Son zamanlarda gelenek haline gelen bir yazı düzenimizi fark etmişinizdir.
Hemen hemen her yazımızda geçmiş spor içerikli yazılarımızda dile getirdiğimiz sorunları tekrar gündeme getiriyor ve konuyu onun üzerine kurgulayarak devam ediyoruz. Bu hafta da öyle olacak gibi. Nedeni; yılladır futbolumuzda kronik hale gelen sorunlara köklü çözümler getirilemediğindendir.
Haziran ayında futbolumuzu yöneten Türkiye Futbol Federasyonu tüm kurullarıyla seçimle değişmiş, futbolumuz yeni yönetimin kontrolündeki yeni dönemine başlamıştı.
Aslıda yeni yönetim şeklen yeniydi. Çünkü, neredeyse eski yönetimin devamı gibi bir yönetimdi. Aslında, bir anlamda, kendilerinin de içinde olduğu bir dönemden devraldıkları sorunların çözümü ile uğraşacaklardır.
Geçen haftaki “Futbolumuzun Yeni Dönemi” başlıklı yazımızdaki bir bölüm, bugün yazmak istediklerimizin güncellenmiş geçerli özetlerinden biridir.
“Futbolumuzda Yeni Dönem” başlıklı yazımızdaki o özet yorumu bugün bir kez daha buraya aktarmak istedim. O bölüm şöyleydi;
“Yeni TFF yönetimi, çözüm bekleyen tüm bu sorunları nasıl çözecek? Bu konuda henüz ortada çok somut bir çözüm görünmüyor. Bilebildiğimiz kadarıyla; klüplerin borçları konusunda Bankalar Birliği ile yürütülen yapılandırma dışında çok da elle tutululur bir çalışma yok. Klüpler neredeyse kendi kaderlerine bırakılmış gibi.
Yukarıda sıraladağımız, bekleyen sorunlarda ilk öne çıkarılan TFF ve KBV ortaklaşa çözüm aradığı maçların yayını için yayıncı kuruluş BeingSport ile yeni anlaşmayı yapabilme çalışmasıdır. Son gelen bilgilere göre henüz net bir anlaşma sağlanamadı ama görüşmeler olumlu gidiyormuş.
Futbolumuzda yeni dönem hayırlara vesile olur inşallah. Tek dileğimiz, sorunların yumak olduğu bu olumsuz ortamlardan kısa sürede kurtulmak ve “kaderimiz haline gelen çözümsüzlüğü” tümüyle geride bırakabilmektir.
Futbolumuzun can damarı olan kulüplerimizin başlarındaki maddi sorulardan kısa sürede kurtulabilmesi olmazsa olmazlarımızdandır. Dünya futbolu ile yarışabilecek yere gelebilmemiz için mutaka maddi gücü ve kurumsalığı olan kulüpler düzeyine ulaşmamız kaçınılmaz zorunluluktur.”
Bugün futbolumuzda yeni dönemle ilgili değişik bir şeyler yazmak pek de mümkün değil.
2018-2019 futbol sezonunu en öne çıkan ve “şehir efsanesi”ne dönen sorunlarından biri, belkide en önemlisi; Merkez Hakem Kurulu/MHK’nın yönetimindeki hakemlerimizin yaşadıkları ve yaşattıklarıydı. TFF’nin yeni yönetimiyle MHK yönetimi de değişti. MHK’nın başına yine eski, denenmiş başkanlardan biri olan Zekeriya Alp getirildi. Kurulun neredeyse yarısından fazlası ise, geçen dönem yönetiminde yer alan isimlerden.
Hakemlik geçmişi olmayan, Başkanlık yaptığı dönemde başarısız bir süreç geçiren Zekeriya Alp Başkanlığı’ndaki yeni MHK’nın biriken bu sorunların üstesinden gelebileceği konusunda soru işaretleri giderek artıyor. Daha henüz ne yapacakları bile belli değil ve dile getirelenlerden pek de güven vermediği anlaşılıyor. Umarın başarırlar, giderek bıktıran “VAR” sorununu güvenilir hale getirirler, kendilerini sahipsiz hisseden hakemlerimizi rahatlatırlar.
TFF’nin çözüm bekleyen en önemli sorunlarından biri ise; kulüplerin düştükleri mali darboğazdan nasıl kurtulacakları ve iyice denetim zaafı yaşanan bu durumun nasıl düzeltileceğidir. Belli bir yasal düzenlemeler yapılacağı ve maddi savrukluğun denetim altına alınacağı söyleniyor ama, gördüğümüz; kulüplerimizin korkulu rüyası UEFA Finansal FairPlay kıskacının iyice daralmaya başladığıdır. UEFA’dan hala kesin sonuçlar gelmemiştir. Ve transferde yaşananlar ortadadır. Bu soruna daha sezon başlamadan net bir çözüm bulunmalı ki kulüplerin akılları başlarına gelsin.
Futbolumuzda yeni dönem sezon açılışları ve yanı sıra devam eden yeni transfer çalışmaları başladı. Transferde en hareketli gibi görünen, tarihinin en başarısız dönemini geçiren, UEFA, FFP konusunda en zor durumda olan Fenerbahçe. Bu sorun futbolumuzun üzerindeki karabulutlardan en etkilisi. Pek uzak ihtimel gibi görünse de, ucunda Avrupa Kupalarının dışına kalmak gibi bir risk hala gündemde.
Çözümsüzlük kaderimiz mi, bekleyelim göreceğiz!