İnsanlar anı olsun diye saklar ve geçmişine ait her şeyi saklar.
…Zülfü Livanelli.
Habertürk'te Ahmet Mümtaz Taylan'ın programına konuk oldu.
Tesadüfen yakaladım.
Çok ilginç açıklamalarda bulundu.
Zülfü Bey anlatıyor;
"Çocukluğumdan oyuncak hatırlamıyorum, nesne hiç biriktirmem, albümlerimin, kitaplarımın tamamı yoktur bende".
Onlarca kitabı, albümü ve filmi olan Zülfü Bey'in bunların hiçbiri kendisinde yokmuş.
Çok garip değil mi?
İnsanlar anı olsun diye saklar ve geçmişine ait her şeyi saklar.
Ve bunlar benim aidiyet duygusunun içinde her şeyini saklar.
Mesela milyonlarla insanda kitabı olan Zülfü Bey'in o kitap kendisinde yok.
Milyonlarca insanda albümü olan Zülfü Beyin kendisinde o albüm yok.
Düşündüm,
Mütevazilikten mi?
Doymuşluktan mı?
Ermişlikten mi?
Aşmışlıktan mı?
Artık dünyevi meseleleri bir tarafa koymaktan mı?
Artık hiçbir şey umurunda değil, ondan mı?
Dünya malı dünyada kalır,
Arkamda hiçbir şeyim kalmasın,
Valla bu sıraladıklarımın hiçbirinin içine oturtamadım.
İsim bulamadım anlayacağınız.
Çok garip değil mi?
Dahası var.
Takım hiç tutmamış.
Parti de tutmamış.
Aaaaa bu baktım ağzım açık kalakaldı, şaşkınım.
Sol düşünceye sahip sosyal demokrat olduğunu ve senelerdir CHP partili olduğunu biliyorum.
Ve hatta.
SHP'den belediye başkan adaylığı koyduğunu hatırlıyorum.
Ve hatta.
CHP milletvekilliği.
Ve hatta CHP Genel başkanı olmak istediğini veya yeterli sayı için imza topladığını ve bu yeterli sayıyı bulamadığını hatırlıyorum.
İnsan genel başkan olmayı istediği partiyi tutmaz mı mesela.
Ve çok yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem beyin seçilmesi için çok çalıştı ve çok destekledi biliyorum.
Kafam karıştı.
Ben mi yanlış hatırlıyorum her şeyi dedim kendime.
Devamı var.
Kendimi ait hissetmiyorum, kendimi sevdiklerime ait hissediyorum demiş.
Psikolog değilim bilemem ama, aidiyet duygusu nedir bilirim.
Yok diyor aslında.
Zülfü beyi dinledikçe çok şaşırdım.
Kıymetli bir sanatçı, iyi yaşadığını biliyorum, güzel evleri olduğunu biliyorum, Bodrum'un en güzel evlerinde oturduğunu biliyorum.
Teknesi var, güzel keyifli yaz tatili yaptığını biliyorum.
En azından ülkemizde bir sanatçının varlıklı olduğunu ve hak ettiği hayatı yaşadığını biliyorum.
Mutluyum yani.
Funda'nın aklındakiler…
... Oyuncu Serenay Sarıkaya'nın annesin e oyuncu Cansu Tosun'un babası yazlıktan komşularmış.
Ve ilişki yaşamaya başlamışlar, bu ikili Nişantaşı'nda görüntülemişler.
Fotoğrafta çok güzel kır saçlı şık sade giyimli tarz bir kadın ve kır saçlı yakışıklı havalı karizmatik bir adam.
İkisi de orta yaşların iyi görünenleri diyelim.
Gazetelerin magazin haberlerini yapan 2.sayfaları ve magazinciler, yorumcular yasak aşk diye diye bu habere dört elle sarıldılar.
İki tarafında kızları çok ünlü oyuncular.
Haber olması çok doğal.
Kızlardan tek cümle yok, taraflardan tık yok, adamın karısının sosyal medyadan paylaştığı iki cümle üzerinde tepinip duruyorlar.
Yasak aşk da yasak aşk.
Anladık yasak, adam evli karısı var.
Adamın karısı yasak dese daha kabul edeceğim, kadına göre yasak ilişki.
Ama sizin taraflardan bir kelime alamayıp, konu üzerinde tepinme haliniz çok komik duruyor.
Hele bazılarınız yasak aşkın babasını yaşamışken, bu konuda ahkam kesmesi daha da komik oluyor.
Funda'nın aklındakiler…
... Şarkıcı Hande Yener'in ABD’de konseri var, fakat vize alamıyor ve konsere gidemiyor.
Murat Boz ve Hadise'nin de orada konserleri var, vize alabilecekler mii belli değil.
Daha önce de, Özcan Deniz, Volkan Konak vize alamadıkları için konsere gidememişler.
Hatta oyuncu Sumru Yavrucak Frankfurt'ta oyunu var, ekip arkadaşlarına vize vermiyorlar, kadın tek başına oyuna çıkıyor.
Yahu ne münasebet.
Bu insanlar kaçak değil, ülkesinde iş güç yapan, çalışan, mal varlıkları, paraları olan insanlar.
Çok büyük terbiyesizliktir, vize alamayınca paranı da geri vermiyorlar.
Bu ne biçim aşağılamadır.
Biz de bunlara aynısını yapalım, turizm falan umurum değil.
Ülkelerin de taşıdığı gururu vardır, benim ülkemin gururu daha önemli değil mi!