Bu arada olan aptal yerine koyulan izleyicilere oluyor.

Tüm önlemlere ve yapıcı çözüm önerilerine karşın bir türlü kontrol altına alınamayan televizyon yayınlarının izleyici üzerindeki etkilerinden yola çıkarak, bu konuda ortaya çıkan genel görüşü birçok kez dile getirdik. Sorun herkesçe biliniyor ama, başta RTÜK olmak üzere, özellikle televizyonları yönetenlerin bu konuda söyledikleri ile yayınına izin verdikleri, ekranlarda yansıttıkları arasında dağlar kadar fark var.

Birileri biz televizyon izleyicilerini hiçe sayarak gözümüze bakarak kandırıyor ve birileri de onların bu davranışlarına göz yumuyor. Bu arada olan aptal yerine koyulan izleyicilere oluyor.

Kaç kez yazıldı ama okuması gerekenlerin ve sorumluların umurunda değil. Son yaşanandan sonra şimdi umurlarında olacak mı? Ama sürpriz değil, bu seviyesizlikte olacağı buydu.

Evlendirme programlarıyla bağlantılı bu olaya ne tepki verilecek merakla bekliyoruz.

Adına evlendirme programları denilen bu yayınlar iyice kontrolden çıktı. Bu programlarda artık, yalancılık, terbiye dışı, ahlak dışı, karşılıklı seviyesiz davranışlar, çirkin dedikodular ve kurgulanmış olaylarla kandıran yayınlar kontrol edilemez haldeydi.

Son yaşanan ise asla kabul edilemez bir olaydır.

“Evlendirme programına katılan Yağmur isimli kadının bir videosu ortaya çıkmış. Videodaki görüntüde;”... o sizin Ata’nız da ölüsüyle işgal ettiği 780 bin metrekarelik Anıtkabir’i boşaltıp normal bir mezarlığa dönsün, var mısınız? Bu da size kapak olsun” Ve bir öpücükle seviyenin dibe vurduğu “...nasıl geçirdim ama” sözcükleri ve öpücükle bitirmiş.

Şimdi ne olacak bu kadın o programda duracak mı, bu konuda ne yapılacak? Atatürk’e hakaretin hesabı sorulacak mı? Ve en önemlisi, bu programlarla ilgili RTÜK hala ne bekliyor ve ne yapacak?

Radyo, televizyon ve veri yayınlarında uyulması gereken yayın ilkeleri’nin 4. maddesindeki bazı maddeleri tekrar hatırlatmakta yarar var:

a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması.

b) Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi.

........

d) İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması.

e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması.

........

ı) Kişilerin manevî şahsiyetlerine eleştiri sınırları ötesinde saldırıda bulunulmaması, cevap ve düzeltme haklarına saygılı olunması, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanmaması, saklı kalması kaydıyla verilen bilgilerin kamu yararı ciddî bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanmaması.

........

l) Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması.

........

n) Siyasî partiler ve demokratik gruplar arasında fırsat eşitliği sağlanması; tek yönlü, taraf tutan yayın yapılmaması; seçim dönemlerinde belirlenen seçim yasaklarıyla ilgili ilkelere aykırı davranılmaması.

.........

y) Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtılmaması.

z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması.

İşte, yasalarla belirlenen ve uyulması gereken yayın ilkelerinden bir kaçı.

Aslında, bu konuda fazla söze gerek yok! Yayınlarda uyulması gerekenler yasalarla ve ilkelerle çok anlaşılır bir şekilde belirlenmiş ama!

Önemli olan anlayış ve uygulamadır!