Çin'den gelen, haberler; dünyanın yepyeni bir aalgın ile karşı karşıya olduğunu göstermeye başlamıştı.
Dünyanın nüfus olarak en kalabalık ülkesi Çin’den tüm dünya haber ajanslarına düşen bir haber kısa sürede tüm dünyaya yayılan bir virüsün habercisi idi ama öncekilerden farklılığı algılanamamış gibiydi. Yaşadığımız bazı salgınlarda daha da hızlı yayılan bir salgın olabileceği konusunu pek de algılayamamıştık.
Çin’den gelen, haberler; dünyanın yepyeni bir aalgın ile karşı karşıya olduğunu göstermeye başlamıştı. Öyle de oldu. Çin’in önemli ve kalabalık bölgelerinden biri olan Wuhan’dan komşu ülkeler; Hindistan ve İran’a, ardından Avrupa’nın bazı ülkelerinde de adından söz ettirmeye başladı. Bunlardan ilki İtalya ve Almanya oldu. Ardından Fransa ve İngiltere’de koronavirüs vakalarından söz edilmeye başladı. Özellikle İtalya; vakalar görülme hızının ve vefatların arttığı ülke olarak öne çıktı.
İşte mart ayının başında, bizde de, konuşulmaya başlanmıştı ama, işin ciddiyetini, 11 Martta ilk koronavirüs ölüm vakasını yaşadığımızda, ülkemize de ulaştığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.
Salgın oldukça ciddiydi ve önlemler arttırılmaya başladı. 16 Mart itibarıyla öncelikle orta öğretimde ve hemen ardından da yüksek öğrenim ve üniversitelerde eğitime ara verildi. Kısa süre sonra ise, süresiz olarak eğitimler, ardından, başta; futbol, basketbol, voleybol ligleri olmak üzere tüm spor müsabakaları süresiz olarak ertelelendi.
Mart yarısından sonra koronavirüs varlığını ülkemizde de hissettirmeye başladı ve önlemler iyice arttırıldı, Başta İstanbul olmak üzere, bazı illerde karantina önlemleri uygulanmaya başladı. Kısa süre sonra da; İstanbul, Ankara ve İzmir’in içinde olduğu 31 il ve Zonguldak’ta karantina dönemleri, sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanmaya başladı.
Nisan, Mayıs ayları koronavirisün; başta Avrupa olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde yayılmaya başladığı ve vakaların hızla yayıldığı, vefat olaylarının kendini hızla
arttığı dönemlerdir. Bu aylar; Avrupa, Amarika ve kıta ülkelerinde vakaları ileten haberlerin gündemin ilk sırasına iyice yerleştiği dönemlerdir.
Koronaviriüs salgını artık tüm dünyayı tehdit eder durumdadır.
Haziran ayı, Kovid-19’un başladığı yer olan Çin, salgının kontrol altına alınabildiği haberlerinin geldiği süreçlerdir. Ama salgın neredeyse tüm Avrupa’ya yayılmış, Amerika, İran ve Hindistan başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesini iyice sarmış, vaka sayısı ve vefat olaylarının hızla arttığı dönemdir.
Dünyadaki bu salgın etkisi ülkemizde de kendini hissettirmektedir. Vaka sayıları yükselmekte vefat sayıları yüzün üzerindedir. Bu dönemlerde, ülkemizdeki Bilim Kurulu’nun tavsiye ve bilgilendirmeleri, Sağlık Bakanlığı’mızın aldığı etkin önlemleri ve ülkemiz sağlık ordusunun korkusuzca, yılmayan çabalarıyla, koronavirüs salgınının yayılmasının durdurulması konusunda oldukça iyi aşamalar kaydettik.
Bugün; o çalışmaların ortaya çıkardığı olumlu sonuçlarla saldırının geleceğine Avrupa ve dünyadaki birçok ülkeden daha umutvar bakabilen durumdayız.
İyi yol aldık, yazıyı yazdığım gün 18 Temmuz için açıklanan tablo şöyle idi;
Test Sayısı; 40.943 / Bugünkü Vaka Sayıs; 918 / Bugünkü Vefat Sayısı; 17 / Bugünkü İyileşen Hasta Sayısı; 1179.
Birkaç gündür vaka sayısı 1000’in altında, vefat eden hasta sayısı da 20’nin altında seyrediyor. Bu konuda, ekrana çıkan bazı uzmanlara göre açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmadığı söylense de, şuan Bakanlıkça açıklanan sonuçlar bunlar. Ne olursa olsun ben bu rakamlara inanmak istiyorum.
Önümüzdeki Kurban Bayramı sonrasındaki göstergelerin ne olacağına bakacağım. Bakacağım çünkü; içinde bulunduğumuz Temmuz ayı, serbestlik konusunda kantarın topuzunu biraz kaçırdık gibi. Özellikle maske takmama, sosyal mesafenin korunması, toplu aktiviteler konusunda hiç de dikkatli değiliz.
Lütfen; sokağa maskesiz çıkmayalım, çıktığımızda maskemizi doğru takalım, sosyal mesafeye dikkat edelim ve olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak duralım. Düğün-dernek, toplu aile ziyaretlerimizi, kutlama ve eğlencelerimizi bir süre daha erteleyelim..
Çok uğraştık, emeklerimiz boşa gitmesin.