Yavuz Ağıralioğlu TBMM'de bütçe görüşmelerinde konuşuyor.
Ağıralioğlu yüzyıllardır neden bir Yunus Emre yetiştiremiyoruz sorusunu soruyor. Rasim Özdenören üstad Yeni Şafak'ta cevap vermiş. "13. Yüzyıl Türkiye’sinin Peyami Safa yetiştirmesi imkân dışıydı. 13. yüzyılda Yunus Emre’yi çıkaran konjonktür de o dönemde kaldı" demiş.
13. Yüzyılda Peyami Safa çıkmaz ama bu dönemde Yunus Emre çıkmaz mı? Neden çıkmasın ki? Anadolu'da farklı zamanlarda farklı Yunuslar yetişmedi mi? Eskişehir'de, Karaman'da, Bursa'da, Manisa'da, Isparta'da, Afyon'da, Ordu'da, Sivas'ta, Tokat'ta hatta Azerbaycan'da farklı türbeleri olmasını da böyle okuyalım.
Bizim "Kültür ve Medeniyetimiz Üzerine Düşünceler" kitabında kastettiğimiz zamana tesiri olabilecek birisinin yetiştirilmesiydi.
"Bu dönemde Cem Yılmaz'ı, Acun Ilıcalı'yı çıkardık. Belki bir Yunus çıkarmalıydık çünkü o bize "bugün herkes fazladan bir iyilik yapsın” diyebilir. Dergâhına eğri odun getirmeyip topluma bir ruh verebilir. Ama bunu başaramadık. Hayat dünyamızı daha ileri bir noktaya taşıyamadık".
En azından birilerinin, devlet adamlarının, yazarların bu konuya kafa yorması gerektiğini düşünüyorum. Kendi medeniyetimiz namına tabi... Son olarak bu yüzyılın Yunus Emresi Bestami Yazgan'dan gelsin...
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
‘Ya hayır de, yahut sus.’
Dili incitme gönül.
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül...