Yaklaşık 20 yıldır Beşiktaş'ta yaşıyorum.
Beşiktaş'ta en köklü değişim, yürüyecek yol kalmayıncaya kadar sokak araları dahil cafe’lerin açılması oldu. Dikkat! "Gelişme" demiyorum "Değişme" diyorum.. Yahu zaten insan kalabalığından adım atılmıyor bir de hınca hınç cafe'leri doldurmanın ne alemi var? Yazık ediyorsunuz güzelim Beşiktaş'a. Beşiktaş'ın eski güzel çehresi yok artık! Bir de evler, zeminler dökülüyor. 1 ay içinde iki istinat duvarı yıkıldı. Sadece haberi çıkanları söylüyorum. Belki de haberi çıkmayan çökmeler vardır. Çünkü o kadar bakımsız ki her an her bina, duvar çökecekmiş gibi duruyor. Geçen Mart ayında Türkali Mahallesi Abbasağa Çıkmazında iki katlı binanın istinat duvarı çökmüş, park halindeki araçların hurdası çıkmıştı. Dün de Beşiktaş Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin arka tarafından bulunan istinat duvarı çöktü. Bu çökme nedeniyle de 4 araç hasar gördü. Yahu dik yokuşları olan bir semtsin, evler zaten yangın çıksa kurtarılamayacak kadar birbirlerine yapışık, bari zemini sağlamlaştırmak için çaren yok mu? Çok şükür can kaybı yok. Ya olsaydı? Hurdaya çıkan araçlara, maddi zarara yazık değil mi?
Motorlu kurye terörü
Bu yapış yapış cafe kalabalığı, adım atılacak yer olmamasının yanı sıra bir de motorlu kurye terörümüz var. Nereden son sürat çıkacakları belli değil. Dalgın yürüyen birini biçer gider. Kaldırımlarda yürüyecek yer yokken bir de kurye olsun olmasın bu motosikletliler dalıyor aramıza. Yaşlı insan kıvrak olamaz, her an bir motosikletli çarpabilir ki bizim bile Beşiktaş'ta ara sokaklar da dahil dalgın yürüme lüksümüz yok... Hele bir de pişkinliklerini gör. Sokak arasında son hız nasıl gidersin sen ya! Ki sürekli birilerine çarpıyorlar. Bu konuda bir denetleme getirilmeli acil olarak!
Türbelerde telefon yasaklansın
Uzun süredir türbe ziyareti yapamıyordum. Nihayet dün kandil nedeniyle Yahya Efendi Türbesi'ne gittim. Dua edebilmek ne mümkün? Yahya Efendinin sandukasının bulunduğu odaya açılan iç pencerelerde hanımlar muhabbet ediyor. Birkaç kere sessiz olsunlar diye pis pis baktım. Hiç üzerlerine alınmadılar. Yaklaşık 10 dakika sonra sohbet bitti, gittiler. Onlar gitti, bu sefer yanımdaki kadının defalarca çalan telefonu dikkatimi dağıttı. Sadrazam Güzelce Ali'nin yattığı odaya gideyim bu arada dedim. Ne göreyim? Teyzenin biri yine telefonda konuşuyor. Ama öyle böyle muhabbet değil. Teyze telefonda yeğenine terapi yapıyor. Gene bulaşmayayım dedim ve üst kata çıktım. Hah! bu sefer de 2-7 yaş arası çocuklar yakalamaca oynuyor bağıra bağıra! Çocuklar önde ben arkada tekrar Yahya Efendi'nin yanına geldim. Görevlilerden birisi geldi uyardı, "çocuklarınıza hakim olun insanlar dua ediyor" diye.. Oh şükür dedim. Ama çocukları susturmak şöyle dursun, anneleri koşturan çocuklarına bakmadı bile. Nereden biliyorum, çünkü ben çıkarken yanımdaki telefonla konuşan grubun yanına gelip "Anne anne" diye söylendi veletler. Madem adab-ı muaşeretten bihaber olan vatandaşlarımız var, o halde türbelerde telefon yasaklansın. Biz yasaktan anlıyoruz anca çünkü...