başlıklarından başka hiçbir şey katmadı ne Ortadoğu’ya ne de Türkiye’ye.
Arada ‘bu terör anlamsız, PKK Kürtlerin yakasından düşsün, sonu yok, kimse istemiyor, Türkiye ve hepimiz zarar görüyoruz, çözüm çok kolay yeter ki konuşalım’ diyen duyarlı yürekler olsa da anında susturuldu! Ve ne onların içimizdeki acıları ne de bu ülkenin huzura kavuşma arzusu hiç bitmedi!
“Türkiye ve Kürtler hava ve su gibi birlikte olmalı ki; Ortadoğu tadına doyulmaz huzur ve güven taşları ile döşensin” demiştim...
Türkler ve Kürtler birbirine bu kadar benziyorken hatta birbirini tamamlıyorken her konuda olduğu gibi terörle mücadele konusunda da omuz omuza durmalılar!
Yıllardır altına odun taşınan ‘Kürt Fobisi’ ortadan kaldırılmalı. Türkiye ve IKBY devlet kademesinde ne kadar birbirine yaklaşırsa yaklaşsın sivillerin önyargıları yok edilmediği sürece uzun vadeli ve istikrarlı olmaz bu yakınlaşma. Bir küs bir barışık gel gitler eşliğinde sıkıntı devam eder.
Türkiye’nin geneli PKK ve IKBY ayrımını yapmayı bilmiyor malesef! Hatta Kürt eşittir PKK mimlemesi pek çok şehirde otorite olarak kabul edilmiş durumda. IKBY Bayrağı PKK’ya ait biliniyor! Güney sınır ötemizde teröristlerin elini kolunu sallayarak gezdikleri zannediliyor!
...
Hepsi bir yana IKBY’ye ait bayrağın, renklerin ve simgelerin terör örgütü PKK ile eş değerde görülmesinin büyük sıkıntıları oldu, oluyor, olacaktır...
Ki Trabzon’da yaşananlar buna bir örnekti. Ve son süreçte yoğunluklu olarak şikayetler havalimanlarından ve Türkiye’ye giriş yasaklarından yana geliyor. IKBY’den Türkiye’ye giriş yapanların büyük üzüntüleri var gördükleri muamele karşısında. Türkiye’ye girişi engellenen IKBY vatandaşlarının arasında üst düzey isimler, iş dünyasının etkili yatırımcıları ve yakınları da var! Ayrıca gümrük kapılarındaki şartların iyileştirilmesi, işlemlerin hızlandırılması içinde sihirli dokunuşlar gerekiyor. Acilen!
Bu konular masaya yatırılıp çözümler üretilmeli. Ve dünyanın siyaset fesadından komaya girdiği bu süreçte ‘siyasilerin etkisinin bir yere kadar olduğu’ artık kabul edilmeli. Hem Türkiye hem de IKBY tarafının sosyal, kültürel, basın, medya buluşmaları ile sivil sesleri sahaya sürmesinin zamanı geldi geçiyor...