Geçtiğimiz haftalarda "Bu "VAR" ile işimiz zor" başlığı altında bir yazı yazmıştım. Aslında "VAR" konusunu birçok kez bu köşede ele almıştım. Bu konuda son yazdığım yazıdan bir bölümünü buraya aktarmak istiyorum.
Geçtiğimiz haftalarda “Bu “VAR” ile işimiz zor” başlığı altında bir yazı yazmıştım. Aslında “VAR” konusunu birçok kez bu köşede ele almıştım. Bu konuda son yazdığım yazıdan bir bölümünü buraya aktarmak istiyorum.
“Birkaç haftadır yazdıklarımla, “Futbolumuz nereye” sorusuna yanıt aradım. Merak edilen, futbolumuzun genel durumunun nerede olduğu ve nereye doğru gittiğidir. TFF ivedilikle gerekeni yapmalı, sorunları bir an önce çözmeli, sekizinci haftasına geldiğimiz ve hala ortada duran hakemlerimizin sorunları, standardı yakalayamayan tartışılan kararları, hakem atamalarındaki şikayetler ve özellikle “VAR” hakemler ile sahadaki hakemler arsındaki uyumsuzluğun sahadaki hakemler üzerindeki olumsuz etkileri, artan tartışmaların, ortadan kaldırılması konusunda hala bir şey yapılamamış olması, bu ligin, bu anlayışla, “VAR”da var olan çözümsüzlükle pek de rahat sürdürülemeyeceğini birçok kez dile getirmiştik. Görünen o ki bu konu hala önemsenmiyor.”
Ligimizde bu sorun her hafta tartışılır durumdayken, Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarında görev alan iki FIFA kokartlı hakemimizin son hafta yaşadıkları hala konuşuluyor. Kaldı ki; bu iki hakemimizin Süper Ligimiz’de yönettikleri karşılaşmalarda hatalı VAR uyugulamaları ve bunların karşılaşmalara yansımalarının tartışılması hala konuşulurken şikayetlerin pek de haksız olmadığını görebiliyoruz
Bu hafta İtalya’da, Şampiyolar Ligi Milan-Atletico Madrid karşılaşmasını yöneten en kıdemli hakemlerinden Cüneyt Çakır’ın, oyun sırasında Milan aleyhine gösterdiği bir kırmızı kart, sonrasında verdiği penaltı kararının sahada tartışmalara neden olması, Cüneyt Çakır’ın “VAR”a gitmemesi, “VAR” hakemi Abdulkadir Bitigen tarafından ikaz edilmemesi, Milanlı futbolcuların sahadaki şikayetlerinin tam odağındaydı. İtalya’da en çok konuşulanın Cüneyt Çakır ve “VAR” hakeminin yoğun şekilde tartışılmasıydı. Karşılaşmayı 2-1 kaybeden Milan’ın konu ilgili şikayetini UEFA’ya ilettiği, ceza alabilecekleri gelen bilgiler arsında.
Bir başka haber ise; hakemimiz Halil Umut Meler’in yönettiği, “VAR”hakemliğini Mete Kalkavan’ın yaptığı Şampiyonlar Ligi, Lile-Salzburg karşılaşmasında yaşanlarlardı. Salzburg’un kazandığı bir penaltı olayında Halil Umut Meler penaltya kararı verir, “VAR”da görevli Mete Kalkavan’ın pozisyonu incelemesi için Halil Umut Meler’i çağırması. Üç dakika civarında bir süre inceleme sonrasında hakem Meler’in verdiği kararda ısrar etmesi, sahada uzun süre tartışmalara neden olur. Hatta, Lile’de oynayan futbolcumuz Burak Yılmaz’ın hakeme Türkçe itirazlarının ekrana yansıdığı tartışmalarıyla Fransa’da çok konuşulan bir karşılaşmaydı. Burada konuşulan; “VAR” protokolüne göre “gri pozisyonlar”da “VAR”ın sahaya müdahale etmemesi, Mete Kalkavan’ın bu kuralı yok sayarak pozisyon için Halil Umut Meler’i VAR”a çağırarak zor durumda bıraktığı, kuralın ihlal edildiği şeklindeydi.
Bunlar, bu hafta merkezinde FIFA kokartlı hakemlerimizin oldukları olaylardı. Her iki hakemimizin de Süper Ligimiz’de, hem VAR’da hem de sahada yönettiği bazı karşılaşmalarında yoğun tartışıldıklarını anımsarsak, sık sık dile getirdiğimiz “VAR” konusunda pek de verimli olamadığımız, “VAR” ve sahadaki hakemlerimiz arasında var olan uyumsuzlukların bazı karşılaşmaların sonuçlarını etkiledikleri iddialarımızda ne kadar haklı olduğumuzu görebiliyoruz.
Avrupa’da maç yöneten iki hakemimizin son yaşadıkları bu konuda çok daha fazla çalışmamız gerektiğini gösteriyor. Ülkemiz dışındaki karşılaşmaların hakemlerini izliyoruz. “VAR”ın varlığını bile hissettirmiyorlar. Karşılaşma sırasında yönetimin tek hakimi sahadaki hakemdir. “VAR” hakemi ise sahadaki hakemin yardımcıdır. Son karar sahadaki hakemin verdiği karardır. Ayrıca “VAR” protokolü, “VAR”ın hangi durumlarda sahadaki hakemlere yardımcı olacağı, müdahale edebileceği o protokolde çok net belirlenmiştir.
Bunu neden buraya aktardım. Kendimi, yazdıklarımı haklı çıkarmak için değil. Avrupa’da Şampiyonlar Ligi’nde sahada ve VAR” da görev alan en iyi iki hakemimizin, iyi hakemlikleri ile değil tartışılan yönetim biçimleri ile konuşulmaları bizleri pek mutlu etmediğindendir. VAR uygulamalarını hala çözememişiz.
TFF ve MHK Başkanlarının söylediği gibi futbolumuzda her şey pek de iyi gitmiyor.