Ligin zirvesinde bulunan takımların puan kaybettiği bir haftayı geride bıraktık. Bu takımlar neredeyse sayısal olarak hiçbir şey kaybetmemiş olabilir ancak psikolojik açıdan oldukça yıprandılar. Bu psikolojik mücadeleden de en başarılı çıkan takım ise bir sonraki haftaya daha rahat başlayabilir. Hatta şampiyonluğu kazanmak için öncellikle rakiplerinize psikolojik üstünlük kurmanız gerekir ve bu üstünlük yaşanılan sıkıntılara verilen tepkilerle oluşur.
Galatasaray belki de Fatih Terim ile ilk defa bu kadar kötü oynadı. Özellikle ilk yarıda sahada yokken ikinci yarıda ise Belhanda’nın oyuna girmesiyle biraz daha hareketlendi sarı-kırmızılılar. İlk golde Muslera’nın öncelikle topu düzgün kontrol edememesi sonra da kornerde hem ön direk hem de arka direkte kimseyi bulundurmaması başını oldukça ağrıtacaktır. Bütün ihaleyi Muslera’ya bırakmak oldukça saçma olur ama yıllardır bu konuda hiç geliştirmemesi Galatasaray için önemli bir dezavantaj.
Fatih Terim’in orta sahada Tolga Ciğerci ve Ryan Donk tercihi de bana oldukça ilginç geldi. Teknik kalite olarak her ikisinin de zayıf olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Günümüz futbolunda orta sahayı elinde tutmak çok önemli bir faktör ve bunu yetenekle ya da üstün fiziksel özelliklerinle yerine getirirsin. Her iki durumda da fark yaratamayan bir orta saha vardı Galatasaray adına.
Yaşanılan bu kayıplardan sonra Galatasaray’ın hem N’Diaye’yi satmış olmasıyla hem de Fernando’nun sakatlığıyla birlikte Başakşehir şampiyonluk yarışında biraz daha önde gözüküyor. Ancak yaklaşık olarak ligin son on haftasında başlayan psikolojik mücadelede Başakşehir en zayıf ve Galatasaray en kuvvetli ekip.