Hoş bir başlık ve hoş bir konu değil, farkındayım ama ekonominin büyümesi adına topyekün fedakarlık yapıldığı bir dönemde bu konunun gözardı edilmemesi gerekiyor.
Hoş bir başlık ve hoş bir konu değil, farkındayım ama ekonominin büyümesi adına topyekün fedakarlık yapıldığı bir dönemde bu konunun gözardı edilmemesi gerekiyor.
Çünkü emlak sektöründe ciddi bir vergi kaçakçılığı yaşanıyor. Hatta Türkiye'de konut nedeniyle vergi kaybının 2 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Hesaplamayı Coldwell Banker Türkiye Başkanı Gökhan Taş aktarıyor...
2016 yılında 1.3 milyonun üzerinde konut satışı gerçekleşti. İyi ihtimalle yıl sonunda bu rakam 1.4 milyona yaklaşacak.
Gökhan Taş, konut satışlarından yılda 160 milyar dolarlık bir gelir elde edildiğini ancak beyan edilmeyen ya da eksik beyan edilen satışlardan dolayı bu rakamın 110 milyar dolara düştüğünü söyledi. Taş, aradaki 50 milyar dolarlık farkın da yılda 2 milyar dolarlık vergi kaybına neden olduğunu ifade etti.
Peki bu kaybın önüne geçilebilir mi? Eminimi ki Ankara da bu kadar aktif bir sektörde, bu canlılığı bozmadan ne tür önlemler alınabileceği konusunda kafa yoruyordur. Burada sadece sektörün bize kadar gelen önerilerini dile getirmeye çalışalım. Mesela Dubai modeli gibi..
Dubai modeline göre her tapuya bir ID numarası veriliyor. Alıcıların da, satıcıların da olduğu ortak platform kuruluyor. Alıcı ve satıcılar, konutun bulunduğu bölgede son satışların hangi fiyatlardan olduğunu görüyor ve böylece mülkün değerini biliyor. Anlaşma yapılınca para devlete yatırılıyor. Dolayısıyla vergi kaybı sıfıra iniyor.
Her ne kadar ülkemizde yabancı ülkelerde devşirme modeller, ülkemizin kendi insan yapısının ve sistemik alt yapısının farklılığı nedeniyle tutmasa veya istenilen sonucu kısa zamanda vermese de, ciddi bir vergi kaybının yaşandığı emlak sektörü için her türlü modelin ve formülün tartışılmasında bir sakınca olmadığı söylenebilir.