KENDİ ELLERİYLE BÖLDÜLER GALİBA

Alican DEĞER 27 Haz 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Biz İngiltere deriz ama asıl adı "Birleşik Krallık" tır. İskoçyayı, Galleri ve Kuzey İrlandayı da içerir. Bayrağı da bunu sembolize eder.

Biz İngiltere deriz ama asıl adı “Birleşik Krallık” tır. İskoçyayı, Galleri ve Kuzey İrlandayı da içerir. Bayrağı da bunu sembolize eder. İngiliziler Büyük Britanya adasındaki en kalabalık halktır. Ama adanın tümünü temsil etmezler. İngiliz değil Britanyalı dememiz gerekir. İşte bu imparatorluğu eski güzel günlerine döndürme sevdasındaki İngilizler istemeden de olsa adalarının bölünmesine yol açtılar. Avrupa Birliği referandumunda İskoçya ve Kuzey İrlanda “AB’de kalalım” derken, Galler ve İngiltere “ayrılalım” dedi. İngiliz topraklarında bir tek Londra farklı düşünüyordu. Hani şu geçenlerde Müslüman Belediye Başkanı seçen Londra.

İskoçya kısa bir süre önce Birleşik Krallık’tan ayrılalım referandumu yapmış ve kıl payı ‘Birlikte kalalım’ kararı çıkmıştı ya. İşte işler bu noktada düğümlendi. Bu son AB referandumunda da İskoçlar AB’den yana tavır aldılar. İskoçlar ile İngilizler arasında bir hayli kanlı bir geçmiş var. Yüzyıllarca egemenlik kavgası içinde olmuşlar. Son zamanlarda iş demokrasiye sığınılarak çözülmüştü. Şimdi  işin en önemli noktası olarak İskoçlar, Birleşik Krallığı terk edip AB’de kalma kararı vermeye hazırlanıyorlar. Karışık gibi geliyor değil mi? Aslında değil. İskoçlar, AB olmadan Birleşik Krallık içinde yer almak istemiyorlar. En azından şimdilik böyle söylüyorlar. Biraz yabancı düşmanlığı, biraz tutuculuk, biraz üsten görmecilikle birlikte İngilizler AB’ye karşı tavır aldı. Ama şimdi kendi evinin içi dağıldı. Bakalım ne olacak?

De Gaulle’ün mezarından kahkaha sesleri yükseliyor

Charles André Joseph Marie de Gaulle herhalde mezarında kıs kıs gülüyordur. “Ölmüş adam niye gülsün?” demeyin. İnanın güler. Hem de kahkahalarla. Efendim durum şu: Avrupa Birliği’nin atası, AET yani Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulduğunda Birleşik Krallık içinde yoktu. Başı Almanya ve Fransa çekiyordu. Adalıları almamışlardı. Neyse, Birleşik Krallık, bizdeki söylenişiyle İngilizler, Avrupa Birliği’ne girmek istediğinde Fransı Devlet Başkanı de Gaulle buna karşı çıkmıştı. Gerekçesi neydi biliyor musunuz: “İngilizlerin Avrupa’dan farklı bir kültüre sahip olmaları ve Amerika ile çok yakın ilişkide bulunmaları.” Tam 12 yıl İngilizler Avrupa Birliği’ne giremedi. Taa ki de Gaulle ölene kadar. Adamcağız öldü de İngilizler topluluğa girebildi. Şimdi neden “Mezarında gülüyordur” dediğimi anladınız mı? 

12 Eylül bitti mi yani?

Yargıtay son noktayı koydu. Ama hiç bir işe yaramadı. Geç gelen adalet, adalet olmadı. Hiç bir işe yaramadı bile, Ne işkence ile öldürülenlerin yakınlarını, ne ortadan kaybedilenlerin çocuklarını, ne de bir sağdan bir soldan diye asılanların kardeşlerini mutlu etmedi. Bunca yıldır işkence ile sakat yaşayanların, o dönem işsiz kalanların, sürülenlerin, kaçmak zorunda kalanların, vurulanların, ezilenlerin, yok olanların hakları boynumuza asılı kaldı.

Durum şu: Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın 12 Eylül darbesi ile ilgili davasının temyiz incelemesini tamamladı. Even ve Şahinkaya darbe suçundan Ankara 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapse çarptırılmıştı. Temyiz devam ederken geçen yıl Evren ve Şahinkaya iki ay arayla peş peşe öldü. Sanıklar öldüğü için de dava düştü.  Bunlar aslında 5 kişiydi ama üçü daha önce ölmüştü zaten. 12 Eylül’den dolayı kimse ceza almamış oldu.

Yargıtay yapabileceği tek şeyi yaptı ve darbe suçunun ne kadar kötü olduğunu ve mutlaka cezalandırılmasını gerektiğini anlatan bir karar yazdı. Ne yani şimdi 12 Eylül’de suç işleyen herkes aklanmış mı oldu? İnsanları işkencehanelerde filistin askılarında bağlayıp sakat bırakanlar, elektrik verip kısırlaştıranlar, jopla tecavüz edenler, öldürüp gizlice gömenler, yüzbinlerce insanı hapse atanlar, işsiz bırakanlar, memleketinden sürenler, demokrasiyi temelinden yok edenler ve onların yardakçıları aklanmış mı oldu? Tamam bu 5 general darbeyi yaptı. Ama onları “Hadi darbe yapın” diye gazlayanlar ne oldu? Onlara sırtını dayayıp zulmedenler ne oldu? Onlar sayesinde servet yapanlar nerede şimdi? Onlara ne güzel hoş geldin. Yaşaşın askeri darbe diye yazı yazanlar ne yapıyor?

Türkiye 12 Eylül ile hesaplaşamadı. Siyasiler gerekli adımları bir türlü atıp Anayasa’dan gecici bir maddeyi bile kaldıramadı. Yapıldığında ise çok geçti. Ama 12 Eylül de bir tek suçlu yoktu. 12 Eylül demokrasimize ve insan haklarına karşı da bir darbeydi. Hepimiz etkisi altında kaldık. Hepimiz bir parça sakatız. O zaman doğmamış olanlar bile hala etkisini taşıyor. Onun anayasası ile yaşıyoruz, onun kurduğu kurumlar ile hayatımız düzenleniyor. Devlete bu kadar işleyen bir sistem ile doğal olarak da hesaplaşılamıyor.