Geçen haftaki köşe yazımızda üzerinde durduğumuz konuya devam ediyoruz, çünkü piyasalardaki dengeleri bozan döviz hareketi sürüyor.

Tam beklediğimiz ve önerdiğimiz gibi, döviz üzerinden Türkiye'yi ekonomik krize sürüklemek isteyenlere karşı gereken hamle yapıldı. Türkiye yeni bir seferberliğe girişti. Önce hükümet reform niteliğindeki önlemleri devreye soktu. Devlet kurumlarının ardından birçok işadamı da doların fiyatını düşürecek adımlar attı. Kira ve alım satım işlemlerinin bir kısmını döviz üzerine yapan inşaat sektörü çağrılara yanıtsız kalmadı. Özellikle iş yeri ve rezidansı dolar cinsinden kiraya veren firmalar Türk Lirası'na geçmeye başladı.

 Artık kamunun mal ve hizmet alımı için yapılan sözleşmelerde yalnızca Türk Lirası kullanılacak. Yapılan sözleşmelerde de mecbur kalmadıkça yabancı parayla sözleşme yapılmayacak. Kamu İhale Kurumu, konuya ilişkin altı yönetmelik değişikliği yaptı. Uygulama, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 Bir hamle de Merkez Bankası'ndan geldi. Türk Lirası'nın hızlı bir şekilde değer kaybetmesi nedeniyle, üç yıl aradan sonra ilk kez faiz artışı yapan Merkez Bankası, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını aşağı çekti. Her iki adımın da döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketin aşağı çekilmesi ve Türk Lirası'ndaki değer kaybının önüne geçilmesi için etkili adımlar olduğunu düşünüyoruz.

Tüketici ve vatandaş olarak bizlerin de bu seferberliğe gönüllü olarak destek vermemiz gerekiyor. 3-5 kuruş tasarrufu dövizden gelecek 5-10 kuruşluk prime güvenerek döviz almak, günün toplamında sizin kişi başı gelirinizin 10-15 kuruş düşmesine neden olacağını hesap etmeniz gereken dönemlerdesiniz.

Dövize itibar etmeyerek, hatta günlük konuşmalarımızdan dövizi sınır dışı ederek konuyu soğutmak bile bu seferberliğe algı yönetiminde destek olacaktır.