​Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin geniş bir ufuk turu yaptık.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Türkiye’nin dış politikasına ilişkin geniş bir ufuk turu yaptık. Son günlerde yaşanan gelişmeler hakkında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gelen hemen her soruyu cevaplandırdı. Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ile yaşanan gerilim öne çıkan bir madde de olsa asıl gündemin değişmediğini, Suriye’de inşa edilecek yeni gelecek konusunda Türkiye’nin rol almaya devam edeceğini söyleyebilirim.

YPG TÜRKİYE’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ

Çavuşoğlu, ABD'li muhataplarıyla yaptıkları birçok görüşmede YPG /PYD ile ilgili Türkiye’nin hassasiyetlerini anlattıklarını belirterek, Münbiç örneğinde PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'nin gittiği yerlerden çekilmediğini, etnik temizlik yaptığını ilettiklerini aktardı. Münbiç'ten YPG'nin temizlenmesinin önemine işaret eden Çavuşoğlu, “YPG batıya doğru ilerleyerek terör kantonu kurmak istiyor. Bu hayallere, rüyalara izin vermeyiz. Şimdi Rusya ve rejim, onlar da o taraftalar. Tabii yarın değişik gruplar arasında başka çatışmalar da kaçınılmaz. Burada özellikle YPG bir terör örgütü olarak daha fazla toprak elde etmek istiyor Suriye içinde, daha fazla genişlemek istiyor. Rakka'yı da DEAŞ'tan temizleyip geri gelecek değil. YPG'nin DEAŞ ile bir problemi de yok, sadece DEAŞ'tan alınmasını fırsat olarak kullanıyor. Burada önemli olan YPG'nin Münbiç'ten tamamen temizlenmesidir” değerlendirmesini yaptı.

“YPG Münbiç'ten çıkmamakta direnirse Türkiye'nin politikası ne olur?” sorusuna karşılık Çavuşoğlu, Türkiye'nin hedefinin El Bab'dan sonra öncelikle Münbiç olduğunu başından beri net şekilde söylediklerinin altını çizerken, “Çıkmazsa, biz de Münbiç’e gittiğimiz zaman karşılaşırsak YPG’yi vuracağımızı daha önce net bir şekilde ifade ettik. Cumhurbaşkanımız, başkomutan olarak da ifade etti” dedi. Çavuşoğlu, Münbiç’te ABD ile Rusya’nın anlaştığına ilişkin iddiaları değerlendirirken, “Tabii Rusya'nın iddiaları var, başka konular var, ama Amerikalılar da bu iddiaları reddediyor biliyorsunuz. 'Bir anlaşmamız yok' diyor, 'mutabakatımız yok' diyor” hatırlatmasında bulundu. Münbiç’te Rusya’nın YPG ile anlaşması halinde Türkiye – Rusya ilişkilerinin nasıl etkileneceğine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, “Ruslar Münbiç'te veya başka yerde YPG'yi korumak, kollamak ya da desteklemek için bir faaliyette bulunursa, bu bizim için sorun. Biz buna karşı çıkarız ama gittiği yerde mesela YPG'nin oradan temizlenmesi için gayret sarf ederse bunu da destekleriz. Bizim için burada en önemli kriter YPG'dir, terör örgütüdür. DEAŞ kadar hassasız bu konuda. Türkiye'nin geleceği için sınırımızın öbür tarafında bu yapılanma, bizim için hassastır. Buradaki ayrımı çok iyi yapalım” diye konuştu.

TÜRKİYE, ABD VE RUSYA GENELKURMAY BAŞKANLARININ GÖRÜŞMESİ…

Genelkurmay başkanlarının Suriye'nin geleceği ve bölgesel iş birliği konusunda Antalya'da bir araya gelmesinin anlamlı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Burada DEAŞ ile mücadele derken, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlama konusunda ortak düşünce varken, dikkatli adım atmak gerekiyor. Şu anda Suriye'de çatışmaların, kazaların olmaması için de ortak tedbirler almak gerekiyor. Anlık bilgi paylaşımının olması şarttı. Bu anlamda üç genelkurmay başkanının Antalya'da buluşması önemlidir” görüşünü dile getirdi.

RAKKA KONUSUNDA ABD’NİN KAFASI KARIŞIK

Rakka konusunun üç genelkurmay başkanının toplantısında gündeme geldiği bilgisini veren Çavuşoğlu, “Rakka konusunda henüz verilmiş bir karar yok. ABD'nin de kafası karışık şu anda, öyle görülüyor” ifadesini kullandı. Antalya'daki genelkurmay başkanları düzeyindeki toplantının ardından liderlerin bir araya gelmesinin söz konusu olup olmadığına dair bir soru üzerine Çavuşoğlu, “Şu anda planlanan bir şey yok ama neden olmasın” dedi.

Suriye'de çözüm bulunması konusunda Türkiye'nin son dönemde yürüttüğü diplomatik çabalara işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin “yapıcı ve dışlamayan, kapsayıcı tutumu”nun önemine dikkat çekti. Çavuşoğlu, ABD'nin de başından beri Astana sürecinin içinde tutulmasını, Avrupa Birliği’ni (AB) süreçle ilgili bilgilendirilmesini Türkiye’nin bu tutumuna örnek gösterdi. Türkiye’nin elindeki gücü Avrupa'nın aleyhine kullanmadığını, Avrupa'yı dışlamadığını hatırlattı. Çavuşoğlu, “Arazide bir taraftan ateşkesin kalıcı hale gelmesi gerekiyor, ihlallerin durdurulması gerekiyor, diğer taraftan da terör örgütleriyle mücadele etmek gerekiyor. Biz en baştan beri terör örgütleriyle mücadelede, DEAŞ ile ve diğer terör örgütleriyle mücadelede, herkesle iş birliği yapabileceğimizi söyledik ve uygulamada gösterdik” açıklamasında bulundu.

ABD’DE GÖRÜŞ FARKLILIKLARI VAR

ABD’de Obama yönetiminin El Bab operasyonundan rahatsız olduğunu, şu andaki farklı görüşlerin sebebinin de askeri kanada ya da özel temsilciye bakıldığında, Obama döneminde görev yapan ve YPG ile içli dışlı olan kişiler olduğunu belirten Çavuşoğlu, ABD'de değişik gruplar arasında görüş farklılıkları olduğunu belirtti.

ADAM GİBİ RİCA EDERLERSE…

Almanya'nın ardından Hollanda'da yapacağı ziyaret hakkında bilgi veren Çavuşoğlu, Hollandalı yetkililerin, aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders'ın seçim sürecinde "ekmeğine yağ süreceği için" kendisinden bu ziyareti ertelemesini ve seçimden sonra gelmesini talep etmeleri halinde, bir dostun ricasını kırmayacaklarını, tereddüt etmeden kabul edeceklerini belirtti. Çavuşoğlu, Hollanda'daki etkinlik tarihini belirlerken ülkede seçimin olup olmadığını değerlendirmediklerini vurgulayarak şunları söyledi:

“Hollanda Başbakanı’nın (Mark Rutte) 'Türkler gelemez, gelmesin' diyerek Wilders gibi popülizm yapması, daha sonra bunu büyütmeleri ve Wilders'ı da bu işin içine katmaları doğru bir yöntem değil. Şimdi biz bunlardan korkup da, toplantılarımızı da iptal edemeyiz. Dışişleri Bakanı (Bert Koenders) ile dün (önceki gün) bir görüşme yaptım. Kendisine de söyledim, cevap bekliyorum kendisinden. Her şeye rağmen, önceki açıklamalarımıza rağmen kaygınız buysa görüşürüz ama yok sizdeki seçimden sonra da mitinglere karşıysan beni kimse durduramaz, bu cumartesi giderim ve toplantımı yaparım. Siz salonları iptal edin, ne yaparsanız yapın biz yapacak bir yer buluruz. Nasıl Hamburg'da yaptıysak bu sefer Rotterdam'da çok daha geniş, çok daha kalabalık bir toplantıyla yaparız. Haber bekliyorum Bert Koenders'dan, ona göre de kararımızı vereceğiz. ‘Seçim sonrası gel’ diye, adam gibi rica ederse yalnız, öyle baskıyı maskıyı kabul etmeyiz, seçim sonrası cuma ya da cumartesi günü gidebiliriz. Yok ‘her şartta bizim için zor’ derse, bu cumartesi ben giderim. Gideceğim. Çünkü vatandaş bu baskıdan dolayı gerçekten böyle patlayacak duruma gelmiş ve çok üzgün. Biz oraya gitmezsek bu sefer vatandaş yalnız bırakılmış hissine kapılıyor. Vatandaşımızı yalnız bırakmayız. Kimse engelleyemez.”

İŞ YERLERİNİN LİSANSI İPTAL EDİLİYOR

Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile önceki gün gerçekleştirdiği görüşmede, birçok konuyu ele aldıkları bilgisini vererek, Almanya'nın Türk bakanların toplantılarını engellemeye çalışmasının hukuki olmadığını, sistematik olduğunu aktardığını bildirdi. Çavuşoğlu, etkinliklerin engellenmesi için polisin, istihbaratın baskı yaptığına vurgu yaparak, iş yerlerinin lisanslarının iptal edildiğini anlattı.

Çavuşoğlu, Alman mevkidaşına, “Siz 'Hayır’ tarafını tutuyorsunuz Türkiye'deki seçimlerde sizin taraf tutmamanız gerekiyor’ dediğini aktardı. Türkiye ile ilgili organize şekilde basının, siyasetçilerin çok saldırgan bir tutum sergilemelerini doğru bulmadıklarının altını çizen Çavuşoğlu, "Biz sizin iç siyasetinize karışıyor muyuz? Hayır. Siz de bize karışmayın” diye konuştu. Organize şekilde devlet kurumları tarafından uygulanan baskıdan Türk toplumunun çok rahatsız olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Hamburg'da Türklerle bir araya geldikleri toplantıya ilişkin seçim yasağını deldiği yönündeki iddialara ise “Bu bir vatandaş buluşması. Seçimle ilgisi bulunmamaktadır. ‘Evet veya hayır verin’ gibi bir şey yapmadık, zaten demeye gerek yok vatandaş çıldırıyor” cevabını verdi.

Almanya'daki Türk toplumunun duygu olarak Almanya'dan kopmaya başladığını dile getiren Çavuşoğlu, bunun sorumlusunun devletin baskıcı politikaları olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, Almanya'nın Türkiye'yi ekonomik olarak tehdit etmesinden kendilerinin daha zararlı çıkacağının altını çizdi.

NAZİ UYGULAMALARINI HATIRLATIYOR

Almanya’nın uygulamalarına karşı “Nazi söyleminin” kullanılmasına yönelik bu ülke yöneticilerinin rahatsızlıklarını dile getiren açıklamalarını değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, Almanya’da Hitler döneminden sonra bu tür uygulamaların görülmediğine işaret etti. Alman mevkidaşıyla görüşmesinde, muhatabına yaklaşık 30 toplantı yapmak için liste verdiklerini ifade eden Çavuşoğlu, Almanya’dan bu sorunu ortadan kaldırmasını beklediklerini vurguladı. Türk vatandaşlarının bu ülkede oy kullanmasının engellenmesine yönelik çalışmalar olup olmadığına ilişkin bir soruya Bakan Çavuşoğlu, “Vatandaşlarımızın demokratik hakkını kullanmasını engellemek yüzde yüz Nazi uygulaması olur. Böyle bir şey düşünmek bile istemiyoruz. Buna yönelik bir sinyal olmadı. Böyle bir gelişmenin olmasını da beklemiyoruz” karşılığını verdi.

VENEDİK KOMİSYONU’NUN RAPORU BU SAATTEN SONRA BİZİM İÇİN KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL

Venedik Komisyonu’nun anayasa değişikliğine ilişkin raporunu da değerlendiren Çavuşoğlu, bu kurumun sadece teknik görüş bildirmek veya hukuki danışmanlık yapmak için kurulduğunu ancak 2010 yılından itibaren komisyonun siyasi mütalaalarda bulunmaya başladığını ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, "Hukuki görüş bildirmesi gereken bir kurum, siyasi görüş bildirirse biz bunu reddederiz. Politize olmaması lazım. Komisyonun hazırladığı bu siyasi rapor taslağının, görüşlerimiz de alınmadan basına sızdırılması ahlaki değildir, bizim için bu saatten sonra komisyonun raporu kabul edilebilir değildir. Hukuki olmaması, siyasi olması sebebiyle de kabul edilebilir değildir” diye konuştu.

OHAL’İN HEDEFİ FETÖ’CÜLER

Olağanüstü Hal’de (OHAL) referanduma gidilmesine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, “OHAL, referanduma ya da seçime engel teşkil etmiyor, vatandaşın özgürlüklerini, temel haklarını kısıtlamıyor. Tek hedefi, FETÖ’cüler, devlet kurumları içindeki FETÖ’cüler. Fransa'da da OHAL var, cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Fransa seçime gidebiliyorsa, Türkiye de pekala referanduma gidebilir” diye konuştu.

İRAN’IN TAMAMEN İZOLE EDİLMESİNE KARŞIYIZ

Türkiye ile İran ilişkilerine de değinen Çavuşoğlu, dünyada her ülkenin bu ülkeyle ticaret ve siyaset yapmanın çok zor olduğunu söylediğini anlattı. İran ile ilişkileri hep iyi götürmek istediklerini, bu çerçevede ticareti de artırmaya başladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, “İran'ın tamamen izole edilmesine de karşıyız ama diğer taraftan da İran'ın Suriye, Irak, Bahreyn ve diğer bölgelerdeki politikalarını da desteklemediğimizi, doğru olmadığını da çok net İranlıların yüzüne de söylüyoruz” dedi.

TÜRKİYE’NİN ÜS TALEBİ YOK

Çavuşoğlu, "Güvenlik kaygılarınız nedeniyle Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bir bölgesinde üs talebiniz, beklentiniz söz konusu olabilir mi?" sorusu üzerine, herhangi bir üs talepleri ve planlarının olmadığını, Türkiye'nin mevcut durumda bölgenin terörden arındırılması ve bu bölgeden Türkiye'ye yönelik bir tehdidin olmamasını istediğini bildirdi.

ÇİFTE STANDART SÖZ KONUSU DEĞİL

Çavuşoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hem Türk hem Bulgar vatandaşı, Bulgaristan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Erdinç İsmail Hayrullah'ın, seçimlerde partisine oy istemek için Türkiye'de propaganda yapmasına izin verilmediği iddiasına ilişkin Türkiye'nin yurt dışından gelecek siyasilere çifte standart uygulayıp uygulamadığının sorulması üzerine, Türkiye'nin hiçbir zaman bu konularda çifte standart içinde olmadığını vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, “Bulgaristan'ın Türkiye'de yaşayan soydaşlarımıza (artık çifte vatandaş olanlar da var), yönelik uyguladığı politika esasen kabul edilir bir politika değil, onların Türkiye'de oy kullanmasını engelleyen yaklaşımlardır. Orada da yine ırkçı partinin girişimiyle bu kararlar alınıyor” görüşünü dile getirdi.