16 Ekim 2017 tarihinde Malta'da bir gazeteci otomobiline yerleştirilen uzaktan kumandalı bir bomba ile katledildi. Daphne Caruana Galizia bugün yaşama şansına sahip olabilseydi 54 yaşında olacaktı. Geçtiğimiz pazartesi günü sevdikleri ile doğum gününü kutlayacaktı.

Maltalı gazeteci Daphne Caruana Galizia, Malta’da ayyuka çıkmış olan yolsuzlukları araştırmaktaydı. Mafyanın bir “kara para yıkama adası” olarak kullandığı AB üyesi Malta’da anlaşılan yolsuzlukları araştıran bir gazetecinin can güvenliği yoktu.

Bayan Galizia’nın katilleri ve onun öldürülmesi emrini verenler bugüne kadar bulunamadı. Cinayeti soruşturan ekibin yöneticisinin de değiştirildiği bugüne kadar süren araştırmalarda İsviçre’deki bir bankanın adı da çok dile getirildi. Daphne Caruana Galizia’nın gri renkteki Peugeot 104 tipi aracına 15 Ekim’i 16 Ekim’e bağlayan gece iki şahsın bombayı yerleştirdiği ve 16 Ekim 2017 tarihinde gazeteci otomobiline bindiğinde 15 Ekim 2017 gecesi saat 01.41’de aktive edilen “9968752” numaralı SİM kartının aranması sonucu araçtaki bombanın patladığı tespit edildi. Hatta tüm bu operasyonun 15 Ekim 2017 tarihinde Malta’nın Valetta limanından Akdeniz’e açılan “Maya” isimli tekneden organize edildiği de kayıtlara geçti. “Maya” isimli tekneden bombayı telefonla arayarak patlatan katilin ardından birini arayarak “bugün büyük bir balık yakaladım” mesajını verdikten sonra da karısını arayıp “yemek hazırla eve geliyorum, karnım aç” dediği de soruşturma dosyasında kayıtlı. “Maya” bu son aramalar sonrası Marsa limanına giriş yapmış.

Bayan Galizia’nın 16 Ekim 2017 günü saat 14.35’te sosyal medyada paylaştığı son mesaj ise çok anlamlı: “Nereye baksam her taraf haydut dolu” şeklinde. Bu mesaj sonrası aracında katledildi.

Malta polisinin cinayetle ilgili en ince detaylara kadar edindiği tüm bilgilere rağmen bugüne kadar katillerin ve arkalarındaki emri veren asıl canilerin yakalanamamış olması ise tam bir skandal!

Nedense böyle bir cinayet Türkiye’de işlenmiş olsa ilgili ilgisiz her kafadan bir ses çıkan AB’de AB üyesi Malta’da işlenen bu cinayet ile ilgilenenler pek fazla değil. Avrupa Parlamentosu’nda genç Maltalı milletvekili Roberta Metsola bu konudaki ciddi anlamda tek aktif politikacı. Daphne Caruana Galizia’nın katillerinin bulunması ve olayın arka planının ortaya çıkması için canla, başla çalışmakta. Bayan Galizia bugüne kadar unutulmadıysa bunu Maltalı AP milletvekili Metsola’ya borçluyuz. Malta’da yolsuzluklarla mücadelenin başarılı olmasının bu cinayetin arkasında olan Mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile yakından ilişkili olduğuna inanan Roberta Metsola dileriz başarılı olur. Bu hem Malta hem de AB için çok önemli.

AB üyesi olmayan ülkelerde basın özgürlüğü ve gazetecilerin can güvenliği gibi konularda çok hassas olan AB ve Avrupa Parlamentosu bu konuda yeterince aktif değiller. Malta Hükümeti de bugüne kadar nedense konuşmak ve parlak nutuklar dışında fazla başarılı olamadı.

Acaba Malta’da Daphne Caruama Galizia’nın katledilmesi ile ilgili soruşturmadan çok rahatsız olan güçlü çevreler mi var?

Bırakalım Malta’yı AB başkenti Brüksel’de ve birçok AB başkentinde faal olan ve AB üyesi olmayan ülkelerde basın özgürlüğü ya da gazetecilerin can güvenliği söz konusu olduğunda “yüksek sesle” bu konuları dile getirenler acaba Malta söz konusu olduğunda niçin susuyorlar ya da sadece “fısıltıyla” konuşmaktalar?

AB, Malta’daki bu soruşturmanın başarılı olmasını sağlamadığı takdirde “gazetecilerin can güvenliği” ve “yolsuzlukla mücadele” konularında dünyaya hiç iyi bir örnek olamayacak. Eğer bu soruşturma sonucunda hiçbir başarı sağlanamazsa hangi gazeteci cesaret edip de Malta’da yolsuzlukları araştırabilir?

AB’nin sadece Malta’da değil aslında birçok başka AB üyesi ülkede de titiz olmasında yarar var. Daha bir ay önce Almanya’daki Neo Nazi terör örgütü NSU’nun işlediği (sadece ortaya çıkan) cinayetlerle ilgili davanın sonucu da büyük hayal kırıklığı olmuştu. O davada da sadece sağ kalan katil ömür boyu hapis cezası aldı. Ancak NSU’nun arkasında olanlar karanlıkta kaldı. Ya da başka bir deyişle eğer NSU’nun arkasında hiçbir şey yok ise, bu da inandırıcı bir şekilde kanıtlanamadı.

Malta’da Daphne Caruana Galizia’nın katledilmesi ile ilgili soruşturmayı takip etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim için basın özgürlüğü ve gazetecilerin can güvenliği gibi prensipler çok değerli. Terör örgütlerini destekleyen gazeteciler için sayfalarca yazı yazanların yolsuzlukları araştırırken katledilen bir gazeteci ile ilgili suskunluğu çok garibimize gitmekte.

Oysa AB üyesi bir ülkede AB vatandaşı bir gazetecinin katledilmesi ile ilgili olarak yürütülen soruşturma hepimizi ilgilendirmeli!