4 Mayıs 2023 tarihli "Yeni Kandil-Sincar Süleymaniye" başlıklı yazımda şöyle demiştim: "Aktardığım notlar eşliğinde bir de Türkiye'ye bakalım dersek; PKK'nın ikametini Süleymaniye'ye taşımaya çalışan KYB'ye Türkiye'nin asla izin vermeyeceğini ve bununla sonuna kadar mücadele edeceğini net olarak görebiliriz.

Akılcı bir diplomasi ve iş birliği sağlanamazsa Irak’ta açılan kartların rengi Iraklılar için hiç de iç açıcı görünmüyor diye yineliyorum…”

Ve şimdi neredeyse bir yıl önce sunduğum öngörünün kapısı aralanmak üzere! İran, ABD, PKK, Avrupa destekli KYB Irak’ta yarattığı terör atmosferiyle Türkiye ve KDP’nin tüm sabrını tüketti. Aylar önce uçuş yasakları ile Türkiye’nin başlattığı ikazlar süreci şimdi PKK ile birlikte Süleymaniye’ye de operasyon sinyalleri veriyor.

Evet KYB Irak içerisinde güçlense de bu gücü siyasetten yana değil terörden yana kullanmayı tercih ediyor. Kerkük yerel seçimleri sonrasında Türkmenler-KDP-Sünniler ittifaka hazırlanırken “kurulacak meclis ve belirlenecek vali benim onayım dahilinde olmazsa yaratacağım şiddet iklimi ile Kerküklülere nefes aldırmayacağım” tehditlerini aleni bir şekilde yayan KYB, bölgeyi kontrol altına almaya çalışıyor.

En büyük destekçisi olan İran’ın sağladığı siyasi, bürokratik, diplomatik, ekonomik, medya, basın, STK destekleriyle Irak’ta ciddi anlamda etkili olan KYB’nin verdiği mesaj şu; “Süleymaniye başkentli özerk yönetim hakkı elde etmek.”

Aslına bakarsanız bu durum coğrafya açısından bir nevi çözüm niteliğinde zira KDP Yönetiminin sabrını da fazlasıyla zorlayan KYB’nin kendi haline terk edilmesi “akla karanın ayrılması” için zorunlu artık. Yıllardır Süleymaniye’yi kontrolü altına alarak dilediği gibi terör örgütlerine ev sahipliği yapan KYB bölgenin bataklığına dönmüş durumda. Bölünmediği sürede de bu çamuru her tarafa taşıyor. Lahur Talabani’nin KYB’den gönderilmesi sonrasında öne çıkan Bafel Talabani ve Erbil Yönetiminde Başkan Yardımcısı olarak yer alan Qubat Talabani’nin bazen yan yana bazen de karşı karşıya durarak yol alması büyük ihtimalle bu aşamadan sonra bir karar verilmesini isteyecek. Ya o taraf ya da bu taraf ikileminde kalacak Qubat Talabani’nin elini her şeyden çekip siyasetten uzak eski hayatına dönmeyi tercih edeceğini düşünüyorum.

Irak şu an bulanık bir su ve bu suda balıkların yolunu şaşırıp heba olmaması için Türkiye’nin doğru hamleyi yaparak kazanması gerekiyor. Yıllardır her yazıp konuştuğumda “böyle bir şey asla olmaz” diyenlere bir kez daha söylüyorum; Irak eninde sonunda bölünecek…

Tüm ihtimaller Irak’ın bölünmesine dayanıyorsa şayet Türkiye de kendisinin ve dostlarının menfaatleri doğrultusunda hareket etmeli elbette.

Bağdat Yönetimi kendi içinde yaşadığı Şii-Sünni çekişmesiyle üçe beşe ayrılma planına hazırlanıyorken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de “şimdilik” Erbil-Süleymaniye olarak ikiye ayrılma gerçeğiyle yüzleşiyor. Ve bu bölünme ile Süleymaniye İran’a alenen tabi olacaktır.

Peki ya Iraklı Türkmenler? Ülkede giderek güç kaybeden ve siyaseten bölünen Türkmenler açısından en doğru denklem Erbil Yönetimi dahilinde “kendilerine özel bölgesel bir yönetim” dahilinde yer almalarıdır. Aslına bakarsanız Türkmenlerle birlikte Sünnileri de Erbil Yönetimi’ne dahil edecek bir yönetim şekli etrafında toplamalı. Kürt-Türkmen-Sünni ittifakı Türkiye garantörlüğü ile bölgenin önemli bir gücü olarak yol alabilir.

Türkiye’nin terör örgütlerinin Süleymaniye’yi mesken edinmesi karşısında sabrının tükendiği bu aşamada büyük ihtimalle terör noktalarına yönelik bir operasyonu yakın zamanda göreceğiz… Yani tüm diplomasi adımlarını reddeden Süleymaniye için geri sayım başladı diyebiliriz. Burada İran’ın sergileyeceği tavır da önemli, Türkiye-İran ilişkilerini yeniden gözden geçirmek için.

Coğrafyanın şu an içinde bulunduğu ortamı ve sonrasını daha iyi anlamak adına kocaman bir dip not: Ortadoğu’yu altın tepside İran’a sunan, başta DEAŞ olmak üzere pek çok terör oluşumunun-çatışmanın-sürgünün-acının senaryosunu uygulamak üzere İran’ın eline veren, kim bilir kaç yıl daha devam edecek acıları Ortadoğu insanına kader kılan Obama’yı tarihin en kara sayfasına yazdı insanlık.