Uzun zamandan beri YeniBirlik gazetesinde haftada bir gün, genelde de çarşamba günü spor konulu yazılar yazıyorum.. Bu spor yazılarım maç anlatımı şeklinde olmayıp o haftanın veya genel olarak sporda yaşananları anlatan yazılar. Ülkemizde, olmazsa olmaz spor olaylarının başını çeken futbol konusu içerikde en çok yer alan yazılar..
Uzun zamandan beri YeniBirlik gazetesinde haftada bir gün, genelde de çarşamba günü spor konulu yazılar yazıyorum.. Bu spor yazılarım maç anlatımı şeklinde olmayıp o haftanın veya genel olarak sporda yaşananları anlatan yazılar. Ülkemizde, olmazsa olmaz spor olaylarının başını çeken futbol konusu içerikde en çok yer alan yazılar..
Yazmasan olmaz, futbol ülkemizde her şeyin önünde. Takım tutmanın ötesine geçen fanatik taraftarlık. Futbol kökeninden gelmeyenlerin kontrolünde olan futbol takımlarını yöneten başkanların futbolumuzun üzerine karabasan gibi çöreklenmiş olmaları.
Olur olmaz her şeye kontrolsüz sallayarak yorum yapan yorumcularımız. Hele hele bu yorumcularımız gündemden çoktan düşmüş olan ve yaptıkları ipe sapa gelmez, ortalığı germekten başka işe yaramayan hakem eskisi yorumcularımız.
Milli takımımızı tam olarak tekeline alan, her ne şekilde olursa olsun gittikten kısa bir süre sonra, nasıl gittiği bilinmediği gibi nasıl geldiği de bilinmeye milli takım teknik sorumlularımız ve milli takım seçiminde şahsi ve bir türlü anlatamadığı, ne için öne çıkardığı belli olmayan, egosuna dayalı yönetimlerine teslim ettiğimiz milli takım sorumlularımız..
Bu arada aldıkları yüksek ücretlerle de sürekli gündemde olanlar.
Milli takımın başarı sayılan başarısızlıklar ve tüm bunları denetlemek, yönetmekle sorumlu olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konudaki tutarsızlıkları nedeniyle sallantıda olan, bir türlü makus talihini yenemeyen, sabun köpüpüğü gibi parlayıp sönen anlık başarılara dayalı istikrassızlığa mahküm edilen futbolumuza vah ki ne vah!.
Ta başında, bu meşhur Spor Toto Süper Ligi’mizin yeni başaldığı dönemlerde, her yazımızda hemen hemen söz etmeden geçemediğimiz, kadersiz hakemlerimiz için söylediğim tek şey vardı..”Hakemlerimiz çok formsuz, kararlarında o kadar tutarsızlık var ki, bu hakemlerle bu lig ilerleyen haftalarda çok zorlanacak”. Daha dokuzuncu hafta karşılaşmaları yeni bitti ve haftaya damgasını vuran yine hakemlerimiz oldu.Ve tabi ki, şu herşeyi çok bilen hakem eskilerimizden olan futbol yorumcularımızın, o şahane, ama birbirinin yazdıklarına bakarak döktürdükleri yorumları ortalığı kasıp kavuruyor.
Şu var ki, hemen hemen her takımımız hakem hatalarından şikayet ediyor. Ettikleri kadar da varlar. Her hafta hakemlerimiz dişe dokunur bir kaç afili hataları ile gündemin manşetine oturuyorlar.
Buraya kadar normal. Ama asıl normal olmayan, bu yorumlarında yandaş olmalarının etkisinden bir türlü kurtulamamalarıdır.
Fenerbahçe lige kötü başladı ve bir kaç hafta içinde zirvenin sekiz puan gerisine düştü. O nedenle de Fenerbahçe maçlarında yapılan hakem hataları gündemin zirvesindeki önemini kaybetmişti.
Ama bu meşhur yorumcularımız, Fenerbahçe ile ilgili yorumlarından geri kalmadılar. Bu kez Fenerbahçe Başkanı’ın dile doladılar. Bu arada şunu belirtmekte yarar var. Bu yorumculara malzeme verenin de Fenerbahçe Kulübü başkanı Aziz Yıldırım’ın olduğunu hatırlatalım.. Televizyonlara pek sık çıkmıyor olamasına rağmen bir çıkıyor pir çıkıyor, ekranda söyledikleriyle olay oluyor.
Fenerbahçe bir iki haftadır toparlanma sürecine girince bu futbol uleması yorumcularımız ekrana çıktığı programlarda yine ortalığı karıştırmaya başladılar .
Her zaman her takıma olan hakem hataları, söz konusu olan Fenerbahçe olunca, birden bire öne çıkarılmaya ve en önemlisi bu yorumlarında, lig sıralamasında geride kalan Fenerbahçe’nin hakemler tarafında kayırıldığı, desteklendiği yorumlarıyla gündem yaratmaya çalıştıkları gözleniyor.
Hatta bir FİFA kokartlı eski hakemimiz geçen hafta ve bu hafta Fenerbahçe’nin karşılaşmalarını yöneten iki hakem için söylediği “iki kaşar hakem” sözcüğü, bir meslektaşı için söylenebilecek en ağır sözlerden biridir..
İşte futbolumumuzun acınacak halı.
Vah futbolum vah!...