Bütün kadınların hangi yaşta olursa olsun, nasıl göründüğü ile ilgili derdi vardır.
Haftanın konusu Sertab Erener.
Sertab'ın havaalanında makyajsız fotoğrafını çekmişler.
Gözaltı mor hatta çok sağlıksız bir rengi var, yüzü gözü iyi değil, kadın bayağı çökmüş yorgun görünüyor.
Sertab haklı olarak çok sinirleniyor, "ben ünlü değilim, fotoğraflarımı silin, benden izin aldınız mı?" diyor.
Gazeteler başlık atıyor 55 yaşında Sertab'ın son hali diye.
Bütün kadınların hangi yaşta olursa olsun, nasıl göründüğü ile ilgili derdi vardır.
Kendimden bilirim, herkes yaşının iyisi görünmek ister, dahası kötü görünmek istemez, bundan daha doğal ne olabilir ki.
Kadının kimseye zararı olmayan, en insani hakkıdır.
Bütün köşe yazarları konunun üstüne atlamış.
Özellikle erkek yazarlar bir kadının görüntüsü ile ne kadar ilgiliymiş, "eeee yorgun bakımsız yakalanırsan pek tabii ki çekerler fotoğrafını" demişler.
Hürriyetin Savaş'ı neredeyse oh olsun anlamına gelen satırları köşesinde döktürmüş.
“Ben ünlü değilim çekmeyin fotoğrafımı” diyen kadına “sen ünlü değilsin de biz mi ünlüyüz, Eurovizyonu ben mi kazandım” diye yazmış.
“Yok öyle yağma” diyen gazeteci köşesinden çemkirmiş.
Madem dış görünüşünle bu kadar ilgiydin, o vakit gazetelere çıkıp sayfa sayfa röportaj verip telomer tedavisini, gençleşmeyi, güzelleşmeyi anlatmasaydın diyor.
Zamanında Ertuğrul Özkök Sertab'ın güzelliğinin sırrı başlığı atarken iyi, gazeteciler yaşlanmış yorgun halini çekince kötü mü diyor.
Kötü kardeşim kötü.
Böylesine bir hesaplaşma yazısını, siyasetin dışında hiç görmemiştim.
Yahu kadın belki iyi gününde değildi, yorgundu, sabaha kadar migren ağrısı çekti, size fotoğraf çekmeyin demiş, çekmeyin ne olur.
İnanılmaz değil mi, ne kadar acımasız ne kadar kötücül insanlar var, illa birilerini acıtacaklar.
İnsan yaşlanmasından kime sorumlu ki, ya da o gün, ya da her gün yorgun görünmesinden kime ne hesap verecek, borcu mu var ki.
Üstelik erkekler kadınlara görünümü üzerinden hiçbir şey söyleyemez, hakkı da yoktur, haddi de yoktur.
Sertab Erener'e yapılanın doğrudan kadına şiddet olduğunu iddia ederim ve kabul ederim.
Sertab Erener'i hiç tanımam, olağanüstü sesinden şarkılarına bayılmam, konserlerine gitmem, şarkıları ile yatıp kalkan biri değilim.
Ama bu yapılan çok büyük ayıp.
Şimdi gazeteci, bu fotoğrafı basmasa haber atlatmış olduğu palavrasını da kabul etmem.
Haber bunun neresinde ki.
Köşe yazarı bir erkek bu boyutta bir kadını yerden yere vurduğu zaman, bence köşesi elinden alınmalıdır.
Hayırdır, kadın hassasiyetinin olduğu bu dönemde, tam da kadınla ilgili çok iyi şeyler yazıp algı oluşturmanız gereken bir zamanda göz altını, yorgun suratı bahane ederek isim vererek böyle yazı yazamazsın denmeli.
Yazıyı iyi yazıyormuş gibi yapıp hiç de iyi bir yazı yazmamak neyin aklı bilemem.
Bildiğim tek şey var, oh olsun oh olsun diye yazı yazan, koca koca köşesi olan insanlar, hayat sizi bir gün mutlaka imtihan ediyor.
Sizin için el ovuşturan, oh olsun diyen insanlarınızın bol olması temennisiyle.
Funda'nın aklındakiler…
... İngiltere'de yaşam stili dergisi yeni nesil zenginlerin yaşam tarzlarını yazmışlar.
Nakit taşımamak, cep telefonu kullanmamak, makyajsız gezmek, bakımlı cilde sahip olmak, çok çocuk doğurmak, içki içmemek, ev partilerine gitmek, salaş hırka giymek yeni nesil zengin haliymiş.
Bütün bunları okuyunca bizim zenginlerden ne kadar farklılar değil mi?
Bizim zenginleri görmek için, bir akşam üzeri İstinye Park avluya gidin, avluda valeye arabalarını bırakan insanlara bakın, yürüyüşlerine dikkat edin, Armani Cafe'ye gidin, yarım saat etrafı seyredin, erkeklerin cep telefonlarına, kadınların dudaklarına bakın anlarsınız.
Bizim zenginlere zengin yaşamak zor vesselam.
... Şu Celal Şengör'den çok sıkıldım.
Adam devamlı, ortalama her yıl bir şey söylüyor.
Profesör adam bir vatandaş olarak benim canımı sıkıyor, ecdadımı, atalarımı aşağılıyor, ne hakla ne münasebetle.
Geçen hafta diyor ki, "Osmanlı Devleti kanımca Türk tarihinin en alt noktasıdır, en cahil Türkler Müslüman Türklerdir".
Sana en güzel cevabı İlber hoca vermiş.
“Biz Osmanlı çocuklarıyız, Osmanlılık temeldir ve inkar etmemiz mümkün değildir. Biz onun sayesinde varız, onun sayesinde kültürel kişiliğimiz oluşuyor. Onu anlamayanın kültürel kişiliği kopuktur. Ve sonuç olarak bu kişinin İskenderiye hamalı kadar değeri yoktur” demiş.
İskenderiye hamalı ne demek bilmem, bizim hamalımız candır, sırtında ekmeğini taşır, ama hoca bunu böyle söylediğine göre bir bildiği vardır.
Bazen çok okursun bazen hiç adam olamazsın.