Terör terör diyoruz da terörün nasıl bir çerçevesi olduğunu biliyor muyuz?
Terör ille de topla, tüfekle, patlayan bombalar, şiddet içerikli söylemler ile huzuru bozmak ve canlara kastetmek değil ki!
“Terör; cana, mala, huzura, düzene karşı yapılan her türlü kötü girişimdir.”
Ve bu çerçevede her kim faaliyet içindeyse hiçbir şekilde affı olmaksızın hak ettiği cezayı almalıdır!
Ülkenin işleyişi açısından en büyük misyonu her kademesi ile omuzlarına yüklenen İçişleri Bakanlığı, uyuşturucuya ve silahlı terör örgütlerine yönelik durmaksızın saha temizliği yaparken bir yandan da “trafik terörüne” yönelik operasyonlara başladı.
Her yıl binlerce vatandaşımızı öldüren, yaralayan ve engelli, gözü yaşlı, yetim, öksüz, evlatsız, eşsiz bırakan “trafik terör örgütü” üyesi olarak kuralları çiğneyen herkesi gösterebiliriz!
Bayramları, hasretleri, düğünleri, tatilleri, coşkuları kana ve gözyaşına boğan trafik kazalarını önlemek adına şimdiye kadar istenen sonuçları elde edemedik!
Her bayram ve tatil öncesi bangır bangır “aman dikkat” dedikçe dönüşlerde bilanço yine yüzlerce ölü, yaralı ve engelli!
Trafikteyim. Sağımdan gelen araç bir anda önümden soluma kırıyor. Kornaya basıyorum fakat bizimki hem suçlu hem de pişkin! El kol hareketleriyle sen ne diyorsun mesajını yolluyor... Ya sabır deyip susuyorum!
Ya da ters yönden kendini yolların hakimi gören bir vatandaş geliyor. Ama öyle bir edayla geliyor ki dersiniz o doğru yönde, ben yanlış! Yolun tam ortasından hızla gelirken bir yandan da kızgın bir surat ifadesiyle yol versene diyor! Yine ya sabır deyip sinirden gülüyorum...
Be mübarek suçlusun bari mahcup bir şekilde kenardan yavaş yavaş çaktırmadan gelsene. Ama yok!
Şimdi bu sürücü hem kuralları çiğnediği için hem de diğer sürücülere gösterdiği saygısız davranışlar için ağır cezalar almalı! Ki trafikte kurallara riayet eden saygılı sürücülerin hakları, varlığı, güveni arttırılsın.
“Olumsuzlara cezalar verilirken olumluların da onure edilmesi unutulmamalı...”
Geçtiğimiz günlerde eğitimci bir kadın sürücünün aldığı trafik cezası karşısında verdiği tepkilere hayretler içinde şahit olduk. Çığlık atıp sağı solu yumruklamadım fakat ben de o an şok geçirdim!
Çocuklarımız aklıma geldi hemen.
“Tamam o görüntülerin kamuoyuna servis edilmesi yanlıştı da, orada yer alan görüntülerin kamuoyu açısından yanlışları yok muydu?”
Eğitim için çocuklarımızı hangi ruh hallerine emanet ediyoruz biliyor muyuz?
İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı hafif esprili “Kırmızı Düdük” kampanyası ile bir anda algılar trafikteki yanlışlara yöneldi.
“Kırmızı Düdük tamam da daha sıkı, daha katı, affı olmayan ve sürekliliği olan uygulamalar oturtulmalı” diyordum ki yeni uygulamaların müjdeleri gelmeye başladı...
Babasını ve abisini genç yaşta trafik terörü ile kaybeden biri olarak inanın içimin yağları eridi...Fazlası hatta en fazlası olmalı. Hatta ve hatta bu konuda daimi sıkı yönetim uygulanmalı.
Alkol alıp direksiyona geçen, minicik çocuğuna egolarını tatmin etmesi için anahtarı teslim eden, sınava dahi girmeden ehliyet alan, ciddi sağlık sorunları olup da araç kullanmaya devam eden herkese sözüm; çok büyük acılara sebep oluyorsunuz!
Bu konuda alacak çok yolumuz var. Uzun vadede köklü değişimler için çekirdekten eğitime en kısa zamanda başlamamız gerekirken kısa vadede ise;
ehliyette belli dönemlerde yeterlilik değerlendirilmeleri yapılarak sağlık, direksiyon ve bilgi verileri teyit edilmeli...
Kamu personeli mantığı ile bir defa almayı hak ettim ömür boyu tamamdır sırtüstü yatayım olmamalı... Direksiyon kurslarının işleyişi daha akademik ve daha sıkı olmalı...Maddi cezalar en ağır kademede olmalı... Hapis ve bilhassa kamu hizmeti cezaları yoğun bir şekilde uygulanmalı...