PYD, YPG ve PKK üçlüsü Rakka’nın düşmesini bile beklemeden Amerika’dan aldıkları silahlarla Fırat Kalkanı Bölgesini ele geçirip ellerindeki Afrin ve Rojova bölgelerini birleştirip güneydoğu sınırımız boyunca bir Kürt bölgesi ve hatta devleti tesis etmeyi istediklerini gayet açık bir şekilde hareketleriyle gösteriyorlar…

Amerikalılar ise bizi hala “Kürtlere Suriye’de verdiğimiz silahlar konusunda Türkiye’ye her türlü güvenceyi veriyoruz” diye avutuyorlar… Yani bunlar 1 milyar dolarlık silahı Irak’ta kaybedip hesabını veremeyen Amerikalılar…

Ama bu arada skandal üzerine skandal yaşanıyor… Donald Trump’ın imzasıyla verilen bu silahlardan bir tanesi ama en ölümcül olanlardan bir tanesi bizim ülkemizde Hakkâri ilimizin Şemdinli kırsalında bir PKK mağarasında ele geçiyor… İsveç yapımı “yeni nesil” anti-tank füzesi AT-4 Amerikalılar tarafından satın alınmış ve PYG’ye verilmiş… Bu silah nasıl PKK’nın eline geçmiş birilerinin bize anlatması lazım… Bu kadar çabuk nasıl YPG bunu PKK’ya verebildi bu da bir muamma…

Hani bu silahlar Amerikan güvencesindeydi? Hani Türkiye’ye karşı kullanılamazdı?

Ama kazın ayağı ortada. Amerikalılardan aldığı maddi ve manevi güçle PYD, YPG ve PKK üçlüsü artık bu bölgede at oynatacaklarına inanıyorlar. Hafta sonu Fırat Kalkanı bölgesindeki Mare kasabasına YPG ve PYD güçleri saldırıyor ve Özgür Suriye Ordusu bunları püskürtüyor. ÖSO 17 şehit veriyor ve 25 YPG’li öldürülüyor… Yaralılar var bunların bir kısmı Kilis’e getirilip tedavi ediliyor…

Bir de bir PKK’lının kaseti var… Fırat Kalkanı bölgesinde Türk birliklerine saldıracaklarını, buraları geri alacaklarını söylüyor.

İşte bunları şımartan ABD’li generallerle artık ciddi konuşmak lazım... Ya bu adamlar bizimle Türkiye sınırlarına oluşabilecek bütün tehditlere karşı bizimle Afrin ve Rojova’da gerekli tedbirleri alırlar yoksa Türkiye biran evvel başının çaresine bakmalıdır… Yoksa iş hiç istemediğimiz noktalara gidebilir…