Kasım ayının belkide güneşli son pazarından herkese merhaba...
Kasım ayının belkide güneşli son pazarından herkese merhaba... Kimi zaman kendi aramızda sanattan uzaklaşmaya başladığımızı konuşsakta ben hiç öyle olduğunu düşünmüyorum. Gerek devlet tiyatrolarının oyunları, gerek özel tiyatrolar, gerek amatör müzikal toplulukları, gerek klasik müzik dinletileri şu dönemde sayı olarak artışa geçmiş durumda ve takip ettiğim üzere salonlar hep dolu dolu. Şehrin yoğunluğu ve yorgunluğunu atmak için belki de gece kulüplerine ayırdığınız vaktin ve paranın sadece çok küçük bir kısmını ayırarak sanata destek olabilirsiniz. Malum her seferinde ben de konservatuar mezunu olduğumu vurguluyorum, aldığımız eğitimler verdiğimiz emekler asla hiçe sayılacak cinsten değil. Yıllarca uğraşıyoruz; müzik, sahne tekniği, kostüm, ışık, makyaj, diksiyon, ses eğitimi, enstrüman, drama, jest-mimik, ritim, doğaçlama... Eee peki sonuç? Sanattan ilişiksiz, cihazlarda yapılan müzikleri sanat zannetmek.
Geçtiğimiz günlerde tanıdığım güzel insanlardan Ruhi Sarı’nın “Barut Fıçısı” isimli bir oyun afişini paylaştığını gördüm ve hemen yerimi ayır geliyorum dedim. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi sahnesinde izlediğim Barut Fıçısı, Makedon yazar Dejan Dukovski’nin pek çok Balkan ülkesinde yıllarca oynandıktan sonra Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ve Amerika’da da büyük başarı kazanmış, filmi de yapılmış baş yapıtı. Birbirine bir biçimde bağlı 11 farklı hikayeden oluşan bir bütün.
İstanbul Halk Tiyatrosu Yıldıray Şahinler’in düzenlemesi ile, Barut Fıçısı’na dönmüş şehri ve insanlarını anlatan bu komediyi Balkanlar’dan alıp getirdi. Ve diyorlarki; dileğimiz ‘barut fıçısı’na dönmüş kendi ülkemizi ve şehrimizi anlatmak. Aramızdaki ve içimizdeki büyük gerginliklerle yüzleşebilmek ve komedi yoluyla gerilimleri biraz olsun gevşetebilmek. Her zamanki gibi toplumsal eleştiri, her zamanki gibi komedi. Ve her zamanki gibi “kırmadan dökmeden”.
Son zamanlar da şüphesizki izlediğim en güzel, en kaliteli oyundu diyebilirim. Oyunun kadrosuna yıldızlar geçidi mi demeliyim, şampiyonlar ligi mi demeliyim bilemiyorum; Erkan CAN,Yıldıray ŞAHİNLER, Ruhi SARI, Aşkın ŞENOL, Faruk AKGÖREN, Aytek ÖNAL, Rüya ÖNAL ve Başak GÜMÜLCİNELİ. Hani hiç oynamadan öylece dursalar bile buram buram kaliteliyiz biz diyen bir ekip. Tabi canlı oyun ve konser sahnelerinde bir de ismi bilinmeyen, görünmeyen kahramanlar vardır. Ses-ışık şefleri, dekoru sırtlayıp ordan oraya yerleştirenler, kostümleri an ve an takip edenler, saç makyaj derken inanın emekleri o kadar büyük ki...
Her bir oyuncunun öncelikle yüreğini koyduğu, emek ve alın teri akıttığı tiyatro sahneleri... Sade bir sahnede, değişen her oyuna uygun anında değişen dekoru, bol kahkaha ile hiç aksamadan giden konusu ve sonsuz keyifli kadrosu ile Barut Fıçısı’nı mutlaka ama izlemenizi tavsiye ediyorum.
19 Kasım Mall Of İst MOİ Sahne, 28 Kasım Caddebostan Kültür Merkezi, 8 ve 17 Aralık Kadıköy Halk Eğitim Merkezi, 23 Aralık Kozyatağı Kültür Merkezi, 26 Aralık Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezinde saat 20.30 da başlayan Barut Fıçısı’nı izleyebilirsiniz.
Sevgi ve müzikle kalın...