Babamı uzun uzun anlatmak isterdim.

Babamı uzun uzun anlatmak isterdim.

Tıpkı annemi anlattığım gibi, benim babamı, canım babamı, anılarımızı, anlatmayı çok isterdim.

Ama olmadı.

Babam çok genç yaşta vefat etti, ben 5'li yaşlardaydım.

Çok az parça parça hatırladıklarım var.

Ama annemin, aşık olduğu kocası için bize babam için çok anlattıkları vardı.

Hatırladığım, bizi çocuklarını çok severdi.

Babam varlıklı adamdı, büyük bir evde otururduk, evin kocaman kileri vardı, bir gün kilere girdiğimde, henüz daha saymayı bilmediğim için turşu tenekelerini ve tavada asılı kavurma etleri sayamamıştım.

Kiler ağzına kadar yiyecek doluydu.

Eve karpuz kavun kamyonet ile gelir, babamın eli kolu hep dolu olurdu.

Adam yuvasına taşırdı hep.

Bu kadar yiyecek olmasının nedeni vardı, evin kalabalık, her akşam sofrasına misafir ettiği insanları vardı.

Babam herkese yemek yedirmeye bayılıyor, herkese yardım etmeye bayılıyor.

Pazar günleri kendi otobüsünü kaldırıyor, insanları pikniğe yolluyor, araba, insanların kucakları yemek dolu oluyormuş.

Annem anlatırdı, kimlerin çocuklarını ellerinden tutup okula yazdırmış ve okutmuştu.

Benim babam, sadece evine yuvasına çocuklarına değil, herkese veriyordu, bonkördü babam, iyi insandı.

Bu çok kıymetliydi.

Herkese her şeyini veren bir babam vardı.

Benim babam öldü.

Hep başka babalara baktım.

Çok iyi babalar gördüm.

Fakat.

Kendi babam bakarak.

Zaman içinde aklıma iyi baba ama, acaba iyi insan mı algısı düştü.

İyi baba ama, iyi adam olmayan insanları gördüm.

Sadece çocukların için iyi baba iseniz, diğer insanlar da iyi olmanız gerekmez mi?

İyi baba ama, kendi çocukları dışında kimseye verecek 1 bardak suyu olmayanları gördüm.

Kendi çocuklarına ne hediye alacağının telaşına düşen babanın, onun dışında kimseye 5 kuruşluk bir hediye almadığını gördüm.

Kendi çocukları dışında, dünya umurunda olmayan, merhametsiz adamları gördüm.

Ve dedim ki;

Her iyi baba iyi adam olur mu?

Her iyi babadan iyi adam çıkar mı?

Çocuklarına bonkör olan, ama başkalarına zırnık koklamayan baba iyi insan olur mu.

Anladım ki.

Babalık ayrı.

İyi insan olmak ayrı.

Size geçmiş zaman baba hikayelerini anlatayım.

Arkadaşlarım, bir ara benim için evlilik telaşına düşmüştü..

Ve bana, sana uygun, çok kaliteli okumuş, tenis oynuyor, yani spor yapıyor, tam sana göre bir adam ile tanıştıracağız dediler.

Seni de çok beğeniyor, çok yakışırsınız demişlerdi.

Tanıştık.

Yemek yiyoruz, önce niyetinden bahsetti, ciddiyim falan.

Sonra, uzun uzun kızlarını anlattı, ne kadar iyi baba anlatamam, hep mal mülk yapmış, kızlarını garanti altına almış.

10 dakika sonra, ben bütün varlığımı 2 kızıma bıraktım, bende hiçbir şey yok dedi.

Hemen anladım, ben de zırnık yok, yani evlenecek isek, ben ve üstüm başım o kadarız demek istiyor.

Hayatımda ilk defa bu kadar hesaplı, bu kadar yakışıksız bir cümle duymuştum.

BEN utandım.

İçimden ne kadar ayıplı insan dedim.

İyi baba, kusurlu insan, defolu yani.

Bana ne senin varlığından, sana ne benim varlığımdan diye aklımdan geçirdim.

Adama "benim mal varlığım ve param sizden daha çok, daha zenginim ben, bize yeter" dedim.

Çok sevindi.

Hemen terk ettim onu.

Sonrası kendim buldum bir adam, daha doğrusu o beni buldu.

Önce niyesi meçhul inandım ona.

Onun da çocukları var.

O da çocuklarına çok iyi baba ne karne günlerini atlıyor ne doğum günlerini atlıyor, şehirler arası koşturup duruyor.

Ne hediye alacağının derdine günler öncesi düşüyor

Şahane baba.

Neyse, sevdiğim dediği kadının doğum günü geliyor, 1 demet papatya yok.

Ve sevdiği kadına ikram ettiği 1 fincan kahve ve 1 bardak suyu yok.

Zırnığı yok aslında.

Hep düşünürüm, çok düşünürüm.

Acaba dünyadaki tüm çocuklar, benim babam çok iyi baba ama, iyi insan mı diye düşünürler mi?

Ben babama ne kadar iyi babam var derken, dışarıda diğer insanlar ne kadar iyi adam ne kadar bonkör adamdır der mi?

Ben kendi babamdan yola çıkarak, baba herkese bonkör olan babadır derim.

BABA BONKÖR OLMALI DERİM.

Ben öyle bilirim.

Diğerini hiç bilmem.

Ve hiç sevmem.

Canım babam, çocuklarına ve herkese bonkör babam, benim babam, iyi insan, canımın tam içi babam, Babalar Günü’n kutlu olsun.

Canım babam, benim babam herkese parasını her şeyini veren babam, iyi ki benim babamsın.

Canım babam, benim babam, bakın size ne diyeceğim;

Cümlelerim iyi baba, iyi insan olmalı güvenini taşımaktan çoktan yorulmuş.

Baba olmuş, ama en güvenilir yerinden yani insan olmaktan eksilmiş olan babalar var.

Anlıyorum ki;

Günün sonunda herkes kendi kadar.

Sadece iyi insan babaların, Babalar Günü kutlu olsun.

Funda'nın aklındakiler…

... Olay Yunanistan'da.

Adam genç, pilot, İngiliz genç bir kadın ile evleniyor, küçücük kucakta bebekleri var.

Sosyal medya paylaşımları çok ama çok mutlu aileler, öyle anlatıyorlar.

Adam kadın için neler yazıyor neler.

Ve anlaşılamaz bir şekilde evdeki köpeği öldürüyor, bahçeye asıyor, karısını da öldürüyor.

Karakola başvuruyor, evimize hırsız girdi ve karımı öldürdü diye.

Şefkatle bebeğine sarılmış, bebeğini hiç bırakmayan baba karakola bebeği kucağında gidiyor.

Kucağında sıkı sıkı sarıldığı, göğsüne bastırdığı bebeği ile karısının cenaze törenine gidiyor.

Polisler şüpheleniyor, her türlü delili topluyor.

Karısı ölmeden önce, yaşıyormuş gibi sosyal medyada yazdıkları, akıllı telefon ile kayıt altına alınırken, meğerse kadını öldürdükten sonra yazmış.

Yani akıllı telefonun saatinden yakalanıyor.

Adamı yakalıyorlar.

Acımasız katil.

Kucağında bebeğine sıkı sıkı sarılmış bu baba.

İlk ana yazında yazdığım gibi.

İyi baba.

Merhametli adam.

Karıncayı incitmeyen.

İyi yürekli.

İyi insan olmalı

... Ben de televizyonda yıllarca magazin programı yaptım, yorumcu oldum.

Magazinin dışından biri olarak, hiçbir ünlünün hayatından alacaklı gibi, el alemin namus bekçisi gibi yorumlamadım.

Arada ufak tefek hatalarım olmuştur mutlaka.

Ama kafa yapım, anlayışım, algım diğerine müsait değil zaten.

Zaten en sağlıklı magazin yorumculuğu da budur.

Magazinin tam içinden biri isen taraflı oluyorsun ve kaçınılmaz kavgaların oluyor.

Şimdi bakıyorum da;

Hadise sevgilisi Kaan Yıldırım'dan ayrılmış.

Olabilir aşk bu başlar ve biter.

Bence çok yakışıyorlardı ve çok tatlılardı.

Olabilir biten biter, gider gider zaten.

Haberi veriş ve anlatım hali bu ayrılığa, nerede ise oh olsun diyecekler.

Ayıptır be kardeşim

Bu kadar seviniyor ve gizliden gizliye ayrılıklara, bu kadar mesut olmanızı anlamak çok zor.

Ne kadar kötü iseniz!

O kadar saklanın bari!