Ne eziyetler atlattık ve atlatmaya devam edeceğiz.

Koronavirüs denen illet salgının kendini göstermeye başladığı mart ayının ortalarından, dün, YeniBirlik’te yayınlanacak bugünkü yazımı yazmak için bilgisayar başına geçtiğim saate kadar yaşadıklarımıza bir bakalım, neler oldu, bizler sosyal yaşamımızda ne durumdayız..

Ne eziyetler atlattık ve atlatmaya devam edeceğiz. Bu eziyetlere katlanmamızın tek nedeni, “önce sağlık”. Yaşamımızın “olmazsa olmazı” sağlık olduğu konusunda hem fikiriz. Sağlık olmazsa yaşamanın ne anlamı var ki!

Başlangıçta salgın vakalarının hızla ortaya çıkmasının, toplum olarak üzerimize yansımalarından arta kalanları anlatmaya buradaki satırlar yetmeyebilir. Neler yaşadık ve hala neleri yaşamaya devam ededeceğiz. Bu konuda, gerekli güven ortamını sağlamak, dünya ve toplumumuzun üzerine çöreklenen bu salgın felaketinden kurtulabilmek için, başta sağlık elemanlarımız olmak üzere, sorunu yönetimi için elinden geleni yapan; Sağlık Bakanlığımız Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanımızın yaptıklarını göz ardı edemeyiz. Sağlık Bakanımızın, salgındaki gelişmeleri aktarma konusunda kullandığı açıklama ve beden dili, kafalardaki travma duygularının çığ gibi büyümesine olabildiğince engel olduğunu asla unutamayız.

Eksikler yok mu, tabii ki vardı. Bunları burada tekrarlamaya hiç gerek yok. Aslolan; koronavirüs salgını konusunda bazı şeylerin tam kontrol edilmiş olmamasına rağmen, umutvar bir ortama doğru, yavaş da olsa, gidiyor olduğumuz gerçeğini göz ardı etmeyelim. Dünyada birçok ülkede hızı durmadığı gibi giderek artmaya devam eden ivmede seyrederken, ülkemizde koronovirüs salgını konusunda yapılanlar kafalardaki korku duygularına biraz set çekmiş gibi görünüyor.

Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de, virüsü yola getirebilmek salgını engelleyebilmek için tüm laboratuvar çalışmalarının devam ettiği haberlerini duyabiliyoruz. Alınan önlemlerin uygulanması konusunda zaman zaman gevşemeler olmasına karşın, salgının gidişatında biraz olsun kontrol edilme umudunun doğduğunu görebiliyoruz. Olması gereken; “Sosyal Mesafenin Korunması”, “Yakın Temas” konusuna özen gösterilmesi, asıl önemlisi; mutlaka “Maske Takma” zorunluluğunun uygulanması önlemlerini hiç gevşetmeksizin sürdürülmesi, koronavirus mücadelesinde en etkin yöntemler olacaktır.

Asıl korkutucu dönem olarak, kafalardaki endişeleri canlı tutan; geçtiğimiz hafta yapılan LGS Lise Geçiş Sınavı ve bu hafta cumartesi pazar, YKS Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nın geride ne sonuçlar bırakacağıdır. Yaklaşık iki milyonun üzerinde öğrencinin girdiği sınavlarda koronaviriüs salgınına olumsuz yansıyarak korkulan olmaz, kafalardaki endişeler tamamen ortadan kalkar.

Son gelen haberlere göre salgının Anadolu’da bazı bölgelerde etkisini sürdürdüğü şeklnde. Bazı il ve ilçelerde vaka sayılarında az da olsa artışlar kayıtlara geçmekte. Özellikle kontrolden çıkan; düğünler, toplu eğlenceler, asker uğurlamaları ve toplanılan alanlarda olması gereken önlemlerin yok sayılması, maske takmama gibi kural tanımamazlıklar, koronavirüs vaka sayılarının artmasına yol açıyor olmasına rağmen uygulanan kısıtlamalar, yasaklar, korkulana set çekecektir.

En önemli koruyucu önlemlerden olan; maskesiz sokağa çıkma konusunda asla taviz verilmemeli. “Sosyal Mesafenin Korunması”, “Yakın Temas”tan kaçınılması, toplu ve kapalı alanlarda, her ne nedenle olursa olsun toplantılara kesinlikle izin verilmemesi konusu, müsamahasız kesin uygulanması gereken önlemlerdendir.

Bu konuda; kitle iletişim araçlarında yayını zorulu hale getirilen duyurular, uzman görüşlerini içeren üç-beş dakikalık, canlı veya slayt halindeki kamu spotu programlar yayınlanarak toplum sürekli bilgilendirilmeli ve uyarılmalıdır.

Son gelen bilgilere göre; Anadolu’da biraz hareketlenir gibi görünen koronavirüs salgın konusunda ısrarla sürdürülmeye çalışılan kısıtlamalar, yasaklar konusundaki uygulamalardan asla taviz verilmemelidir.

“Bir süredir ortaya atılan “normalleşme” konusunun, toplumda anlaşıldığı gibi olmadığı, uygulanan önlemlerin ısrarla sürdürülmesi gerektiği sürekli hatırlatılmalı ve toplum uyarılmalıdır. Yeni bir “Pik noktası” ve “ikinci dalga” tehlikesinin hala tamamen geçmediği konusu sürekli vurgulanmalıdır.

Aman dikkat! Koronavirüs ile mücadele konusunda verilen mücadele unutulmasın, şimdiye dek yapılan çalışmalardaki emeklere yazık etmeyelim!