Casus olması muhtemel kişileri yollamak kolay. Zor olan bu işbirlikçileri belirlemek.
Sakın ha sakın filmlerdeki anlatımlara inanmayın. Casus deyince aklınıza hangi içkinin kaç değişik kokteylde kullanılacağını bilen sportif adamlar, aşırı seksi kadınlar gelmesin. Muhtemelen son derece sıradan kişilikler tercih edilecektir.
Biliyorsunuz, Batı Bloğu hep birlikte harekete geçerek Rus diplomatları sınırdışı ediyor. Gerekçeleri ise bu diplomatların casus olduğu. En komiği ise Yeni Zelanda. Onlar da bu diplomat sınır dışı etme harekete katılacaklarmış ama gerekli kriterlere uyan insan bulamamışlar. Sevinseler mi üzülseler mi bilemedim? Bence casusların bile önemsemediği bir ülke olmak çok da iyi bir durum değil.
Anlaşılan o ki, ülkeler kendi ülkelerinde bulunan yabancı elçiliklerde kaç tane casus bulunduğunu biliyorlar. İddia ettikleri gibi sınırdışı ettikleri bu kişiler eğer casussa bir günde belirlemediler ya. Bu durumda akla herkes herkesi biliyorsa bu kadar casusluk nasıl yapılıyor acaba sorusu geliyor.
Diplomat görünümlü casusların gizli devlet dairelerine girdiklerini, gece yarıları siyahlar giyip yüzlerini kömürle kararttıktan sonra askeri birliklere sızdıklarını düşünmek saflık olur. Zaten herkes herkesi bildiğine göre, herkes herkesi takip de ediyordur.
Casusların bulundukları ülkede çalışmaları, gizli bilgileri elde etmeleri için işbirlikçilerine ihtiyaçları oldukları gerçek. Yani vatanına ihanet eden birileri lazım. Gerek para için gerek şantajla. Veya örgütsel ve ideolojik bağlantıyla.
İşbirlikçiler olmadan bu iş yürümez. Casus olması muhtemel kişileri yollamak kolay. Zor olan bu işbirlikçileri belirlemek.