Ermeni saldırganlığı sonrası Azerbaycan'dan güçlü ve anlamlı hamle.
Azerbaycan Ordusu Nahcivan-Ermenistan sınırındaki 1683 rakımlı Kızılkaya dağında stratejik noktaları ele geçirdi.
Bunun anlamı ne?
Türkiye seçim sürecine kilitlenmişken sadece Ortadoğu’da değil, Kafkaslarda da çok önemli gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye için birincil öncelikle taşıyan Irak’ta, seçim sonrası hükümet dizaynıyla ilgili büyük bir küresel ve bölgesel rekabet yaşanırken, Suriye’de güneyinde ve güneybatısında, İsrail’i, Ürdün’ü, İran’ı, Rusya’yı, ABD’yi ve İngiltere’yi ilgilendiren ABD başta yığınaklara ve etkilere dair önemli hareketlikler yaşanıyor.
Bütün bunlarla birlikte belki de en sessiz, derinden ve bütün bölgeyi çok ciddi anlamda etkileyecek ve dünyayı bambaşka bir sarmala çekecek bir başka çok önemli gelişme de Kafkaslarda yaşanıyor.
Ermeni saldırısı sonrası şehit veren Azerbaycan ordusu yaptığı hamleyle Nahcivan- Ermenistan sınırındaki 1683 rakımlı Kızılkaya dağı bölgesindeki stratejik öneme sahip bazı noktaları ele geçiriyor.
Bu çok önemli gelişmeyle ilgili gerek Azeri gerekse Ermeni tarafları resmi bir açıklama yapmaktan ısrarla kaçınsalar da sahadan haber veren kaynaklar gelişmenin doğru olduğunu teyit ediyor.
Aslında bu sessizlik bile, konunun ne denli önem taşıdığını, hamlelerin ne denli derinden yapıldığını teyit ediyor.
Öncelikle şunu vurgulamak gerekiyor: Ermenistan’ın yeni başbakanı belirlendikten sonra geçen haftalarda bu bölgede bir Azerbaycan askeri şehit edilmişti. Bunun üzerine bu olay yaşandı. Aslen Azeri toprağı olan ve Ermeniler tarafından işgal edilmiş bu bölge topoğrafyası nedeniyle her iki taraf açışından da büyük değer taşıyor. Toprakları işgal altında olmasına rağmen uluslararası baskılar, oyunlar ve infacto dengeler nedeniyle istediği etkiyi gösteremeyen Azerbaycan bundan sonra ne yapar? Bu alan için Azerbaycan bu ana kadar pek çok şehit ve yaralı vermişken ‘Ermeni tarafında yayınlanan bazı internet görüntülerinde’ 2014 yılından beri biri yarbay olmak üzere en az 10 Ermeni askerinin hayatını kaybettiği görülüyor.
Bu karşılıklı kayıplara rağmen; Azerbaycan ordusunun çok daha etkili ve güçlü olduğu yaşanan çatışmalarda görülmüş ve Ermeni tarafında büyük tedirginlik yaratmış durumda.
Geçen haftalarda Türkiye’de icra edilen Efes 2018 tatbikatında Azerbaycan ordusunu temsil eden birliğin birinci olması da tesadüfü değil. TSK’nın Azerbaycan ordusuna vermiş olduğu desteğin bu başarılarda büyük etkisinin olduğunu da vurgulamak gerekiyor.
Burada şunu ifade etmek gerekiyor:
Kızılkaya dağı bölgesinde yaşanan bu askeri gelişme sadece taktik seviyede sahada yaşanan sıradan bir hareketlilik ya da hamle değil.
Bu olay ABD-Rusya çekişmesinin bundan sonra Kafkaslarda gizli-perde arkası hamlelerden ibaret kalmayacağı, bundan sonra sahaya yansıyan fiili durumların da ortaya çıkacağını gösteriyor.
Belli ki burada da küresel ölçekte büyük çelişmeler çekişmeler olacak.
Ve buna bağlı BÜYÜK ÇELİŞKİLER yaşanacak.
Ve bu çelişme, çekişme ve çelişkilerin merkez noktasında da Türkiye ve Azerbaycan yer alacak. Avrasya ve Atlantik eksenleri arasında sayısız dostluk-düşmanlık, baskı-destek, kırılganlık-sağlamlık, rekabet-iş birliği, yalnızlık-yakınlık, vaat-hüsran yaşamak zorunda kalan Türkiye ve Azerbaycan, bu yeni gerilim ekseninde ortaya koyacakları strateji-akıl ve tavırla belki de dünyanın yeni jeopolitik haritasını belirleyecekler.
Konumuza dönecek olursak;
Yeni Ermeni hükümeti her ne kadar Rusya’ya bağlılığını ifade etse de yüzünü ABD’ye dönüyor şeklinde değerlendirmeler var. Eğer yeni Ermeni başbakanı Rusya’nın tepkisini çekecek olursa Azerbaycan ordusu için bir fırsat doğabilir. Çünkü Azerbaycan ordusunu domine eden temel güç Rusya. Rusya’nın sadece göz yumması bile Kafkaslardaki dengeleri değiştirmeye yeter.
Daha önceki anlaşmalarda Azerbaycan petrollerinden Azerbaycan yüzde 20, BP yüzde 80 pay alırken, geçtiğimiz aylarda yapılan yeni anlaşmayla ‘2019 yılından geçerli olmak üzere’ taraflar yüzde 50, yüzde 50 oranlarında pay sahibi olacaklar.
Bu da Azerbaycan için müthiş bir gelir artışı ve güç demek.
Güçlü bir Azerbaycan kimin işine gelir?
Stratejik denklemler nasıl değişir?
Ya da soruyu şuradan soralım.
Gelir kaynağı yüksek Azerbaycan’ı kim kontrol altına almak istemez?