İstanbul'da biz gazetecilerin yakından takip etmesi gereken önemli bir çalışma gerçekleşti.
İstanbul’da biz gazetecilerin yakından takip etmesi gereken önemli bir çalışma gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi’ni takip ettim. İletişim Başkanı Altun “Şimdiye kadar ulus-aşırı şirketler tarafından yönlendirilen yeni iletişim araçları, devletlerin birbirleriyle olan mücadelelerinde aktif olarak kullanılmaya çalışıldı.” Aslında biz gazeteciler olarak alanda çalışırken yaşadıklarımız gerçeklikleri anlatmış oldu.
Birinci Körfez Savaşında batı medyası tüm dünyaya ne görmek istenirse onu izletti. 2003’te ABD’nin ikinci Irak müdahalesinde yine medya baronları Irak’ta kimyasal silah depoları olduğunu ilen ettiler. Bu sadece yaşanan ‘’iletişim yönlendirme’’ aklının bir örneği sadece. Küresel medya aktörleri kendi senaryolarını oynamaya devam ediyorlar. Artık siber güvenlik devletlerin kaynak ayırdığı ve kurumlar kurduğu bir durum ortaya çıkardı. Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi’nde paneller uluslararası katılımcılarla gerçekleşti. Tüm gazetecilerin katılması ve anlaması gereken başlıklar vardı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, zirvede yaptığı konuşmada iletişim stratejisinin Karabağ zaferinde ne kadar etkili olduğunu örnekleri ile anlattı. Türkiye ile Azerbaycan'ın bütün alanlarda olduğu gibi, iletişim ve medya alanında da omuz omuza çalıştığını ve bu iş birliğinin Karabağ Savaşı sürecinde ortaya nasıl konduğunu anlattı.
Ermenistan'ın 1992’de Azerbaycan'a karşı işgalci siyasetinin de bunun örneği olduğunu belirten Hacıyev, şöyle devam etti:
"Dünyanın bunların farkına henüz varmadığı, dezenformasyonun ne olduğunu tam kavramadığı bir dönemde Azerbaycan bunlara maruz kalmıştı. O dönem bu savaşa karşı hazırlıklı değildik. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını günden güne işgal etse ve bu işgale terör ve ayrımcılık eşlik etse de, dünya Azerbaycan'ı kınıyordu. İnsanlarımız Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından öldürüldüğünde, 'Azerbaycanlılar Ermenileri öldürüyor' diye takdim edilirdi. Burada, sahte 'Ermeni soykırımı' adı altında tüm dünyada bu propaganda hayata geçirilmekteydi." diyerek o yıllarda yaşanan gerçekliği hatırlattı.
Yeni dönemde iletişim alanında düz gazetecilik değil stratejik akıl ortaya konmalıdır. İletişim Başkanlığımız çalışmaları ile bu dönemin yol haritasını ortaya koyuyor.