İstanbul'un turizmde yükselmesinin bir nedeni de uluslararası toplantı ve kongrelere iyi ev sahipliği yapmasıdır.

Geçen hafta, (ACI) Airports Council International adıyla bilinen Dünya Havalimanları Konseyi’nin Avrupalı üyeleri İstanbul’da genel kurul ve yıllık olağan toplantılarını yaptılar.

ACI EUROPE toplantısına ev sahipliği yapan İstanbul Havalimanı İşletmecisi İGA Şirketi’nin CEO’su Selahattin Bilgen, 316 noktaya uçan, 100’ü aşkın havayolu şirketiyle çalıştıklarını, şu anda üç bağımsız iki de yardımcı pist ile yılda 90 milyon yolcuya hizmet verebilecek kapasite için yatırım yaptıklarını belirterek “Yakın gelecekte Avrupa'nın ilk üçlü bağımsız paralel pist operasyonunu başlatarak sektöre öncülük etmeye devam edeceğiz” diyerek çok önemli bir gelişmenin ilk sinyallerini verdi.

Halen, iki uçağın aynı anda iniş ve kalkış yaptığı İstanbul Havalimanı’nda 200 milyon yolcu için çalışmalar bittiği zaman, üç uçak aynı anda bağımsız iniş ve kalkış yapabilecek ki, bu durum Avrupa’da bir ilk, dünyada ise ikinci örnek olacaktır. Peki, ilk başarı kimde?

Şu an üçlü iniş kalkış, yalnız ABD’nin Georgia Eyaleti Atlanta kentindeki Hartsfield–Jackson Havalimanı’nda (IATA: ATL-ICAO: KATL) yapılıyor. ATL, 104 milyon yolcu ile dünya liderliğini yıllardır koruyan Atlanta Şehri’nin yönetiminde bir kamu kuruluşudur.

İGA CEO’su Bilgin, 85 milyon yolcusu olan Heathrow’u bu yıl geride bırakıp ikinci olacaklarını söylerken, dünyanın en büyük havalimanı olan Atlanta’ya da bir ‘challenge’ yani meydan okuma pozisyonu aldıklarının farkındaydım.

Geçmişi 1926’lara uzanan asırlık bu havalimanını mercek altına alalım.

Atlanta’ya sadece 16 km. uzaklıktaki Hartsfield-Jackson Havalimanı 1,902 hektarlık (19 km2) bir alan üzerine kurulmuş. (İstanbul Havalimanı’nın dörtte biri). Şu anda 60 bine yakın çalışanı olan havalimanı, kent ekonomisine doğrudan 32.5 milyar dolar katkısı ile eyaletin en büyük iş vereni durumunda. 1996 yılında yapılan Atlanta Olimpiyatları için yeniden yapılandırılan ve genişletilen havalimanı 1994 yılından bu yana ABD’nin en büyük havalimanlarından biri olmayı başarmış. 1998 yılından bu yana yıllık yolcu sayısı bakımından bir yıl hariç (Chicago-O’Hare-OHD birinci olmuştu) dünyanın en işlek havalimanı olan Hartsfield–Jackson Havalimanı, 2005'ten bu yana da uçak iniş-kalkış sayısı bakımından da listenin en üst sırasında yer almayı hep sürdürüyor.

Yılda bir milyona yakın uçak Atlanta Havalimanı’na iniş kalkış yapıyor.

Günde ortalama olarak 2 bin100 iniş-kalkış gerçekleştirilen ATL’den ABD içinde 150, dünyada ise 70’ı aşkın noktaya tarifeli seferler yapılıyor.

Hartsfield-Jackson Havalimanı’nın günlük ortalama yolcu sayısı 286 bin olarak gerçekleşiyor ki, bu rakamları sayılı havalimanlarında görebiliriz.

Atlanta, konum olarak ABD nüfusunun yüzde 80'inin ikamet ettiği şehirlere iki saatlik uçuş mesafesinde bulunuyor ki bu da yolcu sayısını artıran bir unsur.

Havalimanının sahibi konumundaki Atlanta Belediye Meclisi, kente en uzun süre belediye başkanlığı yapan William B. Hartsfield adının yanına, vefat eden ilk siyahi belediye başkanı Maynard Jackson’ın da adının eklenmesini kararlaştırıp meydana Hartsfield-Jackson Atlanta Uluslararası Havalimanı adını vermiş.

Bir adet 3 bin 776 metre, bir adet 3 bin 048 metre, üç adet de 2 bin 743 metre uzunluğu olan toplam beş beton pisti bulunan Atlanta Havalimanı’nın 121 metrelik kulesi Kuzey Amerika’nın en yüksek kulesi olup, dünyada da en yüksek dördüncü kule unvanına sahip.

Atlanta Havalimanı’nın Genel Müdürlüğü’nü yapan Jan Lennon Havacılık Departmanına katılmadan önce, Virginia'daki bir hapishanede müdür yardımcısı olarak kariyer yapmış farklı bir yönetici. North Carolina Central ve Coppin State üniversitelerinden mezun olan Lennon, ceza adaleti alanında lisans ve ceza adaleti/güvenlik yönetimi alanında da yüksek lisans derecesine sahip.

Sözü daha fazla uzatmayalım. Böyle köklü ve başarılı bir havalimanının ulaştığı düzeye, İstanbul Havalimanı da ulaşsın isteriz. Arada 20 milyona yakın yolcu farkı var. Atlanta, ulaşabileceği yere gelmiş. Bundan sonra ne kadar artış sağlar bilinmez. Fakat İstanbul Havalimanı, coğrafi konumu, fiziki alanının genişliği, dağıtım merkezi ve transit geçiş noktası olarak fazlasıyla ümit vadeden bir mega havalimanı olarak geleceğin liderliğine adaydır.

Mutlu yarınlar Türkiye’m.

Sivil pilot ihtiyacımız nasıl karşılanır

Devlet, uçuş okullarını desteklemeli

Türk Sivil Havacılığı’nın artan pilot ihtiyacının nasıl çözümlenebileceği konusunda, 8 Mart 2024 tarihinde İstanbul’da Özyeğin Üniversitesi Havacılık ve Uzay Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve her biri alanında söz sahibi olan uzmanların katıldığı “1’inci Türk Sivil Havacılığının Pilot İhtiyacı ve Çözüm Önerileri Sempozyumu” çok başarılı ve etkili bir çalışma olmuştur. Hazırlanan “Sonuç Raporu” sivil pilot ihtiyacını ve çözüm yollarını uzman gözüyle dile getirmiş.

Gelecek 20 yıl içinde de Türk sivil havacılığının hızlı büyümeye devam edeceğini öngörerek “Başta Boeing ve Airbus olmak üzere uluslararası kuruluşlar 2040 yılına kadar dünyada 40 binin üzerinde yeni yolcu ve kargo uçağına ihtiyaç olacağını, bunları uçurabilmek için 600 binin üzerinde pilotun istihdam edileceğini tahmin etmektedir” diyen uzmanlar “Mevcut durumda sivil havacılık pilotu yetiştiren 53 onaylı eğitim kuruluşu (ATO-Approved training organization) bulunmakta olup, bu sayının daha da artması beklenmektedir.” görüşünü savundu.

SHGM’ye göre ülkemizde şu anda (Mart ayı) 1.055 kadın, 12.061 erkek olmak üzere aktif olarak uçuş yapan toplam 13.116 pilot bulunduğunu, 2000'li yılların başında yalnızca 2 bin civarında olan lisanslı pilot sayısının da 20 yılda altı kattan fazla arttığını, aktif uçuş yapmayan lisanslı pilotlarla toplam pilot sayısının 30.493'e ulaştığını ve bu rakamın ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) üyesi 193 ülke arasında ilk 20'ye girmemizi sağladığını açıklayarak pilotların kadın/erkek ve hangi hava araçlarında çalıştıklarını şu şekilde açıklamış; “- Uçak ve helikopter pilotu: 11.232 erkek, 984 kadın, toplam 12.216. 2023 yılında sivil havacılık lisansı alan yeni mezun pilot sayısı 1000'in üzerindedir.

Konuşmacılar, sivil havacılık pilotu yetiştirmede temel görev üstlenen ATO’ların 264 adet temel eğitim uçağı, 300 uçuş öğretmeni, 41 kontrol pilotu ile yılda ortalama 200 faydalı günde 200 bin saatten fazla uçuş yaparak 1000'in üzerinde pilot yetiştirdiğini göstermektedir. Bu önemli bir kapasitedir ve Avrupa'daki birçok ülkeden fazladır. Ancak kapasitenin sektörün artan ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalacağı öngörülmektedir.”

NE KADAR PİLOTA İHTİYAÇ VAR?

“Ülkemizde halen 11 adet havayolu şirketi faaliyet göstermektedir. Hayayollarının ihtiyaç duydukları pilot sayısının mevcut durumda 2 bin pilotun üzerinde ve gelecekte de 3 binden fazla olacağı değerlendiriliyor.

ATO'lar tarafından 2023 yılında yetiştirilen ve SHGM’nin 2023 yılında lisanslandırdığı pilot sayısı 960’dır.

Yetiştirilen pilot sayısı ile mevcut ve yakın gelecekteki ihtiyaç karşılaştırıldığında kapasitenin sektörün ihtiyacı olan pilotları yetiştirmede yetersiz kalacağı değerlendirilmektedir.

Sempozyumda, pilot yetiştirilmesi konusunda yaşanan problemler ise şöyle özetlenmiş.

“Halen 19 adet temel uçuş eğitimi veren ATO kapasitelerinin üst sınırlarında faaliyet göstermekte, ancak artan ihtiyacı karşılamakta zorlanmakta. ATO sayısı ve kapasitesi artırılmalı. Bunun için başta eğitim uçağı olmak üzere ciddi yatırımlar yapılmalı, daha fazla uçuş öğretmeni ve kontrol pilotu yetiştirilmelidir.

PİLOT İHTİYACINA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

“Devlet sadece uçuş okullarına tahsis edilmiş meydanlar kurmalıdır. Bu meydanlarda ATO'ların ihtiyaç duyduğu her türlü kolaylık sağlanmalı, eğitim uçuşları öncelikli olmalıdır.”

-Yetişmiş öğretmenlerin havayollarına veya başka kurumlara geçişini azaltmak için özlük hakları iyileştirilmeli, kariyer planlaması yapılmalı, otoritelerce ATO'lara bu yönde teşvikler sağlanmalıdır.”

-Eğitim uçuşlarının yapılabileceği koridorlar ve sahalar oluşturulmalı, bunlar mümkün olduğunca askeri ve İHA/SİHA faaliyetlerinden etkilenmemeli.”

Sonuç olarak denilmekte ki;

“Ülkemizin sivil havacılıkta bölgesel ve küresel bir güç haline gelmesi, pilot yetiştirme kapasitemizi hızla artırmaktan geçmektedir. Bu hedefe ulaşmak için tüm paydaşların iş birliği ve uyum içinde çalışması önem taşımaktadır. Kamu kurumlarının koordinasyonu, özel sektörün yatırımları ve eğitim kurumlarının nitelikli insan yetiştirmesi sayesinde aşılması güç görünen engeller kolaylıkla aşılacaktır.”

Devletin, söylenenlere kulak vermesi dileğiyle.