Son birkaç haftadır Türk müzik ve medya sektöründe yaşanan bir saçmalığı inceliyorum.
Son birkaç haftadır Türk müzik ve medya sektöründe yaşanan bir saçmalığı inceliyorum. Aleyna Tilki uzun zamandır üzerinde çalıştığı dünyaya açılma projesinin ilk meyvelerini vermeye başladığı dakikadan itibaren birtakım güçler onun aleyhine bir karalama kampanyası başlattı. Bu karalama kampanyası hiçbir şekilde başarılı olmadı, çünkü su akar yolunu bulur. Başarılı bir işi başarısız gösterseniz de o hakkını bulur. Ancak bu, Türkiye’de özellikle medya ve müzik alanında olan insanların ne kadar fesat, kıskanç ve karaktersiz olduğunu gösterdi bir kez daha kanıtladı.
Çıkmayan şarkıya kötü dediler
Aleyna Tilki çok önemli bir ilke imza attı. Dünyanın en büyük müzik yatırımcılarından biri olan Warner Music’in ilgisini çekti. Son yıllarda batıdan hiç kimse bizim müzik sektörümüzü takmıyordu. Ama bu adamlar taaa Amerika’dan bu kızı gördüler ve ona yatırım yaparak ona dünyaya açılma konusunda destek olma kararı aldılar. Hatta sırf Aleyna için Türk pazarına da girdiler. Warner Music’in aklında bile yoktu Türk pazarına girmek. Ama Aleyna Tilki sayesinde geldiler ve Türkiye’de şube kurarak Türk müzik pazarına da girdiler.
Warner Music, Aleyna Tilki ile çok ciddi bir küresel anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın boyutu çok ciddi. Bu resmen bir yatırım anlaşması. Bugüne kadar hiçbir popçuya bu kadar ciddi bir yatırım anlaşması yapılmadı. Aylarca süren görüşmeler, sözleşme süreçleri vs derken (yabancılarla iş yapmanın ne kadar yorucu ve uzun bir iş olduğunu çok bilirim) imzalar atıldı ve Aleyna çalışmalara başladı.
Şarkı dün yayınlandı
Şarkı tüm dünyada 26 Şubat günü, yani dün görücüye çıktı. İşin komik tarafı burada başlıyor. Şarkı daha yayınlanmadan bazı magazinciler Aleyna’ya karşı bir “başarısızlık” damgası yapıştırmaya çalıştı. Magazincilerin müzikten ne kadar anladığı zaten ayrı bir konu. Dünyanın hiçbir ülkesinde magazinciler bu kadar müziğe karışmıyorlar. Türkiye’de ise müzik yazarları yerine magazin yazarları müzik yazıyor, müzik konuşuyor. Yok efendim şarkısı kötüymüş de, şarkısını göya Dua Lipa okuyacaktı da beğenmemiş de, işte efendim Dua Lipa , Aleyna’yı sosyal medyada paylaşmamış da cartta curt da. Köstek olmaya, moral bozmaya yönelik saçma sapan haberler yapıldı.
Yahu kardeşim, siz hasta mısınız? Hatta ruh hastası mısınız? Neden daha dinlemediğiniz bir şarkıya çamur atıyorsunuz? Niyetiniz zaten baştan belli. O kadar kıskançlar ki, daha şarkının yayınlanmasını beklemeden kıza çamur atmaya başladılar. Bu yaşanan olaylar karşısında Aleyna Tilki bir sitem paylaşımı yaptı ve “26 Şubat’ta dünyada Türkiye’yi temsil etmek adına çok büyük bir adım atıyorum. Attığım tek bir adım bile her yerde adım olurken bugün, dünyada çıkacak olan şarkımı asla desteklemediniz. Bugün beni desteklemek sadece kalbinizle karar vereceğiniz bir şey olsun” dedi.
Retrograde eş zamanlı tüm dünyada
Şimdi şarkı yayınlandı. Dünya standartlarında bir şarkı. Bu şarkıyı aptal aptal Türkçe pop şarkılarını dinlemekten kulaklarını paslatanlar beğenmez çünkü anlamazlar. Bir kız çıkmış 2016 yılından beri bir şeyler yapıyor. Yaptığı şeyler de boru değil ciddi başarılar. İlk basın bülteni geldiğinde, müzikhabercisi adlı haber portalımda “bu kız çok başarılı olacak” diye yazdığımı dün gibi hatırlıyorum.
Aleyna, dört yılda çok iyi yerlere geldi. Yaşı küçük ama yaptığı işler büyük. Şimdi bir dünya devi olan Warner Music ile dünyaya açılıyor. O dünya devinin ilgisini çeken bir Türk bile olmadı. Edis’in o firmanın kapısında yattığını ve o firmanın Edis için “hayır” dediğini balkonumda beslediğim kuşlar bana söyledi. Edis’in tayfası sonra “Edis Warner Music ile dünyaya açılıyor” diye çakma haberler yaptırdı. Oysa işin aslı ne biliyor musunuz? Warner Music, Aleyna Tilki sayesinde Türkiye’de ofis açtı ve Edis’i de öyle tanıdı. Ama olayı çarpıttı yurdum medyası. Gönül isterdi ki Edis’e de başka popçulara da küresel markalar yatırım yapsa. Türk sanatçısının sesi dünyada yankılansın, başarılı olsun. Bunu gönül ister ama fesatlar, avantacılar istemez. Herkes kendi cebini doldurma derdinde olduğu için bir başkasının uluslararası başarısını istemez, hatta elinde olsa onu bozar. Abartmıyorum bu fesatlar utanmasalar fırsat bulsalar Warner Music’e gidip “bu kız başarısız” bile derler.
Türk’ün en büyük düşmanı Türk
Bu söylemi en iyi bilen insanlardan biriyim. Eurovision Şarkı Yarışmalarından çok iyi biliyorum. Medyadan çok iyi biliyorum. Hep birileri birilerinin işini bozacak, hep bir hokkabaz çıkacak. 2006 yılında Eurovision şarkı yarışmasına gittik. Sibel Tüzün ile beraber, danışmanlık yaptım ekibine. Avrupa’da herkes bize methiyeler dizerken Türkiye’de nerdeyse vatan haini ilan edilecektik. Hatta İbo Show, ekranlardan (o zaman bayağı popülerdi) Sibel Tüzün’e bir sövmediği kalmıştı. Türkiye’den hiçbir destek alamadan döndük.
Yıl 2003, Sertab Erener’in Eurovision Şarkı yarışmasında 1. olduğu yıl. “Everyway that I Can” dünyada dikkatleri çekmişti, Türkiye’de şarkıyı takan yoktu. Neymiş “kötüymüş şarkı.” Hiçbir Türk radyosunda şarkı çalmadı, medya “bu şarkıdan bir şey olmaz” dedi. Şarkıyı rotasyona sokan tek kişi ben oldum. Millet arayıp bana küfretti. Ne oldu? Şarkı birinci oldu. Yarışmada birinci olduğu günün akşamı basın toplantısında bir tane bile Türk gazeteci yoktu. Sonra fesatlar beni arayıp “şarkıyı çaldıra çaldıra birinci yaptın” diyecek kadar da saçma konuştular.
Bu örnekleri sıralarsam yazı dizisi çıkar. Mustafa Denizli’nin “içimizdeki İrlandalılar” sözü geliyor aklıma. Bir Türk ne zaman bir şey yapmak istese hemen bir başka Türk onun ayağını kaydırıyor. Olan yine Türkiye’ye oluyor. Son yıllarda ne sporda ne müzikte ne de sanatın başka bir alanında somut bir başarı elde edemedi ülke. Çünkü içimizdeki İrlandalılar hep bunu engellemek için ellerinden geleni yaptı.
Hani milli ve yerli olacaktık?
Cumhurbaşkanı çıkmış “Ay’a gideceğiz” diyor. Milli ve yerli otomobil diyor, WhatsApp’ı atalım yerli Bip’i kullanalım diyor. Bir kız çıkmış, yerli ve milli bir Türk kızı dünyaya açılacak, Türk medyası çıkıp kızı aşağıya çekiyor? Hani milli olmak? Hani yerli ve milli olanı biz dünyaya sunmak istiyorduk? Hani nerede Recep Tayyip Erdoğan’ın hayalleri?
Bugün Aleyna Tilki’nin, yani bir Türk kızının dünyada adını ve dolayısıyla Türkiye’nin adını duyurmasından rahatsız olanlar, yarın yerli arabamıza da kötü derler, Ay’a gittiğimizde de “Ay’a gidilmedi yalan” derler.
Demirören Grubu, Turkuvaz Medya Grubu ve Türkmedya
Size sesleniyorum. Sizin magazincilerinizin yazdıklarını siz okuyor musunuz?
Bilmem farkındamısınız ama siz Cumhurbaşkanının idealini gerçekleştirmek isteyen bir Türk kızına karşı geliyorsunuz! Bu yaptığınız size her türlü finans kolaylığı sağlayan iktidar partisine de karşı çıkmak değil mi? Bu ne perhiz ne lahana turşusu demezler mi?
Özellikle Yıldırım Demirören’e seslenmek istiyorum. Doğan Grubunu satarken altın aldın, şimdi o altın bronz oldu, böyle devam ederse tenekeye dönecek. Yani değer kaybedecek.
Milli ve yerli başarılara destek olmak istiyorsan, o zaman bu kıza destek olacak medyanız. Medya Grubunuzda kalemini menfaati için kullananların oyunlarına gelmeyeceksiniz. Yoksa onların bu oyunları önce Türkiye’ye sonra da gruba zarar verir.
Son sözümde Aleyna Tilki’ye hiç takma. Devam et savaşına. İşbirlikçilik yapan Türk düşmanlığı yapan bu medya bir gün seni alkışlamak zorunda kalacak. Bu ülkede ne zaman biri bir şey yapmak istese onu hep aşağıya çektiler. Buna hem şahitlik ettim, hem de bizzat kendi kariyerimde yaşadım.
Sen dünyadaki yolunda başarılı olmak için çalışmaya devam et. Su akacak ve yolunu bulacak. Sonra da o “bir kısım medya” bu çirkin menfaat ithamları ve yaptığı haberlerden utanacak.
Bol Şans Aleyna Tilki
Bol Şans “Retrograde”