ABD Başkanı Trump geldiği günden itibaren dünyaya meydan okumaya devam ediyor. Son zamanlarda Çin ile ticaret savaşlarında ilk kılıcı çeken samuray olsa bile Çin'in arka bahçesi olan Japonların dünyaya verdiği en muhteşem eserlerden biri olan kılıç 10.yy öncelerine dayanmaktadır.
Japonların ve Çinlilerin gurur ve ruhani güç ve itaatkarlığı sembol etse bile zamanı geldiğinde insanlığın korkulu rüyası olmuştur.
Yani ilk kılıcı çeken ABD kime çektiğinin farkında olmadan oyunun kurallarını bile bile devam ederken diğer yandan Avrupa'ya sopa göstermesi ise küresel piyasalar tarafından hoş karşılanmıyor. Geçtiğimiz hafta sonu Trump, Avrupa’ya ithal araçlara yüzde 20 vergi koymakla korkuturken, Çin ise ABD'de bulunan teknoloji şirketlerine yatırım kısıtlaması uygulayacağı ortalığı kasıp kavurdu.
Ee tabii...
Trump durur mu?
Hatırlarsanız İran'a nükleer anlaşmadan çekilme kararı ardından ABD Başkanı Donald Trump, ABD Dışişleri, Maliye ve Enerji Bakanlıklarına gönderdiği yazılı açıklamasında, “İran’dan doğrudan veya uluslararası finans kurumları aracılığıyla petrol ve petrol ürünleri alımını önemli ölçüde azaltmak için diğer ülkeden yeterli miktarda alım kapasitesine sahip olduğumuzu tespit ettim” ifadesi yer almıştı.
Bu şu demek; ABD’nin yaptırımları ile İran’ın petrol arzının azalması anlamına geliyor ki, sadece bunlarla kalmayıp ABD'nin İran'a yönelik döviz sektörü, metal ticareti, devlet borcu ve otomobil sektörü ile gemicilik ve enerji alanlarında da eski yaptırımların yeniden uygulanmaya başlanacağı alanlardaki eski yaptırımları tekrar uygulamaya koyacaklar.
Son olarak, dün ABD Hazine Bakanlığından bir yetkilinin yaptığı açıklamada ABD Anayasa Mahkemesi kararıyla İran vatandaşlarının ABD'ye seyahatini yasakladı.
Alnus Yatırım'dan aldığım bilgiye göre;
Türkiye-İran ticaret hacmi 2012’de 21.9 milyar USD rekor kırarken 2013'de ABD ambargosunun etkisiyle 14.5 milyar USD, 2014'de 13.7 milyar USD'ye indi. Çözüm olarak yüzlerce üründe gümrük vergisi indirimi yapan Tercihli Ticaret Anlaşması 2015 başında yürürlüğe konuldu. Bu arada İran’a uygulanan ekonomik ambargonun kaldırılmasına karar verildi. Ancak olumlu gelişmelere rağmen ticaret hacmi 2015 yılında 9,7 milyar USD, 2016’da ise 9.6 milyar USD geriledi. Suriye'deki ayrı politikalar ticaretin gelişmesini engellemişti. Türkiye + Rusya+ İran Astana sürecinde işbirliğine giderken İran’la ticaretimiz 2017'de 10.7 milyar USD'a çıktı. Üstelik bunun 7.5 milyar USD'ı İran'ın ihracatıydı. Türkiye, petrol alımını İran'a kaydırmıştı.
Dünkü bu karar İran’da ekonomik krizi getirecek gibi. Ancak Türkiye'yi de biraz zora sokacak bir gelişme. Zira 2017 yılında ham petrol ithalatı yüzde 3 artarak 25.7 milyon ton oldu. Bu rakam Türkiye rekoru olurken TÜPRAŞ’ın yüzde 100’lük rafineri kapasite kullanım oranı etkili oldu. Önümüzdeki dönemde SOCAR’a ait Star rafinerinin devreye girmesi ile bu rakamın artması bekleniyor. En fazla ithalat ise İran, Rusya ve Irak'tan yapıldı.