Çocukları ana korumazsa, dünyada kimse korumaz.
Adı neden Elmalı davası olarak anıldı ve adı kaldı bilmiyorum.
Olay çok vahim, içler acısı, bir ile ait, bir ilçe adı ile anılmasını oturtamadım bir türlü.
Mesela ananın adı ile anılabilirdi.
Ana bu davada, bu felakette çok önemli felaketin sebebi.
Çocukları ana korumazsa, dünyada kimse korumaz.
Tam 1 haftadır ülkede kıyamet kopuyor.
2 çocuğun, annesi, üvey babası, dayısı ve hatta anneannesi tarafından, istismar edilmesi.
Çocuklar 7 ve 10 yaşında.
Biri kız, diğeri erkek.
Neler olmuş yazmayacağım.
Çocuklar neler çizmiş yazmayacağım.
Çocukların ses bandını dinledim, neler anlatmışlar yazmayacağım.
Bildiğim tek konu var ise, somut delil olmadığı için hakimin zanlıları serbest bırakması.
Somut delil ne demek.
Delil denen şey zaten somut olmaz mı?
Soyut delil nedir ben bilmiyorum.
Adlı tıp raporları somut delilleri yazmış, dahası ne olabilir ki.
Benim bildiğim, öğrendiğim çocuklar mutlaka anlatıyor ya resimlerle ya da asabiyetle.
Ama bir şekilde anlatıyorlar işte.
Bu çocuklar da anlatmışlar, hayal dünyaları bu denli geniş ve bu kadar ahlaksız tuhaf olamaz ki.
Bunları yaşamasalar, öğretemezsiniz ve hadi anlat diyemezsiniz.
Neyse ki.
Sosyal medyada kadınlar, erkekler, analar babalar, ana baba olmayanlar kim varsa kıyamet kopardı.
Sosyal medyanın bu anlamda çok faydası var, kabul etmemiz lazım.
Bizim çocuklarımız ortalama yaşam şartlarına, imkanlara neden eşit sahip değiller ki.
Ülkenin bir tarafında çocuklar darmadağın.
Ayaklarında ayakkabıları yok, evde yoksulluk diz boyu.
Eğitim dersen, batıda okuyan çocuklarla çok farklı, bunların eğitimi ucu başı.
İmkanlar çok farklı.
Ülkenin şımarıklıktan ölecek çocukları ile yoksulluktan ölecek çocukları arasında çok fark var.
Ülkenin cahil ana babaların yanında büyüyen çocukları ile dünyada kendi çocuğunun dışında akıllı, güzel, yeteneği çocuk olmadığını düşünen ana babalar var.
Aman da aman ne kadar özel çocuklar ile, kapı önünden kaybolan çocuklar var.
Komşumun oğlu var.
6 yaşında ve tüm çocuklar gibi çok bilmiş.
Ana ve babası çocuğunu dünyada tek çocuk sanıyor, onlar öyle sanınca, çocuk da haliyle öyle sanıyor.
Merhaba demeyen, hoş geldiniz demeyi öğretemediğiniz çocuğunuz, bak ablaya merhaba de!, bak teyzeye hoş geldiniz de! diye diye dedirtemediğiniz çocuklarınız var.
"Allah rızası için sizin dağınıklığınızdan bıktım, beni bi çıkarın gezdirin" diyor.
Ben her çocuğa bayılmayan, sevdiği çocuğu seven biriyim.
Her çocuğa kuzummm diye koşan biri değilim.
Çocuklarınız her türlü imkan içinde büyürken, en önemli duygu olan güven duygusundan uzak büyüyorlar.
Ya biz, bizim çocukluğumuz nasıldı, çok şahaneydi ve güven içinde kapı önünde oynayarak geçti.
Çok mutlu çocuklardık.
Hayatımız tertemizdi bizim.
Düşerdik, dizimiz kanardı, kanayan dizlerimizi tükürük ile iyileştirirdik.
Evimizde sizin çocukların sahip olduğu bin çeşit antiseptik falan da yoktu.
Ama bizim anaların babaların, bizim kalplerimiz antseptikli idi.
Su birikitisinde yüzen kağıttan kayıklarımız, sizin çocuklarınızın uzaktan kumandalı teknelerine benzemezdi.
Bizimkiler cennete yüzerdi.
Ya sizin çocuklar, diğer arkadaşının teknesini devirmeye, deviremezse ağlama krizine tutuşmaya.
Hiç ağlamazdık.
Ağlarsak çok çabuk teselli bulup, büyüklerimizin kollarına koşardık.
Sizinkiler, gözünde yaş yok ama, arsız ağlamaları ile karşı dağları inletirken susturana aşk olsun.
Âciz analık babalık seyrine doyamama halimiz var.
Biz.
Helal süt emmiş çocuklardık.
O ne demek demeyin.
Çok farklıdır çok.
Güneş gibi yüzümüz vardı.
Karanlıkları aydınlatan.
Siz hala, aman çocuk ipad nasıl kullanıyor, ne oyunlar biliyor, neler yapıyor diye anlatmaya devam edin.
Aslında çocuğunuz yok farkında bile değilsiniz.
Doğarken büyümüş çocuklarınız, çocuk olmayan çocuklarınız, özlem, hasret bilecekler mi onu düşünün.
Çok düşünün çok.
Funda'nın aklındakiler…
... Sıla ve Ahmet Kural dayak davası yeniden görülmeye başlanmış.
Sıla, Ahmet beni dövdü diye şikayette bulunmuş, dava sonuçlanmış, Ahmet 1 yıl 4 ay 21 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Ahmet'in avukatı itiraz ediyor, karar bozuluyor.
Ve avukat davada keşif talebinde bulunuyor.
Ne keşfi yapılacak onu da bilmiyorum ya.
Aradan sene geçti, kadın çok aşıktı evlendi boşandı ve hatta yeniden çok aşık.
Adam yanında kız arkadaşı, yanak yanağa yaradana şükredip duruyor.
Bir dava böyle uzadı mı ben çok sıkılıyorum.
Dava ile ilgili tüm duygularımı kaybediyorum.
Kadınlarla ilgili güven duygumu gitgide kaybederken, erkeklerin neresinden tutalım onu da bilmiyorum.
Günün sonunda.
Aman valla ne haliniz varsa görün demek geliyor içimden.
Aman valla davanın sonucunu da hiç merak etmiyorum.
Bana ne.
Funda'nın aklındakiler…
... Sosyal medya.
Ne kadar çok yuva yıktı.
Ne kadar çok ihanete sebep oldu.
Mağdur programlarına bakın, kadın ilkokul 3, okulu terk etmiş, okumamış.
Küçücük bir köyde ya da ilçede yaşıyor.
İnançlı biri gibi, Allah korkusu var bende diye anlatıyor.
Herkese Allah'tan korkun diye bağırıyor.
İki kelimeyi bir araya getiremeyen kadın ya da adam, whatsApp durumu biliyor, Instagramda her türlü çakallık biliyor, facebook ile ilgili neler anlatıyor inanamazsınız.
Ahlaksızlık almış başını girmiş
Aile kavramı, sadakat kavramı yanmış bitmiş kül olmuş.
Çoluk çocuk kimsenin umuru değil.
Çevrim içi, çevrim dışı saatlerini saklarken televizyonda ahlaksızlıklarını saklayamıyorlar.
Televizyonda bir bir anlatmak zorunda kalıyorlar.
O kadar utanmazlar ki ne anlattıklarının farkında bile değiller.