AB üyesi olmak AB değerlerini çiğnemeye engel olmasa gerek! Avusturya ve Hollanda son karar ve açıklamaları ile bunu bir kez daha kanıtladılar. Eminim bu iki ülkenin peşinden bir kaç ülke daha aynı konvoya katılacaktır. Nasıl bir demokrasi anlayışı acaba bu?
Avusturya’da ya da Hollanda’da yaşamakta olan İtalyanlara, İspanyollara, Fransızlara, İsviçrelilere ya da Yunanlılara yasak olmayan “seçim propagandası” Türkler söz konusu olduğunda “yasak”! Oysa “seçim hakkı” bir “insanlık ve demokrasi hakkı”. Avusturya sanki ülkesinde yaşamakta olan tüm yabancılara “vatandaşlık dağıtmış ve bundan dolayı onların örneğin Türkiye’deki seçime katılmalarına karşıymış”. Yok böyle bir şey. Avusturya AB ülkeleri arasında yabancıların hakları söz konusu olduğunda en sonda yer alan ülkelerden biri. Avusturya vatandaşı olmayan insanların vatandaşı oldukları ülkede seçim olduğunda bu seçime katılmalarından daha doğal ne olabilir? Oy verecek insanlar da elbette bilgilenme hakkına sahip olmalılar. Avusturya anayasasının ve kanunlarının ön gördüğü koşullarda yapılacak toplantılarda seçmenleri bilgilendirmek demokrasi için bir olmazsa olmaz aslında. Seçmenler hangi partiyi seçecekleri kararı vermeden aday olan partileri dinlemeleri gerekir. Bu sayede doğru karar verebilirler.
Ancak Avusturya ve Hollanda her yıl vergi aldıkları insanları bu en doğal haklarından mahkum etmekteler. Bu uygulama demokrasilere yakışmayan ve AB değerleri ile çelişen bir uygulamadır.
Avusturya, Hollanda ve diğer bazı AB üyesi ülkeler Türk seçmenlerin demokratik seçim haklarını kullanmasından niçin bu kadar korkmaktalar? Türk seçmenler kimi ve hangi partiyi isterse onu seçer. Bu onların en demokratik hakkı.
Üstelik Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerin artık gerçekten çok çirkin bir hale gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin demokratik seçimle iktidara geldiği Türkiye karşıtlığı tüm Türk seçmenleri daha da bilemekte. Avusturya, Hollanda ve diğerlerinin tüm boş ve demokrasi ile çelişen çabalarına rağmen 24 Haziran 2018 tarihinde Türk seçmenler Recep Tayyip Erdoğan’ı devlet başkanı olarak seçecekler.
Çünkü Türkiye’ye yönelik “oynanan oyunlar” artık Türk seçmenlerin midesini bulandırmakta.
Türkiye 24 Haziran 2018 tarihinde erken seçim yapma kararı aldı. Tüm Türkiye bu karardan memnun. Çünkü bu sayede ülkenin ihtiyacı olan ve 2016 yılında bir referandum sonucu da gerçekleşmesi yönünde karar alınan başkanlık sisteminin acilen hayata geçmesine ihtiyaç var.
24 Haziran 2018 tarihinde beş yıllığına seçilecek olan devlet başkanı ve TBMM 29 Haziran 2018 tarihinden itibaren Türkiye için yeni bir dönemi başlatma yetkisine sahip olacak. Bu da ülkenin ekonomisi, toplumsal huzuru, güvenlik ve savunma politikaları ama aynı zamanda dış politikası açısından çok daha sağlıklı adımların atılması anlamına gelecek.
Ama nedense sözde Türkiye’nin “hep iyiliğini” istedikleri iddiasında olan malum ülkeler bunu istemiyorlar. Güçlü ve istikrarlı bir Türkiye onları çok rahatsız ediyor. Hatta bazılarını da korkutuyor olsa gerek. Avusturya ve Hollanda başbakanları bunu açıkça belli etti.
24 Haziran 2018 Erken Seçimi sonucu devlet başkanı olarak seçilecek olan Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda taviz vermeyen tavrı AB üyesi bazı ülkeler için büyük bir sorun. Onlar Türkiye’de silik, başarısız ve kendi sözlerini dinleyen bir devlet başkanı ve meclis istiyorlar. Ekonomisi Yunanistan gibi bağımlı, Doğu Akdeniz, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslarda her türlü baskıya boyun eğen “zayıf” bir Türkiye onların tercihi.
İşte bunun için 24 Haziran 2018 Erken Seçimi’ne her türlü anti-demokratik müdahaleden kaçınmıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kendi adaylarını destekliyorlar. Üstelik komik duruma düşüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen MHP’ye her türlü “çirkin” suçlamayı yapan Avrupa’nın sözde demokrasi havarileri Recep Tayyip Erdoğan’a karşı aday olarak da MHP’li eski bir İçişleri Bakanı’nı desteklerken yüzleri hiç kızarmıyor. İşte bu haldeler.
Ellerinde olan tüm olanaklarla bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürmek tek hedefleri! Türkiye’de milletin demokratik seçim hakkı ve en demokratik tercihleri ile sorunlu ve bunları baltalamaya çalışanlar bize AB değerleri konusunda aslında tek kelime söyleyemeyecek olanlardır.
Bir kez daha çabalarının boşa olduğunu 24 Haziran 2018 akşamı görecekler. 24 Haziran 2018 Pazar Günü Türkiye’de ve Türkiye dışında seçmenler bir kez daha bunlara bir demokrasi dersi verecek ve Türkiye’de gene demokrasi kazanacak.