Şimdilerde yansıyan bunca olumlu tabloyla birlikte "Türkiye etkisinin iyice hissedilmesiyle Irak'ta ve bilhassa Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları dahilinde terör saldırıların hız kazanacağını" da yazmıştım aylar öncesinde kaleme aldığım yazılarımda...
“Tohum toprağa düşmediği sürece bir anlamı, gücü, etkisi ve bereketi yoktur...”
Ve tohumun toprağa düşmesiyle çatlaması, kök salması, yeşermesi, dallanıp budaklanması, meyveye durması zaman-emek-sabır triasını gerektirir...
Türkiye’nin yürüttüğü kararlı terörle mücadele, yurt içiyle birlikte Irak’ta da huzur ve güven tohumlarının toprağa düşüp yeşermesine vesile oldu...
Art arda gelen başarılı nokta operasyonları, ele geçirilen örgütün etkili isimleri, terörün hareket alanının iyice daralması, örgüte katılımın bitmesi ve örgütten kaçıp devlete sığınmaların başlaması sona yaklaşıldığını gösteriyor...
Şimdilerde yansıyan bunca olumlu tabloyla birlikte “Türkiye etkisinin iyice hissedilmesiyle Irak’ta ve bilhassa Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları dahilinde terör saldırıların hız kazanacağını” da yazmıştım aylar öncesinde kaleme aldığım yazılarımda... Çünkü Irak genelinde şimdiye kadar geç kalınmış terörle mücadele başlıkları sebebiyle terörün-destekleyicilerinin-nemalananlarının yerleşmediği şehir ve kademe kalmamış durumdaydı... Siyaset, basın, medya, iş, sivil toplum kuruluşları ve aklınıza gelebilecek her başlıkta “terör kokulu hareketler” vardı ve eskisi kadar olmasa da halâ var... Terörle mücadele başlığını tek başına hayata geçiremeyen Bağdat ve Erbil Yönetimi Türkiye’nin varlığı ile şimdilerde eğitimi, yatırımı, geleceği, kurumsal yapıyı, morali ve motivasyonu konuşmaya başladı... Hatta gerçekleşen son Irak Seçimleri teröre ve olumsuz yansımalara Iraklıların geçit vermemesi net bir tavırdı... Irak Sandıklarından Başbakan Kazımi’nin sık sık dile getirdiği “yenilikçi, özgürlükçü, modern, genç, dinamik, hizmet odaklı bir Irak istiyoruz” tercihi galip çıkmıştı...
Bu olumlu değişimde Türkiye’nin terör karşıtı varlığıyla birlikte Bağdat ve Erbil Yönetimi’nin vatandaşlarını cesaretlendirici söylemleri de etkili oldu elbette... Misal bir ara beni ciddi anlamda rahatsız ettiği için yazılarımda sıklıkla vurgu yaptığım “Türkiye’nin Irak’ta ne işi var” cümlesini artık duymuyorum ne Bağdat’ta ne de Erbil’de... Duymuyorum çünkü ısrarla dile getirdiğim; “Bağdat ve Erbil Yönetimi Türkiye’nin Irak’ın terörle mücadelesinde vazgeçilmez bir unsur olduğunu ve Türkiye’nin yanında olduklarını sıklıkla dile getirmeleri gerekiyor” cümlelerim son süreçte yerini bulmaya başladı...
Evet artık Irak genelinde “Türkiye’nin Irak’ta ne işi var” cümlesini artık duymuyoruz fakat iyice daralan ve tüm çareleri tükenen terör örgütlerinden saldırılar gelmeye başladı Bağdat-Erbil Yönetimi vatandaşlarına ve Peşmerge Güçlerine... Bunu bekliyordum ve hatta daha fazlasını da bekliyorum önümüzdeki süreçte! Çünkü Peşmerge girilemeyen alanlarda kontrolü ele geçirmeye başlamasıyla güç dengeleri altüst oldu...
Askeri kademelerle birlikte Iraklıların da büyük desteği var terörle mücadeleye... Özetle yıllardır terör örgütü mensuplarının yarattığı korkuyla susan, evinin kapısını açan, aşını veren, evladı kaçırılan Iraklılar sesini yükseltmeye başladı artık; “terör örgütünü istemiyoruz” cümleleriyle...
Tüm bunlarla birlikte mevzu sadece elinde silahla dağda yuvalanan terör unsurları değil! Bir mevzu da; yerinden, rahatından, rantından olacak etkili ve yetkili isimlerin paçalarının iyice tutuşmasıyla ortalığı galeyana getirmeye çalışması... Ve bu iki mevzunun sonucu olarak tüm terör örgütlerinin Türkiye-Bağdat-Erbil e karşı birleşmesi! Sorunlar eşliğinde kaynayan KYB’deki Erbil karşıtı kesiminin KDP’yi zayıflatmak adına sırtını İran’a, PKK’ya, DEAŞ’a dayamasını da yazalım mevzular hanesine... Özetle Irak genelinde PKK, DEAŞ, İran, muhalif KYB’liler, FETÖ ve irili ufaklı bir çok oluşumun kol kola girdiği kim kime dum duma bir ittifak durumu var; “sıkılaşan Ankara-Bağdat-Erbil saflarına“ yönelik...
Söz konusu Irak oldu mu terör örgütleri arasındaki hasım-hısım denklemini kurmak zor çünkü mevzu ideoloji değil menfaat ekseninde döndüğü için karşıtlık söylemleri ve saldırılarda rayiç bedel üzerinden işliyor...
Evet Türkiye içte ve Irak’ta yürüttüğü kararlı terörle mücadele ile huzur tohumlarını hızla serpiyor Irak topraklarına...Bundan sonrası Bağdat ve Erbil Yönetimleri’nin kararlı, sabırlı, güçlü duruşuyla Türkiye’nin ektiklerine sahip çıkmasına bağlı...
Burada umuttan yana bir başlık açmak istiyorum hemen. Irak Başbakanı Kazımi ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani’nin terörü, yolsuzluğu, uygunsuz ve sorunlu işleyişleri bitirmek konusunda ne kadar kararlı ve güçlü olduklarını göreve geldikleri ilk günden itibaren sık sık yazdım. Ki geçen süre içerisinde yazdıklarım konusunda yanılmadığımı gördük. Her iki isim cesaretle terörle birlikte yolsuzluğu ve kurumlardaki kangren haline gelmiş yapıları da masaya yatırıp neşter vurdu... Gençleri, eğitimi, yatırımları, istihdamı öncelikli rotalarına yazıp yıllardır ülkenin bütün nimetlerini sadece kendine alarak iyice devleşen vatandaşları yok sayan kesimle de büyük mücadele başlattılar...
Bu sebepten diyorum ya Irak’ta yaşanan sorunların-saldırıların-kaosun temelinde sadece terör örgütü yok! Terör örgütlerinin şehir yapılarının maddi-manevi desteği ile güç bulduğunu bizde tecrübeyle biliyoruz maalesef... Irak’ta da sahada terör mücadelesi devam ederken kurumsal yapılardaki ve şehirlerdeki destekçilere karşı da kararlı temizlik yürütülmeye devam etmeli...