Televizyonda bazı programlar, bazı diziler heyecanla beklenir, Müge'nin programı o kadar sahici ki, o kadar güvenilir ki.
Müge Anlı,
Canımın ta içi, en sağlam yerinde, sit alanımda, sevgimin ve dualarımın koruması altında.
Televizyonda bazı programlar, bazı diziler heyecanla beklenir, Müge'nin programı o kadar sahici ki, o kadar güvenilir ki.
Kadının kendisini o kadar çok seviyorlar ki, çok sevdikleri için özlemle beklediler.
Sevgi ve özlem heyecanın, merakın önüne geçmiş.
Kadınlar sevdikleri kadını bekliyor.
Ne şahane bir şey.
Allah herkese nasip etmez.
Müge'siz hayat, Müge Anlı’sız sabahları olmaz duygusu sarmış kadınları.
Müge, programında bir aileyi ağırlıyor, ailenin evinde yangın çıkmış ve 3 kişi kayıp.
Gencecik bir kadın ile çocuğu ve çok yaşlı bir kadın kayıp.
Aileden her türlü yakınlıktaki insanlar programda anlatıyorlar.
Müge kimin evi yaktığını arıyor.
Konuyu, kayıpları ve şüpheleri anlatmayacağım.
Benim dert başka.
Yaşlı kadın konuşuyor, bizim orada “Senin çocuğun kimden?”, “Senin çocuğun şundan mı?” diye herkes herkesle, hepimiz birbirimizle böyle konuşuruz.
Biz böyle şakalaşırız.
Hatta bu şakalaşma bize yetmez, “Çocuğun şu adama benziyor” diye hep şaka yaparız.
Programdaki genç adamın karısı hamileliğini saklamış, o da karısına, “Çocuğun kimden?” diye sormuş.
Bu insanlar böyle şakalaşıp çok eğlenirlermiş.
Müge, genç delikanlı adama, "Böyle soru sorulur mu?" , "Sorulursa ne anlama gelir?", "Karına ne demek istiyorlar?" diye boyun damarları şişerek anlatmaya çalışıyor.
Adama "Kadın beni aldatmış olur"u söyletiyor.
Ama bu şakalaşma ve anlamının namusun, edebin, adabın neresinde kalırını anlatamıyor, anlamıyorlar çünkü.
Orada bu şakalaşmanın hep olduğunu, bunun normal olduğunu anlatan yaşlı kadına da anlatamıyor.
İnanılmaz değil mi?
Kavgada dahi söylenemeyecek çok anlamlı, pek namussuz bir konuyu rahat rahat konuşarak şakalaşmaya sığdırıyorlar.
İnanılmaz değil mi?
Utanmaz insanlar.
Ahlaksız insanlar.
Şakadan bunu mu anlayalım.
Herkes birbiri ile rahat rahat yatıp kalkıyor, ilişki mesafesi, akrabalık mesafesi yerle bir ediliyor.
Veya evli olmak gibi, aile olmak gibi çok önemli aile kurumu rahat rahat yere yapıştırıyorlar.
Ahlak darmaduman.
Duvara çarpan insanların yüzsüzlüğünü, ıslak dudakların ağzından dinliyorum.
Ya şaka çocukları, şakadan herkesin baba olabileceği ve şakadan anaların ahlaksızlıklarda yaşadığı köy.
Gerçekten insan sizi dinledikçe, ana rahmine emekleyerek geri dönmek istiyor.
Bakın size şakadan ne diyeceğim.
Hepiniz yangınlarda kaybolun inşallah.
Kör kuyularda merdivensiz kalın.
Bir karış leğende boğulun.
Sanki başlangıcınız yok gibi.
Sonunuz hiç yok gibi.
Vadesi gelmiş yenilgi içindesiniz.
Siz en iyisi, alnınızda “Ne utanmaz insanlardık” dövmesi taşıyın.
Funda'nın aklındakiler…
… Maşallahımız var.
Korona ve karantina günleri ile ilgili tartışma, kavgalar, bolca ettik.
Kimi açıklanan hiçbir veriye inanmıyordu, hepsinin sağlıklı doktor akrabaları yakınları vardı, onlar eve geldiklerinde anlatıyorlardı.
Yani tam anlamı ile 2’ye 5’e ÇATIR çatır bölündük.
Kadın, Cunda'ya taş evine gitmiş, özel deniz manzaralı bölüme oturmuş, evinden deniz nasıl görünüyor bilelim istemiş, “AVM’lere gitmeyin, hala mikrop tehlikesi var” diye anlatıyor.
Sadece o mu?
Alaçatı'da oturup evden çıkmayın diyenlere ne demeli.
Bakın arkadaşlar, siz evinizin daire kapısından, ya da villa kapınızdan çıktığınız andan itibaren kimseye "evde kal" diyemezsiniz.
Kimseye oraya gitme buraya gitme diyemezsiniz.
Gerçekten aymaz, gerçekten arsız, utanmaz iseniz bilemem ama.
Ben sizin gitme dediğiniz her yere inadına gideceğim.
Ya da KES SESİNİ diyeceğim.
Mikrop sizin yanınızda daha az bulaşıcı kalır.
... Özel okulların yeni dönem ücretleri açıklanmış.
Robert Kolej'in yıllık fiyatı 109 bin TL imiş.
Yıllık yurt ücreti 58.700 TL imiş.
Yani bu okulu bitirdiğinde, lise öğreniminin, okulunun toplam maliyeti 838 bin TL olacakmış (eski para ile milyar yani).
Lisede okumak, İngilizce eğitim almak için ödenecek para bu.
İnanılmaz değil mi?
Ne kadar pahalı değil mi?
Gazete başlık atmış Coca-Cola'ya CEO olsan bu parayı çıkaramazsın demiş.
Çıkarmaya ihtiyaçları yok, gazetenin haberi yok.
Bu okuldan mezun olanlar, zaten ülkemizde üniversitelere hiç gitmiyorlar.
Daha lise 2.sınıfta Amerika'daki en iyi üniversitelere kapak atmak için başlıyorlar çalışmaya.
Sonrası çoğu orada kalıyor, iyi işler buluyor, evleniyor, yerleşiyor falan.
Ülkemize gelenleri ise zaten ülkeyi beğenmez halde geri dönüyor.
Ego tavanda, infilak edecek ruh halinde.
Ben sadece gördüklerimi, yıllardır şahit olduklarımı yazdım.
Bu yazdıklarım kişisel istatistik ve sadece beni bağlar.