Son yıllarda güve gibi ha bire kemirecek alan yaratmayı çok seven bir hal aldık!
Erken seçim yakın, baskın seçim daha güçlü ihtimal, hayır erken seçim yok, erken seçim olsa bile çok erken olmayacak...
Son yıllarda güve gibi ha bire kemirecek alan yaratmayı çok seven bir hal aldık! Durup durup kuruyoruz, üretip türetiyoruz, kemiriyoruz, pirenin altına develeri koyuyoruz, olmadı sil baştan başlıyoruz...
İçte ve dışta çok sıcak yılları yaşarken ekranlarda iyice zıvanadan çıktı. Çıkmakla kalmadılar vatandaşın tahammül sınırlarını da tarumar ettiler. Misal son olarak Türkiye hukuki hakkının verdiği yetkiyle Ayasofya‘nın ibadete açılması kararını aldı. Tamam bir iki gün konuşun kapatın artık konuyu! Daha karar alınmadan önce başlayan konuşmalar bitmedi halâ devam ediyor... Hayır yeni bir şey eklense gam yemem ama yok! Günlerdir aynı cümlelerle konuşuluyor da konuşuluyor! Bu gibi bıkkınlık veren durumlar karşısında ‘ya staaarrr bi susun artık’ denir Güneydoğu’da...
Kimseler üstüne alır mı almaz mı bilmiyorum fakat bu küçük kamu spotundan sonra gelelim bugünkü başlığımın altını doldurmaya.
Evet önümüzdeki seçimlere dair sayısız seçenek günün her saatinde konuşuluyor. Sabahın köründe başlayıp taaa ertesi günün ilk saatlerine kadar beynimizin dumura uğraması için konuşuluyor! İttifaklar, yeni partiler, adaylar, kazanacaklar, kaybedecekler, oy oranları, yeni tablolar vs vs... Herkes mevcuttaki durumu konuşurken bugün farklı bir pencere açmak istiyorum. Yeni partilerden ziyade mevcut partilerin beklenen doğrultuda dönüşümünün olma ihtimali ve beklentisi bence çok daha yüksek!
Mevcutların tazelenmesi, gençlere emanet edilmesi, yeni vizyon anlayışıyla teşkilatların ve seçmenin harekete geçirilmesi... Rahmetler içinde uyusun Süleyman Seba’yı çok severdim nefes aldığım sürece de seveceğim, anlatacağım, dualarımı yollayacağım... Çocukluğumuzda bile tanırdık, bilirdik, severdik. Süleyman Seba neden ölümsüz Başkan oldu biliyor musunuz? Hırsları Beşiktaş’a olan sevgisinin ve hizmet aşkının önüne geçmedi çünkü. Nerede bırakması gerektiğini bildiği için, sonrasında da ‘gönüllerin daimi Başkanı’ olarak kalmayı hak ettiği için şimdi hepimizin en güzel yerinde saklı Büyük Başkan Süleyman Seba...
Şimdi gelelim dikkatimi çeken bir durumu sizinle paylaşmaya. Büyük Birlik Partisi hiç küçümsenemeyecek bir tabana ve sevgiye sahip. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu nasıl bir adammış ki adını en derine kazımış! Nereye gitsem, kimi dinlesem sevgiyle ve takdirle onu anlatıyor... Yaptıkları, konuşmaları, yüreklere dokunuşu, zekası, dik ve güçlü duruşu, anıları efsane gibi anlatılıyor... Fakat rahmetliden sonra bir türlü BBP’nin eski günlerini yakalayamadığını da hepimiz biliyoruz. Sanki film orada koptu! Hatta teşkilatlarını bile göremiyor gibiyiz. Aslında yürekte varlar da sahada yoklar gibi! Ki yürekten güçlü bir tabana sahip BBP. Bu değişim örneğini ilk aklıma gelen olduğu için BBP üzerinden verdim aman ha yanlış anlaşılmasın. Bahsettiğim değişimler belki de bir iki partide daha olacak kim bilir?
Dedim ya; herkes yeni partileri konuşurken ben mevcuttakilerin değişim ve dönüşümünün daha etkili olacağını görüyorum! Çünkü vatandaş yorgun ve bıkkın siyasete dair. Bu sebepten yeni heyecanlara yelken açmaya da isteksiz. O zaman elde kalıyor mevcuttakileri revize etmeye. Yeni genel başkanlar, yeni yönetim kadroları, yeni ve aktif vizyon kazanımları, sıkıcılıktan uzak vatandaş odaklı söylemler... Aslında doğru olan da bu değil mi? Taze ciğerler ile daha güçlü sesler daha büyük kitlelere ulaşır...