Modern şehirler insanlar için adeta toplu mezarlık gibi.

Çağımız hızla değişiyor. Teknoloji baş döndürüyor. İnsan, insani vasıflardan, insani duygulardan, düşüncelerden, fiillerden her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor veya uzaklaştırılıyor. Modern şehirler insanlar için adeta toplu mezarlık gibi. Modern ve kalabalık şehirlere inenler zaman içinde kendine ve topluma yabancılaşarak kendisini dahi tanıyamaz duruma geliyor. Suç artıyor. Ahlaksızlık artıyor. İnsanların birbirine olan güveni azalıyor. Toplumsal yapının dayandığı bütün değerler altüst ediliyor. İnsanları birbirine bağlayan ve kaynaştıran duygular köreliyor, maneviyat çöküyor. İnsani değerler yok ediliyor. Yaşama gayemiz çökertiliyor. Aile içerisinde başlayan cümbüş ve hengame, sorun ve stres küçük çevreden büyük çevrelere doğru yayılıyor. Paranın getirdiği kuvvet geçerli kılınıyor. Hak, hukuk, adalet terazisine hile karıştırılıyor. Kokuşmuş ve çürütülmüş etiketten ibaret eğitim insanları yozlaştırıyor. Merhamet insani değerlerin dışına itilmiş. Kavga, terör, isyan, para, şöhret, hile almış başını gidiyor. Düzen nasıl geldiyse öyle gidiyor. Aklı başında insanlar yok oluyor. Dış kaynaklı ülkelerin liderleri samimiyet testinden geçemiyor. Düzen insanları yaratılıyor. Dünya insanları oluşturuluyor... İnsanlık dizayn ediliyor... Hayvan insan modeli örnek gösteriliyor. Toplumlar yığınlar haline getiriliyor. Mana ve madde arasında ki dengeler yok edilerek robot insanların üretimi yapılıyor. İnsanın ve insanlığın hiçbir değeri olmadığı bir dünyada yaşarken, idrak, mantık ve şuur gibi insanın yapısal taşları sökülüp alınıyor. İçi dışı çürütülen insan manzaraları geleceğimizi karartıyor. Çocuklarımızın geleceğini… Evrenin geleceğini… Dünyamızın geleceğini karartıyor… Modern hayat insanı köle haline getiriyor...

HAFTANIN KİTABI: BILDIRCIN KARI

Herkesin bir başucu kitabı olmalı diye düşünüyorum. Başucu kitabı olacak nitelikte bir kitabı sizle paylaşmak istiyorum. Paolo Cognetti’nin, Türkiye’de Kafka Kitap’ın yayımladığı ödüllü otobiyografik romanı Sekiz Dağ filme çekiliyor. Yönetmenliğini, 2016’da Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Felix Van Groeningen’in ve Charlotte Vandermeersch’in üstlendiği filmin başrollerinde başarılı İtalyan oyuncular Luca Marinelli, Alessandro Borghi, Filippo Timi ve Elena Lietti yer alıyor. Cognetti’nin senaryosu üzerinde bizzat çalıştığı ve diyaloglarını denetlediği filmin çekimleri, İtalyan Alpleri’nde yazarın yaşadığı muhteşem dağ köylerinde ve Nepal’de gerçekleşiyor. Çocukluk, yetişkinlik, dostluk, insanın dünyadaki yerini bulması, baba-oğul ilişkileri gibi evrensel temaları lirik bir dille işleyen Sekiz Dağ ve yazarın kendi hikâyesini anlatmaya devam ettiği alan Bıldırcın Karı – Dağ Günlükleri adlı otobiyografik romanları, Kafka Kitap logosuyla okurlarını bekliyor.

BİR FİLM İKİ KARDEŞ VE GAZZE MON AMOUR

Filistinli ikiz kardeşler Tarzan Nasser ve Arap Nasser'in Gazze Mon Amour adlı filmi, 27. Saraybosna Film Festivali'nde gösterildi. Malmo, Toronto, Cairo, Antalya, Valladolid ve Fribourg uluslararası festivallerinden ödülle dönen Gazze Mon Amour, 60 yaşındaki balıkçı Issa'nın (Salim Daw), balık ağında eski bir Apollo heykelini keşfetmeden önce terzi Siham'a (Hiam Abbass) gizli aşkını ilan etme girişimlerini anlatıyor. Saraybosna'daki Cineplexx 4'te gerçekleştirilen filmin gösterimi sonrası seyircilerin sorularını yanıtlayan yönetmen Tarzan Nasser, Gazze Mon Amour'da dünyada savaşla ve çatışmayla anılan Gazze'nin sahip olduğu imajı, orada yaşayan insanların aşk hikayesini göstererek değiştirmek istediklerini söyledi. Nasser, insanların Filistin'de ve Gazze'de neler yaşadığını sadece medya üzerinden takip edebildiğine işaret ederek, "Fakat gerçekten orada neler olduğunu bilmek için orada yaşamayı da deneyimlemek zorundalar" dedi.

GÜNÜN SÖZÜ:

YARATILANI HOŞGÖR, YARADAN'DAN ÖTÜRÜ

YUNUS EMRE