Günlük yazımı yazmak için bilgisayar başına geçinceye kadar kafamda belirlediğim konuya başlamada çoğu zaman zorluk yaşadığımı söylemeliyim.
Günlük yazımı yazmak için bilgisayar başına geçinceye kadar kafamda belirlediğim konuya başlamada çoğu zaman zorluk yaşadığımı söylemeliyim. Yazacağımı aşağı yukarı belirlemiş, hatta hatta giriş gelişme ve sonuç bölümlerinin paragraf başlangıçlarındaki cümleleri bile kurgulamış oluyorum ama, her nedense, yazı için klavyedeki tuşlara dokunmaya başlayacağım zaman. Yazmayı planladıklarımdan tümüyle vazgeçtiğim çok olmuştur. Tuşlara dokunmaya başladığımda, parmaklarımın sanki kendi yazmak istediklerine yöneldiğini hissedebiliyor ve bırakıyorum parmaklarımı klavyedeki harfler üzerinde istediği gibi dolaşsın diyorum.
İşte bugün de öyle günlerden biri. Aklımızı karıştıran, daha doğrusu aklımızın karışmasına neden olan şu enflasyon sözcüğü var ya, günün her saatinde olabilenden çok daha fazla sorun yaşamamıza neden oluyor. Var mı, yok mu, kimilerine göre dayanılacak gibi değil kimilerine göre ise tüm dünyada varlığından sıkça söz edilen, bizleri de beraberinde sürükleyen bir durum olarak kabullenmemiz gerek bir olgu.
Ekonomiden biraz anlayan, günümüz yaşam şartlarına göre olabilene ayak uydurarak geçimini sağlayan - ben kendime orta sınıf diyorum - bu ülkede yaşayan, ülke şartlarına ayak uydurmaya çalışan bir vatandaş olarak, enflasyon nedir veya bizlere anlatılan enflasyon ile yaşamımızda geçim şartlarımızı tümüyle eline geçiren, istediği gibi yönlendiren, bizlere bahşettikleriyle idare etmeye ve bu yaşam şartlarına uyuma mecbur bırakan bir proje bir yönetilme biçimi mi, hala çözebilmiş değilim.
Diyorum ya, dizayn edilmiş yaşam şartlarının oluşturduğu bu ortamda bile verilenlerle yetinmeye çalışan, sıradan yaşamı olan bir vatandaş olarak, çoğu zaman planlarımın şaştığının farkındayım. Fiyatlar almış başını gidiyor. Günümüz günümüze uymuyor. Bugün alabildiğınız temel tüketim maddelerini yarın aynı fiyata alamıyorsunuz. Temel ihtiyaçlarınız için değil aylık, haftalık veya günlük planlar bile yapamaz durumdasınız. Bu şartlarda gelin yaşamınızı planlayın. Açıkçası orta sınıf yaşam düzeyi olan bir vatandaş olarak ben de bunu başaramıyorum.
Başlarken yazdığım gibi yazı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda düşündüklerimi değil de o an ekranlara, gazetelere yansıyan yaşam kesitlerinde sık sık sözedilenler sizi hemen o gördüklerinizi yorumlamaya doğru kaydırıveriyor.
Ben dahil birçoğumuzun aklımıza getirmemeye çalıştığımız kış gelmek üzere ve akıl travması yaşamamıza neden olacak doğal gaz ve elektrik faturalarının üzerimize yükleyeceği ağır yükten söz etmeye cesaretimiz yok ama aklımızdan da hiç çıkmıyorken,
bu günlerde haberlere yansıyan ve konuşulmaya başlanan şu ekmek fiyatları konusuna azıcık değinmek geldi içimden. Ekmek, dargelirlinin ihtiyacı olan temel tüketim maddelerinin en olmazsa olmaz olarak hissedilenidir.
Biraz daha ucuza satılan Halk Ekmek gibi bazı yerel yönetimlerin ürettiği ekmek dar gelirlinin karnının doyması için bir tercih olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Bu konuda örnek gösterilenin en başındaki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin üretimi ve yönetiminde satılan Halk Ekmek satış noktaları önünde, iyice uzamaya başlayan ekmek ihtiyaçlarını giderebilmek için bekleşen, ekmek tüketicilerinin oluşturduğu kuyruklar.
Söylemeliyim ki, zaman zaman fırsat bulduğumda, eğer önünde Halk Ekmeği alabilmek için bekleşenlerin oluşturduğu yoğun kuyruklar yoksa benim de oldukça güzel olan Halk Ekmek ürünlerinden satın aldığım oluyor.
Ekmek sadece dar gelirli için değil, bu zor yaşam şartlarında herkesin beslenebilmek ve karnını doyurabilmek için en gerekli tüketim maddelerinden biri. Ve en çok dikkat edilmesi gereken, en önemli beslenme maddelerinden ekmek ile ilgili spekülasyonlara meydan vermemek. Evet, doğrudur, zor şartların oluşturduğu ortamda birçok ana üretim maddelerinde olduğu gibi, ekmek üretim ana maddelerinde de maliyetler iyice zorluyor. Karın doyurmak için ana tüketim ürünü olan ekmek fiyatlarını belirleme konusunda biraz daha dikkatli davranmak gerekiyor.
Şu anda yürürlükte olan ekmek fiyatlarındaki fiyat artışından söz edilmesi yine gündemde. Zaman zaman dayatma uygulamaya dönüştürülen ekmek fiyatları konusu yine konuşulmaya başlandı. Bazı ekmek üreticileri yetkililerin gündeme yerleştirmeye başladıkları ekmek üretim maliyetlerinin çok arttığı ve 5 liraya satılan ekmeğin çok yakın zamanda 7.5 liraya satılabileceği söylentileri çok sık dillendirilmeye başladı. Dar gelirlinin karnını azıcık da olsa doyurabilmesini sağlayacak kuru ekmeği de; var mı, yok mu, sürekli tartışılan enflasyona yem yapmayalım.
Dar gelirli için temel tüketim maddelerinin en vazgeçilmezi olan, şu anki görüntüsüyle neredeyse sandviç boyutlarına inen ekmek 7,5 lira olur mu?