Her sene Bodrum-Çeşme arasında olan tatlı rekabette bu sene Çeşme açık ara öndeydi! Gerek yeni açılan mekanları, gerek yenilenen konseptleri ile 2018 yazına damgasını Çeşme vurdu.

Bu yazdan hiçbir şey anlamadık! SeÁimdir, havaların geç ısınmasıdır derken tatiller temmuza ertelendi. İşletmeciler zaten kısa olan sezonun daha da daralması ile panik yaşadılar.

Yılın bütün stresini iki aya sığdırmaya çalışan beyaz yakalılar iÁin de bu kalabalıkları ve yüksek fiyatları göze almak demekti. Hem İstanbul’a yakınlığı hem de Bodrum’a göre nispeten daha uygun fiyatlara sahip olması ile çeşme bu senenin popüler destinasyonu oldu. Açıklanan rakamlara göre bir ara Çeşme’nin nüfusu olağan halinden 25 kat fazlasına bile çıkmış! Hatta Çeşme Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir; ëArtık gelmeyin, gelecekseniz Eylül’de gelin diye bir açıklama yapmak durumunda bile kaldı!

Çeşme’yi haftasonları kalacakları bir vaha olarak gören İzmirliler ise bu sene de durumdan şikayetçilerdi. Hem insan kalabalığı hem de işletmecilerin arz-talep dengesine uygun olarak ayarladığı fahiş(!) fiyatlar yazlıkçıları çileden çıkardı. İstanbul’u aratmayan trafik ve park yeri problemi de durumların ¸zerine tuz biber ekti tabi…

Herşeye rağmen Çeşme, sezonu çok güzel geçirdi. Sizin için bu senenin en iyi mekanlarını listeledik:

1. SPIAGGIA GRANDE

Ozan Balaban’ın geçen sene açtığı Çark Plaj Yolu’ndaki Spiaggia Grande ilk senesi olmasına rağmen 2017’de adından çokça söz ettirmişti. Gerek ince kumlu kumsala sahip olan tertemiz denizi, gerekse şahane yemekleri ile iddiasını bu sene de koruyacağı zaten belli olan mekan, yaz başında başlattığı Cabaret Grande etkinlikleri ile Ayta Sözeri, Defne Samyeli, Cenk Eren ile akşamları hizmet verirken, Happy Hour’da genç DJlerin kaliteli performansları ve iki kere düzenlediği ve Çeşme’nin en hype eventi olan Kenan Doğulu konserleri ile de bu yaza damgasını vurdu! Yemekleri ve özellikle kalabalık olduğu anlarda bile kaliteli ve hızlı servisten ödün vermemesi ile herkesin ödediği paraya değer bulduğu mekan ayrıca harika bir şarap kavına sahip! Bir gelenin mutlaka birkaç kere daha gittiği mekan, kendine ait kemik kitlesini oluşturdu bile…

2. MOMO BEACH

Bu yaz Çeşme’nin en havalı yerlerinden biri Hacımemiş’teki fine dining tarzını Dalyan’da açtığı plaja taşıyan Momo oldu. Lucca’nın barmeni Aydın Gürhan ve Şef Carlo Bernardini’yi gibi transferleri ile zaten başarısını garantilemiş olan Momo Beach, İstanbulluların çok da gitmeye alışık olmadıkları Dalyan’a trafik yarattı. Saat 5’ten sonra yapılan happy hour partileri ile de bu talebi patlattı.

Lüks - bohem bir konseptle hizmet veren Momo, Mykonos Scorpios’un daha basit bir uyarlaması olmuş aslında. Sadece instagram direkt mesaj üzerinden rezervasyon aldıklarını söyleseler de gerek plaj alanının küçük olması gerekse tanıdık garson-komi ile rezervasyon işlerinin halledilmesi sebebi ile çok olumsuz tepki aldı.

Bu sene euro’nun değer kazanması ile Mykonos’a gidemeyen hipster ve bohem takılanların kendilerini iyi hissetmek ve instagrama ‘şekilli’ post koymak amacı ile saldırdıkları mekan, yaz sonunda var olan kaliteli kitlesini kaybetmeye başlamıştı bile… Umarız seneye bu ‘Türk işletmeci’ kafasından çıkıp daha düzgün hizmet verebilirler…

3.BEFORE SUNSET

Before Sunset, Ovacık’a yolu daha önce düşmemiş kişilerin patika gibi asfaltlardan geçip sonunda Nirvana’ya ulaştıkları mekan olarak bir kaç sezondur hizmet veriyor… Günbatımında şezlong ve şaraplarla kumsalda takılmak hala çok ‘in’! Ayrıca Çeşme’deki en eğlenceli akşam üstü happy hour partileri hala buradaydı… Gece konseleri ile sabah kadar eğlenmek isteyen çılgın kitleyi kendine çekmeyi bildi. Yemekleri ve servisi, artan kalabalığa rağmen hala iyi ancak bu sene gelen kitlede bir kalite düşüşü olduğu yadsınamaz… Gelecek sezon için ‘Çok eğleniyoruz aman Allah’ımmmm’ kafasından çıkıp hakikaten eğlencenin tadını çıkaracak kitleyi çekmek için farklı bir şeyler yapmaları gerekebilir…

4. FLY INN

Madem beachlerden gittik... Fly Inn ile bu konuyu kapatalım. Senelerin Ayayorgi plajı Fly Inn, uzun süre kapalı kaldıktan sonra birkaç sezon önce Çiftlikköy tarafına açılmıştı. Özellikle İzmirlilerin akınına uğrayan mekan, bu sene mutfağını da yeniledi. Any ve Dirty Hands’in aşçıları ile çalıştıkları her yemek ve atıştırmalık birbirinden lezzetli idi… Ayrıca plaj kompleksi içinde Dirty Hands, Sushi Motto, Coffenutz ve Village ile farklı tatlarda alternatif eğlence-dinlenceler de sundu. Geceleri yapılan plaj partilerindeki kaliteli konser performansları da çok konuşuldu… Fly Inn bu kaliteyi koruduğu sürece, Çiftlikköy’deki mekan ile de Çeşme klasikleri arasında yerini alır…

5. THE STAY

Muzaffer Yıldırım ve Haldun Demirhisar’ın ortaklığındaki The Stay geçen yaz sonu Alaçatı’da kapılarını açmıştı. 18 yaşın altında misafir kabul etmeyen, zeytin ağaçları ile dolu bir bahçedeki deponun restorasyonu ile şahane bir konsept haline dönüştürülen mekanda her köşede bir sanat eseri ile karşılaşıyorsunuz. Özel plajına liftlerle alınıp bırakılıyorsunuz. Akşamüstleri havuz kenarında ve antik ağaçlar ile dolu bahçede chillout etmek çok keyifli. Ancak The Stay’den beklentimiz biraz daha festival kafasına girmesi yönünde idi. Hatta açılışını Fazıl Say Konseri ile yapıp, mahalledeki farkını ortaya koymuştu. Nedense 2018 yazında pek bu işlere yeltenmediler. Alaçatı’nın tiyatro-performans-konser alanı olması yönündeki beklentimizi yine bir kenara yazalım…

6. ASMA YAPRAĞI

Artık bir Alaçatı klasiği… Bir çok benzeri açılsa da tahtını kimseye bırakmıyor… Bu sene geçen senelerdeki servis sorunlarını da gidermişler. Böylece taze otlar ve nefis sebzelerle yaptıkları yemekleri daha da lezzetlenmiş…

7. ATiYE

Geçen sene Esnaf ile başlayan ‘eller havaya 90lar’ konseptinin ekmeğini bu sene Atiye yedi. Nişantaşı’ndaki şubesinden sonra Hacı Memiş’in ara sokaklarından birine konumlandırdığı mekanında her gece iğne atsanız yere düşmeyecek durumdaydı. Duvarlarda Türk pop müziği ikonlarının graffitileri, ağaçlarda asılı olan boş çerçeveler, ellerde rakı, dillerde hoppa şarkılarla Atiye Alaçatı, seneye de popülerliğini koruyacak gibi duruyor…

8.KOLBURANO’S

Çeşme’nin kalabalığından yorulan fine dining tutkunlarının yeni keşfi Reisdere Köyü’ndeki Kolburano’s oldu. İzmirli Kolburan çiftinin iki sene önce sadece haftasonları hizmet vermek için açtıkları ancak gelen talep karşısında işi büyüttükleri mekan 200 yıllık bir taş bina ve bahçesinden oluşuyor. Gerçek odun ateşi ve taş fırında pişen pizzalar efsane…

9. ALİ’NİN YERİ

Çeşme’nin en şirin köylerinden Ildırı, adını ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ başta olmak üzere pek çok dizi setine ev sahibi yapması ile duyurdu. Ege’nin en eski yerleşim yerlerinden olan kıyı köyündeki balıkçıların hepsi birbirinden iyi! En eskisi de Ali’nin yeri… Alaçatı’nın kalabalığından ve pahalılığından kaçmak isteyenlerin fısıltı gazetesi ile duydukları mekan, özellikle gün batımında şahane manzaralar sunuyor! Mezeleri ve balıkları da oldukça iddialı…

10. TARLA ALAÇATI

Ovacık Mevkii’nde tarlaların arasındaki mekan özellikle sabah kahvaltılarında göz doldurdu. Birbirinden güzel ev yapımı reçelleri, acukası, ekşimaya germiyan ekmeği ve tarladan taze koparılan sebzeleri ile gerçek bir şölen yaşamak isteyenler bu sene Tarla’dan çıkmadılar. Akşamları açıkhava sineması alternatifi de sunulan bahçe, alışıldık Çeşme eğlencelerine farklı bir alternatif olarak öne çıktı…