Güvenlik endişelerinin arttığı dünyada bu virüs hemen yüzeyin altında duran bazı şeyleri açığa çıkardı.
Güncel bir gelişme bize ışık tutuyor. Macar parlamentosu, Başbakan Viktor Orban’a ülkeyi kararnameler ile yönetme ve bazı kanunların uygulanmasını askıya alabilme yetkisi verdi. Bu yetki bir süreye de bağlanmadı.
Muhalif kesim Başbakan Viktor Orban'a verilen olağanüstü hal yetkilerinin Macaristan'ı iyice otoriterleştirdiğini söylüyor. Orban’ın yargı bağımsızlığını zedelediğini savunuyorlar.
Yeni düzenlemeyle halkı tahrik eden, yanlış ya da yalan bilgileri yayınlayan herkes için beş yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Kimileri yasayı “Macaristan'da bağımsız medyanın sonu” olarak değerlendiriyor.
Macaristan’da yaşanan bu değişim sadece Macaristan’da yaşanan bir değişim değil, mesele şu ki benzeri tedbirler her yerde var. Bu tedbirlerin bir nedeni devletlerin küresel kaotik durumdan ve dış kaynaklı taarruzlardan korunmak istemeleri. Türkiye gibi terör eylemleriyle mücadelede bu tedbirleri alanlar var.
Güvenlik endişelerinin arttığı dünyada bu virüs hemen yüzeyin altında duran bazı şeyleri açığa çıkardı. İskoçya’da çıkan büyük fırtınanın Viking mezarlığını meydana çıkarması gibi. Mezarlık bulunmuşsa bir tetebbu başlayacak diye düşünebiliriz.
Bir fıkra var belki bilirsiniz, Karadeniz sahilinde bir mezarlığa iki kişilik eğitim uçağı düşmüş. Temel’in başında bulunduğu arama kurtarma ekibi enkazdan 43 ceset çıkarmış ve ölü sayısının artmasından endişe ediyorlarmış.
Bu krizi fırsat bilerek köklü değişim planlarını uygulamaya koyacak devletler olabilir. Belki bazıları için Çin’in bir ekonomik güç olarak yükselirken siyasi olarak da model alınmasından bahsedeceğiz. Çok uluslu şirketlerin yeni icatları da önemli olacak bu noktada.
Bazı coğrafyalarda Kovid-19 sonrasıyla örtüşecek şeyin Merkantilizmin ve Keynesçiliğin ötesine geçmesi mümkün. Temel, temeli daha çok kazabilir yani. Mezarlıkta altın arıyor da olabilir. Devlet kapitalizmine de varabilir.
Hayati sektörlerde devletin hisse kontrol ettiği halka açık şirketler fikri virüs ekonomisine uyuyor. Tarım, sağlık gibi sektörler planlanmaya başlandı. Temel gelir ve servet vergisi tartışılmaya başlandı.
ABD’nin bu konulardaki yaklaşımı belirleyici olacaktır. ABD uzun zamandır Çin’i analiz ediyor. Tony Karon’un 9 yıl önce Time’da yazdığı makalesini hatırlıyorum. Batı demokrasileri tereddütle ilerlerken Çin ekonomisinin son otuz yılda yarım milyar insanı yoksulluktan kurtardığını ve büyük bir tüketici talebi yaratan dünyanın en büyük orta sınıfını oluşturduğunu söylüyordu.
Renklerinin siyah ve beyaz olmadığı bir çağda sakallarının ağarmasını gören Paul Goma'yı bir kez daha analım. Devlet başkanı Ceaușescu'ya hitap eden bir mektup yazıp Romen gizli polisinden korkmayan iki kişi, yalnız sen ve ben varız demişti.