Sihirli bir kelime gibi "altyapı", spor yöneticilerimizin hepsinin ağzında bu sözcükcük! Anlayanı da anlamayanı da (az anlayanı da) hep aynı türküyü söylüyorlar, altyapı ile yatıp, altyapı ile kalkar olduk.
Konumuz futbol olduğu için futbol altyapısından bahsediyoruz tabiatıyla. Anonim şirket olarak kurulan pek az futbol kulübümüz ve altyapı organizasyonumuz olduğu için Dernekler Kanununa tabi olarak faaliyet gösteren “Futbol Kulübü Derneği” bünyesindeki futbol altyapı çalışmalarından “neden” ve “niçin” bir fayda sağlayamıyoruz? sorusuna hepimiz verecek cevaplar bulabiliriz.
Bu mübarek bayram gününde, Rusya’da yapılan Dünya Kupası, perşembe gecesi nefis bir maçla başlamış ve dün oynanan heyecanlı maçlarla hepimizin gözünün pası silinmişken, altyapı diye bir konudan bahsetmek abesle iştigal olarak görülebilir ama “biz niye dünya kupasına gidemedik?” sorusunun cevaplarından birisi de ülkemizde futbol altyapısının olmadığı gerçeğidir. Diyeceksiniz ki Altınordu U 14 takımı daha dün İspanya’da WANDA Cup’ta Juventus’u, Liverpool’u yenmedi mi, U 17’deki abileri Barcelona’yı yenmedi mi? Evet haklısınız ama koskoca 80 milyonluk Ülkenin bütün altyapı yükünü Altınordu’ya yüklemek haksızlık değil mi? Seyit Mehmet ÖZKAN gibi idealist bir “hamal” bulmuşuz yükle ha yükle. Nerede ikinci, üçüncü, dördüncü Altınordu? Görünürde yok maalesef.
Beşiktaş’ta altyapıdan A Takım’a çıkan son oyuncu galiba Necip UYSAL’dı. Galatasaray’da Sabri Reis’ten sonra A Takım forması giyen futbolcu hatırlamıyoruz, Fenerbahçe’de de galiba Müjdat YETKİNER türünün son örneği olarak kayıtlara geçti.
Galatasaray’a UEFA’dan gelen ceza konularından bir tanesi de; Şampiyonlar Ligi kadrosuna diğer rakipleri gibi 25 değil 21 oyuncu yazabilme kısıtlamasıydı. Kriterlere göre; bu listedeki oyunculardan en az dördünün, 15-21 yaşları arasında en az üç yıl bu kulüpte forma giymiş olması gerekiyor. Bir başka kriter ise dört oyuncunun da 15-21 yaşları arasında yine en az üç sene, o takımın mücadele ettiği ligde herhangi bir kulüpte oynamış olması gerekiyor. Ayrıca bu sekiz oyunculuk kriterini (club trained ve homegrown) yerine getiremeyen kulüpler, sekiz oyuncuyu tamamlayamadığı her bir futbolcu için, esami listesini bir kişi eksiltmesi gerekiyor. Nasıl olacak merakla bekliyoruz?
Bursaspor ve Gençlerbirliği dışında altyapı-üstyapı entegrasyonu yapabilmiş kulübümüz yok. Fenerbahçe altyapı takımından beş oyuncu Topuk Yaylası kampında sigara içerken resimlerini sosyal medyada paylaşmış ve kapı dışarı edilmişlerdi daha geçen sene hatırlardadır. Zaten altyapı oyuncu seçmeleri tam bir tiyatroya dönüşmüş durumda. Torpilin en kralı altyapıda dönüyor. O sebepten de gerçek yetenekler yok olup giderken hormonlu/torpilli çocuklar zaman ve para kaybına sebep oluyorlar altyapılarda.
Avrupa’da Hollanda ve Belçika yaptıkları yatırımın karşılığını yeni yeni almaya başladı. Belçika bir tık önde komşusuna göre. Oralarda devlet-kulüp işbirliği on yıllardır bir iğne oyası gibi sabırla bugünlere gelebildi. U 14’den A Takıma kadar yedi tane idman sahası aynı tesiste ve temel oyun felsefesi her sahada aynı standartta. Örneğin 4-4-2 tercih edilmişse bütün yaş grupları bu temele göre eğitimden geçiriliyor veya Barca ve La Masia söz konusu ise kapıdan giren her çocuk 4-3-3 üzerine eğitim alıyor ve üst yaş gruplarına tırmandıkça hiç zorluk çekmeden yürüyüp gidiyor.
Altınordu Modelini laboratuvar olarak kullanarak Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu elini taşın altına koyup işe koyulursa en yakın 10-12 sene içinde (inşallah) bu sıkıntıları aşarız. Yoksa boşa geçen her gün geleceğimizi daha da karartacaktır.
Bayram günü biraz moralinizi bozmuş olabilirim, sürç-ü lisan ettikse affola!
İyi bayramlar….