İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu tarafından bu yıl 3.'sünü gerçekleştirilecek Uluslararası Gitar Festivali 16 Kasım'da başlıyor.
Dünyaca ünlü 16 sanatçının performans sergileyeceği festival kapsamında, 6 konser ve 6 masterclass gerçekleştirilecek. Festival, günümüzün en önemli gitaristleri arasında gösterilen Marco Socias’ın 18 Kasım akşamı vereceği konserle sona erecek. Müzikseverler festivalde klasik gitarın yanı sıra Flamenko gitarı performanslarını da bulacaklar.
Müziksever için çok kaliteli ve başarılı etkinlikler düzenleyen İBB’nin CRR’de gerçekleşecek bu festivali herkese tavsiye ediyorum. Daha önce de söylemiştim, İBB’nin Cemal Reşit Rey etkinlikleri sanata ve müziği değer veren çok önemli etkinlikler. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde isimler sahne alıyor. Senfonik konserler tarih olmuşken CRR büyük senfonik orkestraları yaşatıyor. İBB’ne bir müziksever olarak binlerce teşekkür etmek gerekiyor.
Dünyaca Ünlü İsimler Bu Festivalde
İçeriği açısından dünyanın önde gelen gitar festivalinden olma yolunda ilerleyen CRR Uluslararası Gitar Festivali, 16-18 Kasım tarihlerinde dünyaca ünlü gitar sanatçılarını ağırlıyor. Kimler mi? İspanya’dan Marco Socias ve Ignacio Rodes, İtalya’dan Salvatore Seminera, Venezuela’dan Gabriel Gullien, Fransa’dan Laurent Boutros ve Arjantin’den Latin müziğinin duayenlerinden Ricardo Moyano festivalde performans sergileyecek.
3. CRR Uluslararası Gitar festivali programında, Türkiye’deki gitar dünyasının vazgeçilmez isimlerinden Melih Güzel ve Hüsrev İsfendiyaroğlu da yer alıyor. Ayrıca, dünya çapında verdiği konserlerle ülkemizi temsil eden gitarist Sinan Erşahin ve birçok önemli projeye imza atan Kağan Korad da, flüt sanatçısı Nihan Atalay ve bandoneon sanatçısı Tolga Salman’ın eşlikleriyle festival boyunca konser verecek.
Flamenko Sevenler Bu Festivale
3. CRR Uluslararası Gitar Festivali’nde bu yıl, klasik gitarın yanı sıra Flamenko gitarı performansları da sergilenecek. Türkiye’de Flamenko müziğine gönül veren gitaristler Ezgi Anıl ve Flamenko gitarı eğitiminin duayeni Ilgaz Benekay seyirciyle buluşacak. Ezgi Anıl’a konserinde danslarıyla Burcu Özbalkan eşlik edecek.
Her Gün 2 Masterclass 2 Konser
Festival kapsamında Marco Socias, Mehmet Gürgün, Ignacio Rodes, Ilgaz Benakay, Gabriel Gullien ve Mehmet Gürgün ustalık sınıfı dersler ile gitar tutkunlarıyla buluşacak. Masterclasslar her gün 10.00 ve 13.00 saatlerinde, konserler ise 16.00 ve 20.00’de gerçekleşecek.
Hıncal Ağabeyin TRT Haksızlığı
Hıncal ağabey geçtiğimiz hafta köşesinde TRT Müzik ve TRT Radyo ile ilgili bir eleştiri yazısı yazdı. Yazısında 29 Ekim günü TRT Müziği özel yayın yapmadığı için eleştiren Hıncal Uluç “Yahu bir özel program yapsana, TRT Müzik. Sabahtan gece yarısına dek, özel ve canlı programla günü yaşasana. Yaşatsana.. Parasını ben, Türk Ulusu veriyoruz zaten..” demiş. Çok şaşırdım. Okuyunca, Uluç’un “parasını biz veriyoruz lafı” kurum adına biraz incitici geldi. Evet TRT’nin ekonomik kaynağının yaklaşık yüzde doksanı devletten geliyor. Devleti de finanse eden halk. Ama bunu bu şekilde ifade etmek biraz “paranı ben veriyorum arkadaş, istediğimi yapacaksın” gibi bir şey. Yakışmadı duayen gazetecinin efendi kişiliğine.
29 Ekim kuşkusuz Türkiye’nin en önemli günü. Doğum günü, elbette kutlamalar şenlikler olmalı. Ama bunlar 1980 yılından sonra Evren Paşa ve cuntasının yaptığı gibi olmamalı. O dönemler de resmi tatillerde yapılan kutlamalar propaganda gibiydi. TRT televizyonunda seksenli yıllarda resmi günlerde askeri disiplinle yapılan o şaşalı törenler artık nostalji oldu. Bugün özel televizyon kanalları, özel radyolar da var. Burada TRT Müziği eleştirirken diğerlerine de bakmak lazım. 29 Ekim’de Kral TV ne yaptı? Number One TV ne yaptı? Radyolar ne yaptı? Bunları da düşünmek lazım tartarken bazı şeyleri. Hıncal ağabey, o kutlamalar geçmişte kaldı. O tarz törenler artık Kuzey Kore’de yapılıyor. Devir değişti, beraberinde coşkular, mutluluklar ve kutlamalar da değişti. Eskiden futbolda VAR diye bir kamera hakemin kararını değiştirecek deseydik bize gülerlerdi. Yeni nesle vatanperverliği bu tarz programlarla sevdiremeyiz. Bu yöntemler geçmişte kaldı.
İncir Şarkısının Bilinmeyen Hikayesi
O İlyas Yalçıntaş’ın yorumu ile pop müzik endüstrisinde adeta bir bomba gibi patlayan “İncir” adlı şarkının ilk yorumcusu. Kime niyet kime kısmet dedikleri bu olsa gerek. Sedat Yeğin, şarkıyı buldu, bestesine şekil verdi, albümünde seslendirdi ama X Factor adlı yarışmada şarkıyı seslendiren İlyas Yalçıntaş’a kısmet oldu. Müzik piyasasında iddialı işlere imza atan genç bir yetenek. Şimdi de Serdar Ortaç’ın bir döneme damgasını vuran klasiği “Yaz Yağmuru”nu seslendirdi. Yıllar sonra yapılan bu yorum da oldukça beğenildi. Her insanın olduğu gibi her şarkının da bir kaderi vardır. Sedat Yeğin “İncir” şarkısının bilinmeyen hikayesini anlattı.
Serdar Ortaç Otuz Yıllık Şarkısını Verdi
Serdar Ortaç’ı ben dinleyici olarak tanıyordum. Aklıma “Yaz Yağmuru”nu söylemeyi koyduğumuzda nasıl alırız diye düşündük. Yönetmen arkadaşım Alişan Günay Yıldırım, Serdar Ortaç’ın arkadaşı çıktı. Kendisinden rica ettim o da yardımcı oldu. Bu şarkıyı çok isteyen olmuş ama Serdar Ortaç vermemiş ve benim için de “Yorumunu beğenirsem, benim istediğim şekilde yaparsanız veririm” dedi. Sonuç olarak yorumumu beğendi ve “30 yıllık şarkıyı tekrardan dinlettirdin, seninle gurur duyuyorum” diyerek onayladı.
“Yaşıtlarım misket oynarken ben bağlama çalıyordum”
2003 yılında TRT’de bir yıl kadar gençlik korosu gibi birtakım görevlerde bulundum. Müziğe ilk 7,5 yaşında bağlamayla başladım. Yaşıtlarımız sokakta misket oynarken ben bağlamayla uğraşıyordum. Bu işi yapıyorsam konservatuvar da okumalıyım diye düşündüm; çünkü ben konservatuvardan önce zaten müzisyen olmuştum. Konservatuvarı kazandım ve bu ailemi çok mutlu etti. Ege Üniversitesi’nde Temel Bilimler okudum. Sonuncu sınıfta iken konservatuvarı bitirmeden İstanbul’a geldim, fakat bu yıl tekrar kaydımı yaptırdım, bitirip diplomamı almak istiyorum.
“İncir’i yorumlamasaydım kimse farkına varmayacaktı”
İstanbul’da Mecidiyeköy’de oturuyorken, albümüm için yeni besteler dinlerken “İncir”in bestecisi Orçun Karamuk geldi. “Sedat ‘İncir’ diye bir şarkımız var, sesine çok uyar” dedi. Şarkıyı ilk dinlettiğinde tam böyle değildi, şarkıyı aranjeyle beraber bu hale getirdik. Şarkının sözlerini yazan İskender Külekçi arkadaşımız da yurtdışında yaşıyor. Egeli bir arkadaşımız köyde yaşayan, incir toplayan birisi. Yazlık için yurtdışından gelen bir kıza aşık oluyor ve sadece yazın yaşıyor bu aşkı. Ağustosta tatil bitiyor, eylül sonunda incirler toplanıyor ve o da “Bir ay daha kalsaydın, incirler olana kadar kalsaydın bari” diyor. Tuzlu meltem de deniz kenarında olur; bu tuzlu meltem mi böyle genzimi yakan diyor. Şarkının sözleri yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. “İncir” hem ilk yayınladığım çalışmam hem de 2013 yılında yayınladığım çalışmamda akustik olarak yer verdiğim bir şarkım. “İncir” daha sözleri ve melodisi bitmemiş USB’de duran bir demoydu ve bu şarkıyı ben söylemesem kimse farkında bile olmayacaktı.
“İncir’in yeni şarkı olarak lanse edilmesi yanlıştı”
İlyas Yalçıntaş birkaç kere beni dinlemeye gelmiş. Tanıştık kendisiyle zaten şu an arkadaşız. İlyas beni dinlemeye geldiğinde “İncir”i dinlemiş ve bizim menajerimize “Sedat’ın söylediği ‘İncir’ şarkısını çok seviyorum, sahnede de söylüyorum” demiş. Sahnede bir gün söylerken programı yapan yapımcılara denk geliyor, onlar da “Bu şarkıyı kimden öğrendin, ‘İncir’ nedir?” diyorlar ve sonra İlyas onu X Factor’de söylüyor. Orçun’da bir gün beni aradı “Bir yarışma başlayacakmış tanıtım filmini izledim, bir çocuk ‘İncir’i söylüyor” dedi. Ben de “Ne güzel, yaptığımız şarkıyı söylüyor” dedim ve İlyas’a tebrik mesajı bile attım, ama sıfır şarkı diye ilan edilmesi yanlıştı. Bu şarkı bakanlık onaylı ve ben yayınladığımda radyolarda da yayınlandı.
Televizyon Dünyasın Yeni Bir Ekonomi Kanalı Kazandı
Türkiye’nin en deneyimli gazete ve medya yöneticilerinden Cengiz Özdemir’in kuruculuğu ve genel yayın yönetmenliğini üstlendiği EKOTÜRK adlı televizyon kanalı yayınlarına başladı. 22 Ekim günü yayınlarına başlayan EKOTÜRK ekonomi odaklı programların yanı sıra hayata dair içeriklere de yer verilecek.
“Hayatın İçinde” sloganıyla ekonominin hayatın her alanında olduğuna vurgu yapan kanalın kadrosunda finans ve ekonomi alanından önemli isimler program yapacak. Kanala başarılar diliyorum, Cengiz Özdemir işini bilir, o kanal kısa sürede çok iyi bir yere gelir.
Türk Kahvesi Çin’de
Geçtiğimiz hafta Çin’de, Şanghay’da düzenlenen Çin Uluslararası İthalat Fuarında Türkiye’yi gururlandıran bir olay yaşandı. Türkiye’den 41 Türk firmanın katıldığı fuarda Türkiye’de üretilen mutfak eşyası, kuyumculuk, kimya, gıda, beyaz eşya, tarım, otomobil yedek parça gibi ürünler tanıtıldı. Çin’de düzenlenen fuarın en güzel yönü ise fındık üreticilerinin fuarda yer alarak Türk fındığını tanıtması oldu.
Ülkemiz adına yaşanan bir diğer güzel olay ise Arzum markasının bu fuara katılarak Çin’e Türk kahvesini tanıtması oldu. Çin’de halen Türk çayının içildiğini söyleyen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, “Çin’e aslında mutfak kültürümüzü ihraç etmemiz gerekiyor. Bu pazarın çok gelişeceğini düşünüyorum” diyerek Türkiye’nin ihracatı için bir fırsat doğduğuna vurgu yaptı. Buna ben de katılıyorum, Türkiye’nin ihracatının daha alacak çok yolu var. Çin de bunun için bir fırsat, Çin bu fuarı düzenleyerek 2 trilyon dolarlık ithalat pazarını dünyaya açtı. Türkiye’nin bu bütçenin yüzde birini bile alsa çok büyük olay olur. İki ülkenin yaşadığı tarihi yakınlaşmanın ekonomik ve kültürel alanlarda da yaşanmasını Türkiye için de Çin için de çok güzel bir fırsat.
Bu Hafta Sonu Nostalji Yaşamak İster Misiniz?
Akşam gazetesi 100. Yılını mükemmel bir etkinlikle kutladı.”100 Yıl 100 Manşet” adını verdiği özel bir sergi açarak gazetenin yüz yıllık tarihinde yer alan önemli manşetleri sergiledi. 20 Eylül 1918'de Necmettin Sadak, Kazım Şinasi Dersan, Falih Rıfkı Atay ve Ali Naci Karacan tarafından kurulan Akşam gazetesi, 1. Dünya Savaşı’ndan Cumhuriyet'in kuruluşuna, Hitler'in Almanya'sından ilk atom bombasına, Kore Savaşından Ay'a ilk yolculuğa, İran devriminden Çernobil faciasına, 12 Eylül darbesinden 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına yüz yıllık Türkiye ve dünya tarihine ayna tutan manşetleri İstanbul’da Cemal Reşit Rey Salonunda sergiledi. Sergi 12 Kasım’a kadar açık, bence çok güzel bir nostalji yolcuğu yaşamak için bu sergiye gitmekte fayda var.
Sürpriz Düet
Ömür Gedik ve Serdar Ortaç, sürpriz bir düete imza attı. İkili, sözleri Ömür Gedik’e, bestesi ise Serdar Ortaç’a ait olan ‘Aşka Bağlan’ adlı yeni şarkıları için geçtiğimiz günlerde renkli bir klip çekti. Düzenlemesi Emirhan Cengiz’e ait olan şarkının Beykoz Kundura Fabrikası’nda çekilen klibinin yönetmenliğini ise Erkan Nas üstlendi. İddialı şarkı için Serdar Ortaç, ‘Yeni gençliğe, yeni müzik yaptık’ derken; Ömür Gedik ise ‘Her şey yalan, aşka bağlan’ cümlesinin bu yılın sloganı olacağını söyledi