Uzunca süredir aklımın hesaplaş dediği, kalbimin boş ver aldırma dediği hazmedemediğim gerçek ihanet hikayeleri ile uğraşıyorum.

Çok büyük bir sınavdan geçiyoruz.

Kendi adıma imtihanların en büyüğünü geçiriyorum.

Bu süreçte düşünecek çok zaman var.

Hesaplaşacak çok konu var.

Ve çok vakit var.

Ve çok çabalıyorum.

Akıl dur dese de kalp mücadele ediyor.

Sus yok, dur durak yok.

Uzunca süredir aklımın hesaplaş dediği, kalbimin boş ver aldırma dediği hazmedemediğim gerçek ihanet hikayeleri ile uğraşıyorum.

Ne kadar yalancı olduklarının bildiğim, ama paylaşımlarını gördüğümde midemin bulandığı insanları görmemezlikten geliyorum.

Dost sandığın her gün sarıldığın adamın gizli gizli patronuna mesaj yazıp, kuyunu kazdığını öğrendiğinde, kendinin hayatın en kör kuyusuna düştüğünü merdivensiz kaldığını biliyorsun.

Merhametin ile merhametsizliğin arasında kalma hali kalan anılarda kalmış.

Eh Funda bu kişi aynı şeyi başka kadına yaparken, sonradan öğrensen bile, sadece seyretmiştin, susmuştun, bunun suçu ve vebali olmalıydı.

Kendime.

Aynı şeyi sana da yapacağı aklına gelmeliydi diyorum.

Güçlü bir çekişme biri çekiyor biri itiyor gibi duygusundayım

Unutmak istiyorum.

Sanki gölge boksu gibi.

Sen ve gölgen.

Kum saatini asla geriye çeviremezsiniz.

Ve aslında kendini durdurduğun hayata kendini yatırıyorsun.

Hesaplaş dur.

İyiliği güzeli kendine, kalbine çok görmüş insanları unut diyorum.

İçin sancıyor.

Kapat kapını kırk kilit vur.

Yaşananlar iz bırakıp gidiyor.

Gidiyor da, herkesten korkar hale geliyorsun.

Öyle bir zamandan geçiyoruz ki, ölüm korkusu var.

Zamanın çoktan dibe çöktüğü kum saatinin ince belinden tek bir saniye bile süzülmüyor.

Ne kendin ne başkası o kum saatini terse çevirmiyor..

Ve hepimiz.

Yeniden başlayacak hayatın korkusundayız.

Kendi adıma bir insan daha tanıyacak keşfedecek gücüm yok.

Ama gücün olan tek şey, kendi omuzun, hadi yasla.

Eksikliklerinizi tamamlarken, günden güne eksilmemeniz, tamamlanmanız dileğiyle.

Sevgiler.

Funda'nın aklındakiler…

... Kargo gelmiş, kapıda bıraktırıyorum

Kargo elamanı arkadaşıma, "çok teşekkür ederim, sakın yanlış anlamayın, poşeti içeriye almayacağım, o yüzden oraya bırakın" diyorum.

Sanki ondan bana tehlike gelecekmiş ve ben evde kalan biri olarak ondan korkuyormuş hissini ona vermek istemiyorum.

Alınmasın istiyorum.

O arada, en üst katta komşu olduğunu düşündüğüm, sandığım karı koca ellerinde eldiven ve yüzlerinde maske ile önümden geçiyorlar.

Kafalarını çeviriyorlar, merhaba demiyorlar, selamlaşmak hak getire.

Sevimsiz insanlar.

Var olmanın dayanılmaz hafifliğinde insanlar.

Kendilerini bir şey sanan insanlar.

Ders almaz insanlar.

Ne kadar zavallınız, bak korkudan kafanızı çeviremez haldesiniz.

Sokağa çıktığınıza göre başınıza gelecek olan umurumda değil.

Size hiç üzülmeyeceğim.

... Size danışmaya ihtiyacım var.

Kadın.

Bildim bileli her gün kefir içer.

Bildim bileli her sabah yoga yapar.

Bildim bileli haftada 3 gün yüzer.

Bildim bileli bugün 2 kulaç az at diyen kimseyi dinlemez.

Egoistlikte üstüne yok.

Bildim bileli sebze yer.

Bildim bileli balık yer.

Bildim bileli seyahat eder.

Bildim bileli, kendini bu kadar seveni görmedim.

Herkese bir şey olur ona olmaz.

Şimdilerde!

Her gün Whatsapp'tan bana kötü haberler, kötü videolar, olumsuz söylemler, ses bantları, şu kadar ölü var, biz de öleceğiz haberleri yolluyor.

Niye acaba?