Hafta sonunda Antalya'nın Elmalı İlçesi Yeşilyayla'da Geleneksel Yağlı Pehlivan Güreşleri 666. defa düzenlendi.
Edirne Kırkpınar’da düzenlenen güreşlerin bu sene 657. kez düzenlendiği düşünüldüğünde Elmalı Güreşleri Kırkpınar’ın “Ağabeyi” oluyor kıdem olarak. Bunun yanı sıra iştirak, ilgi ve organizasyon açısından da bazı pozitif tarafları öne çıktığı için güreş severler hele de yağlı güreş severler açısından içten içe daha sevilir yıllardır Elmalı Güreşleri.
Kırkpınar; organizasyon olarak yazın tam ortasında olduğundan, çayıra çıkan pehlivanlar ve seyretmeye gelen seyirciler için daha yorucu ve yıpratıcı olabiliyor. Elmalı Yeşilyayla ise 1123 rakımla ve Eylül Ayı’ndaki takvimi ile daha cazip her iki açıdan da.
Kırkpınar’daki 40 yaş sınırı Elmalı’da geçerli değil. O sebepten dolayı daha yoğun bir ilgi oluyor güreşlere, büyük büyük amcalar, abiler zembilleriyle yola düşüp nasiplerini Elmalı’da arayabiliyorlar. Bu sene 1600 civarında güreşçi katıldı ve bunların 72 tanesi “Başpehlivanlık” için çayıra çıktı.
72 güreşçinin eşleştirilip elemeleri yedi tur sürdü. Final güreşi atan İsmail BALABAN ve Orhan OKULU ise 2.-3. turda “boş” kura çektikleri için final dahil altı “kapışma” yaptılar. Cumartesi günü hava şartları daha ılımandı. Pazar günü ise tabir-i caizse “gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?” oldu. Dolu bile yağdı pehlivanlar kol bağlamışken çayıra. Çeyrek finallerden itibaren yağışlı bir hava hâkim oldu Yeşilyayla’ya, seyirciler ıslanmamak için tribünlerin üst taraflarına doğru yığılırken pehlivanlar “bana mısın?” demeden güreşe devam ettiler.
Son 16 turunda Orhan OKULU, Osman AYNUR’u, Ali GÜRBÜZ, Süleyman AYKIRI’yı, İsmail BALABAN, Serhat GÖKMEN’i, Hamza KÖSEOĞLU, Serkan YILMAZ’ı, Hüseyin GÖNÜLALAN, Mahmut KABAKÇI (önceki turda kardeşini elemişti)’yı, Nedim GÜREL, Ali GÖKÇEN’i, Kürşat KORKMAZ, Cengizhan ŞİMŞEK’i, Turan BALABAN (İsmail’in ikizi), Ahmet SELBEST’i (finallerin en yaşlısıydı) eleyerek çeyrek finallere kaldılar.
Çeyrek Final’de İsmail, Hamza’yı, Ali, Hüseyin’i, Orhan, Kürşat’ı, Turan, Nedim’i saf dışı bıraktılar. İsmail BALABAN ile Ali GÜRBÜZ yarı finalin bir ayağında, Orhan OKULU ile Nedim GÜREL diğer ayağında çayıra çıktılar. Asıl hikâye de burada yaşandı zaten. Orhan OKULU fazla zorlanmadan Nedim GÜREL’i devre dışı bırakıp ilk finalist olurken, İsmail BALABAN-Ali GÜRBÜZ kapışması yağlı güreş tarihine geçti.
30 dakikalık normal süre ve sonrasındaki puanlama güreşinden de netice alınamayınca pehlivanlar son yılların en destansı güreşinde iki saat on dakika civarında birbirlerini yenmek için uğraştılar. Ali GÜRBÜZ için de, İsmail BALABAN için de oldukça zor oldu bu 130 dakikayı aşkın zaman dilimi ama seyirciler, yağan yağmura rağmen temposu düşmeyen bu kapışmayı sabaha kadar izlemeye dünden razıydı.
Güreşi sona erdiren; İsmail BALABAN’ın üst üste üç atağını savuştururken Ali GÜRBÜZ’ün hem paçayı içten kaptırması hem de kasnağını tam koruyamaması oldu. Kendisinden en az 15 cm uzun olan Ali’ye bir anda üstünlük sağlayan İsmail bastırdı kontrol etti ve kendisini finale taşıyan puanı bu sayede almış oldu. Uzun ve epik mücadelenin sonunda kucaklaşmaları ve tebrik/teselli görüntüleri “fair play” ödülüne aday olacak samimiyetteydi.
İşte bu kırıcı ve zorlu mücadeleden sonra İsmail BALABAN, Orhan OKULU’nun karşısına çıktığında “pili bitmişti”. Orhan OKULU ise daha önce beş kez kazandığı Elmalı Güreşleri Başpehlivanlığı unvânını altıya tamamlayıp ikinci altın kemerin ömür boyu sahibi olmaya ramak kaldığının farkında ve oldukça dinlenmiş durumdaydı. (aynı Kırkpınar’daki gibi Altın Kemer’i üç kez peş peşe kazanan ebedi sahibi oluyor.)
Final güreşi başladı ve bitti. İsmail BALABAN’ın önce parmaklarına kramp girdi ilk müdahaleyi Orhan OKULU yaptı ve krampı çözdü, devamında iki kez sağ baldırına kramp girdiğinde ise sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi elektrolitlerin İsmail’in vücudunda iyice dengesizleştiği/azaldığı anlaşılıyordu. Sonunda dayanamadı İsmail’in Babacığı daldı çimene ve Orhan’a yeter artık dedi, peşinden hakemlere devam ettirmemelerini söyleyerek bir nevi havlu atmış oldu.
“Galip sayılır bu yolda mağlup” sözü gereği Altın Kemer Orhan OKULU’nun oldu ama İsmail’le Ali Kırkpınar’daki yenişemeyen pehlivanlar efsanesini tekrar yaşatarak tarihe geçtiler.
Hepimize iyi bir hafta diliyorum.