İki imparatorluğun başkenti İstanbul'un Belediye Başkanlığı öyle kudretli bir makam ki, kimi zaman Cumhurbaşkanı çıkarıyor, kimi zaman hırslarına yenik düşüp parti kurmaya çalışanları koridorlarına gömüyor.
İki imparatorluğun başkenti İstanbul’un Belediye Başkanlığı öyle kudretli bir makam ki, kimi zaman Cumhurbaşkanı çıkarıyor, kimi zaman hırslarına yenik düşüp parti kurmaya çalışanları koridorlarına gömüyor.
Bedrettin Dalan bu kuşağın ilk örneğiydi. Acayip medyatikti. Sonunda Başbakan Turgut Özal ile takıştı. Özal o derece sinirlenmişti ki, o güne kadar seçim pusulasında parti logosunun altında bulunan aday isimlerini bile kaldırmıştı. O seçimde herkesi şaşırtan şey olmuş ve Dalan kaybedip Nurettin Sözen kazanmıştı. Dalan o gaz politikaya devam etmek istedi. Başaramadı. Hiçbir zaman eski gücüne kavuşamadı.
Sözen deseniz. Bence hiç demeyin. Tutulacak bir tarafı yok. Tek kelime ile başarısızdı. O dönem yaşananlar sol partileri istanbul’dan adeta sildi.
Ve İstanbul’da Tayyip Erdoğan devri başladı. İstanbullu onu sevdi, destekledi. Sonrasını biliyoruz. Kimi zaman hapisle kesişse de mutlak bir yükseliş.
Sayın Erdoğan’ın merkezi politikaya atılması sırasında başkanlık yapan Ali Müfit Gürtuna’yı da unutmamak lazım. O da siyasete girmek istedi. Havayı kokladı, bir iki atak yaptı. Turkuaz hareketi adında bir oluşum başlattı. Oluşum başladığıyla da kaldı. Gücü yetmemişti.
Sonraki günlerde İstanbul’a yeni başkan seçilecekti. AK Parti rüzgârı arkasına almış yelkenleri şişirmişti. Erdoğan, İstanbul’a ceketini aday gösterse seçtirebilecek haldeydi. 3 veya 4 kişinin adı geçiyordu. Kadir Topbaş ise Beyoğlu Belediye Başkanı idi. Bir sohbet sırasında konu kimin aday gösterileceğine geldi. Ben Kadir Bey’e “Siz olacaksınız” dedim. Belki kendisi bile o kadar emin değildi. Neden böyle düşündüğümü sordu. “Çünkü siz Beyoğlu Belediye Başkanı’sınız” cevabını verdim. Aday olarak diğerleri de sevilen isimlerdi ve sonra politikada önemli işler yaptılar. Ama Beyoğlu Belediye Başkanlığı çok göz önünde bir yerdi ve o dönemde Kadir Topbaş başarılıydı.
Kadir Bey kendinden önceki başkanları kıskandıracak kadar uzun süre Başkanlık yaptı. Birçok önemli tarihsel projeye imza attı. İyi yaptığı işler oldu, eleştirildiği şeyler de. Ama hep bir adım geride durmayı bildi. Kendi adının altını çizmedi, basınla özel bağlantılar kurup kendini parlatmaya çalışmadı. Kulislerde adını dolandırtmadı. Parti disiplininden çıkmadı. Parti kurmaya çalışmadı. Kişisel hırslarına yenik düşmedi. Bireysel değil takım oyunu oynadı.
Açılan birçok önemli projede kurdeleyi Erdoğan’a kestirtti. Çünkü emaneti ondan ve onun sayesinde aldığını hep hatırladı. İstifası bile bu davranış kalıbına uydu.
Şimdi Belediye Meclisi yeni Başkan seçecek. Bu Başkan muhtemelen 2019 seçimlerinde de aday olacak. Bana göre yeni Başkan için gereken temel özellik siyasi hırsının çalışma hırsının bir adım gerisinde kalması. Aksi takdirde bundan hem İstanbullular hem de AK Parti zarar görür.