Fiyat artışları hizmet üretiminde de devreye girdiğinde vatandaş "Bu da mı ithal" diyerek isyan ederken, döviz TL karşısında değer kaybettiğinde de fiyat artışı yerine fiyatta indirim bekler fakat bu indirim hiçbir zaman gerçekleşmez.

Tüm doktorların ve kardeşlerim Dr. Ebru ile Dr. Yusuf’un Tıp Bayramı’nı minnetle ve şükranla kutlarım. (M.A)

Türk ekonomisinde yabancı paraların Türk Lirası karşısında değer kazanması fiyat artışlarının önemli nedenlerinden biri olarak gösterilir. Bu nedenle ithal malzemelerle üretilen mallardaki fiyat artışı da bu döviz/TL ilişkisine bağlanır.

Fiyat artışları hizmet üretiminde de devreye girdiğinde vatandaş “Bu da mı ithal” diyerek isyan ederken, döviz TL karşısında değer kaybettiğinde de fiyat artışı yerine fiyatta indirim bekler fakat bu indirim hiçbir zaman gerçekleşmez.

Örneğin, borsada petrol fiyatı düşünce, akaryakıtın da düşmesini bekleriz ama bazı ayarlamalar dışında bu da olmaz.

2000’li yılların başında uçak seyahatini lüks olmaktan çıkaran Binali Yıldırım’ın 'Bilete dahil edilen 19 YTL'lik vergiyi kaldırmak için Maliye Bakanlığı'nı zor ikna ettik, ama daha sonra Hazine'ye trilyonlar akmaya başladı. Bakanlığa havadan para kazandırdık.' dediğini ve “Hava yolunun halkın yolu” olduğunu unutmuyoruz. O günler artık çok uzakta.

Çünkü, sonraki yıllarda iç hatlarda uçak bilet fiyatlarına tavan fiyat uygulaması getirilerek artışlarının önüne geçilmeye çalışıldıysa da bunda hiçbir Ulaştırma Bakanı ne yazık ki başarılı olamadı.

2013 yılında iç hatlarda tek yönde 299 TL olarak uygulanmaya başlanan tavan fiyat, 2014’te 309 TL’ye, 2017 yılında ise 352 liraya, daha sonra da 452 TL’ye yükseltilmişti. Bayram ve tatillerde tek yön uçuşun 600 TL’ye çıkıp vatandaşın alım gücünü zorladığını yaşayıp gördük.

Çünkü, sayın bakanların SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) vasıtasıyla aldığı bu karar, ekonominin gerçekleriyle örtüşmediğinden şirketler buna uymadı.

Şimdilerde bu tavan fiyat uygulamasının kaldırılması gündeme gelince, basında “Bilet fiyatlarına zam gelecek” şeklinde haberler yer almaya başladı. Bakanlık, en büyük gider kalemi olan uçak yakıtı Jet A1 fiyatlarına ve diğer girdilere bakıp bilet fiyatlarını havayollarıyla belirleyip “Makul” ölçüleri de aşmayacakmış. Bu konuda son kararı da “Siyasi otorite” verecekmiş. Havayollarıyla görüş birliği yaparak fiyat belirlemenin çok doğru bir hareket olduğunu söyleyebilirim. Siyasi otoritenin nihai belirleyici olmasına ise herhangi bir yorum yapmak yerine bekle gör politikası gereği gelişmelere odaklı bir tavır sergilemekten yanayım. Şurası bir gerçek ki, Kovid-19 salgını süresince bütün havayolları zarar etmiş, bu zararı telafi etmek ve ayakta kalabilmek için biz yolcular istemesek de bilet fiyatlarını attıracaklardır. Bu dönemde zorunlu bir durum yoksa, uçak yolculuğundan uzak durmak en doğru hareket olacaktır. Ne zaman şartlar düzelir, bilet fiyatları da makule değil, normale dönerse o zaman uçağa binelim ki bütçeler açık vermesin.

Ekonomik uçuşlar Türkiye’m.

THY Genel Kurulu’nda değişiklik beklenmiyor

Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı’nın 2020 yılı hesap ve faaliyetlerine ait genel kurulu 26 Mart 2021 tarihinde toplanacak. Bu yıl ki genel kurulda bir yönetim kurulu üyesi dışında başka bir değişiklik beklenmemekle birlikte THY Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi olan Salim Arda Ermut’un Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürlüğü görevine atanması nedeniyle göreviyle ilgili bir değişiklik olmayacağı belirtiliyor.

THY Genel Kuruluna fiziki ortamda veya elektronik ortamda bizzat veya temsilcileri vasıtası ile katılabilecek olan hissedarlar, 2020 yılına ilişkin Finansal Tabloları, Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunu, Bağımsız Denetim Raporlarını ve Yönetim Kurulu’nun Kâr Payı Dağıtım Önerisini, (KAP) Kamuyu Aydınlatma Platformu web sitesinde, Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdindeki Elektronik Genel Kurul Sisteminde ve Şirketin http://www.turkishairlines.com internet sitesinde görebilecek. Genel kurul gündeminde, 2020 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun okunması, müzakeresi ve tasdiki, Denetçi ve Topluluk Denetçisinin 2020 yılı Denetim Raporlarının okunması, 2020 yılı Finansal Tablolarının okunması, müzakeresi ve tasdikinden sonra,

2020 yılı hesap ve faaliyetlerinden dolayı Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası,

ve 2020 yılı Kâr Payı Dağıtımı’na ilişkin Yönetim Kurulu önerisinin Genel Kurul tasvibine sunulmasından sonra, Yönetim Kurulu üyelerinin alacağı ücretlerin belirlenmesi görüşülecek. Ardından yönetim kurulu üyeliğinden istifa eden Ogün Şanlıer’in yerine, Yönetim Kurulu’nca bağımsız Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Melih Şükrü Ecertaş’ın bu seçimi Genel Kurul’un tasvibine sunulacak ve diğer yönetim kurulu üyelerinin de seçimi yapılacak. Denetçi ve Topluluk Denetçisi seçiminden sonra, Şirketin 3. kişiler lehine verdiği Teminat, Rehin ve İpotekler ve elde ettiği gelir veya menfaatlerin yanı sıra 2020 yılı içinde yapılan bağışlar hakkında da hissedarlara bilgi verildikten sonra 2021 yılında yapılacak bağışlar için üst sınır belirlenecek.

Melih Şükrü Ecertaş kimdir?

1987 İnegöl doğumlu olan Ecertaş, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu olup, Beykent Üniversitesi İşletme Bölümü'nü birincilikle bitirdi.

Fulbright bursuyla Boston’daki Emerson College’da Pazarlama İletişimi alanında yüksek lisans yaptı. MIT/Sloan School of Management’ta araştırma asistanlığının ardından, Gebze Teknik Üniversitesi'nde doktora çalışmasına devam etmektedir.

Çilek Mobilya’da Gelişim Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevi üstlendi.

Mental HR’da Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

Eurasia Invest’in kurucularından olup, halen Yönetim Kurulu üyesidir.

Ecertaş, AK Parti Gençlik Kolları’nda İl Teşkilatı’ndan Genel Merkez’e kadar çeşitli kademelerde görevlerde bulundu. Halen gençlikle ilgili STK’larda gönüllü faaliyetlerde bulunmaktadır.

Devletin el koyduğu uçak, devlete satıldı

FETÖ davası kapsamında yönetimi TMSF’ye devredilen Akın İpek’e ait Koza Holding’e bağlı ATP Havacılık Şirketi’ne ait iki uçağa devlet adına el konulmuştu.

İpek kelimesini çağrıştıran TC-IPK tescil işaretli 2012 model Gulfstream 450 tipi 8 bin km. menzilli 14 kişilik uçağın tescil işareti daha sonra TC-VTN (Vatan çağrışımı için) olarak değiştirildi. Uzun süre TMSF’nin elinde kalan bu uçak da kar edemediği için satışa çıkarıldı. 8 Ocak 2021 tarihinde 12 milyon 600 bin dolarlık bedelle ihaleye çıkarılan uçağa hiç alıcı çıkmadı. Daha sonra uçakların birinin Emniyet Genel Müdürlüğü’nün diğerinin de Jandarma Genel Komutanlığı’nın emrine tahsis edildiği ileri sürüldü. Son gelen bilgilere göre Akın İpek’in ATP Havacılık Şirketi’ne ait Gulfstream 450 uçak Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’na bağlı Sabiha Gökçen Havalimanı’nın sahibi olan HEAŞ (Havalimanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş) tarafından satın aldı. Devletin el koyduğu bir uçağı, yine devletin bir şirketi satın almış oldu.

Uçağı satın alan Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ), hava taksi işletmeciliği yapacak. 4239 MSN Numaralı Gulfstream G450 model bu iş jetini satın alan HEAŞ, ‘VATANJET’ markasıyla faaliyet göstereceklerini belirterek şu açıklamayı yaptı: “Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş (HEAŞ) olarak 20. yılımızda havacılığın önemli bir kolu olan iş jeti / hava taksi işletmeciliğine başlama kararı aldık.

20 yılı aşkın havacılık tecrübesi ve beraberinde daha da güçlü bir gelecek vizyonu doğrultusunda ilk uçak alımını yapıp Gulfstream G450 tipi TC-VTN tescilli iş jetini envanterimize dahil ettik.

EASA sertifikasyonuna sahip, 2011 yılında üretilen ve 2012 yılında uçuşa başlayan, toplam bin 828 saat uçan Gulfstream G450’nin saatte 935 km. hıza ulaşabildiği ve 14 yolcu taşıma kapasitesine sahip olduğu belirtildi. TMSF, daha önce 12 milyon 600 bin dolara satışa çıkardığı bu uçağı kaça sattığını açıklamazken, HEAŞ da 10 yaşındaki uçağı kaça satın aldıkları konusunda hiçbir bilgi vermedi.