Şimdi de kuru temizlemeciler türedi. İlla giysilerimi kuru kuru temizleyecekler.

Artık dayanamıyorum. Çıldırmak üzereyim. Cep telefon numaramı değiştirmek üzereyim. Muhtemelen siz de aynı durumdasınız.

Bir iş görüşmesinde hararetle bir konu tartışıyoruz. Veya bir aile toplantısındayız. Telefonum ısrarla çalıyor. Bakıyorum normal bir numara. Yani sabit hat. Açıyorum. Başlıyor bağırmaya: “Sağlık Bakanlığı sigarayı bırakmayı destekliyor. Sizde bizim ürünlerimizi alın falan.” Uyanıklar Sağlık Bakanlığı’nın adını kullanarak ürün satmaya çalışıyorlar.

Başka bir zaman, başka bir numaradan aranıyorum. Bu kez cinsel ürünler pazarlıyorlar. Bir başkası kombi bakımı, bir başkası klima.

Şimdi de kuru temizlemeciler türedi. İlla giysilerimi kuru kuru temizleyecekler.

Yahu kardeşim. İs-te-mi-yo-rum.

Bu tacizci numaralar genellikle alan kodundan sonra 9 veya 7 ile başlıyor. Belli ki birileri bu hatları bunlar kiralıyor.

Telefon aramaları bitiyor, SMS’ler başlıyor. Sanal kumarhanelerden, sağlık ürünü satışlarına kadar. Dayanılmaz halde.

Artık gelen tanıtım SMS’lerini “Hayır” yazıp yanıtlamaktan yoruldum. Bir mağazada kasiyer kız telefon numaramı isteyince kendimi kavga ederken buldum. “Sana ne?” diye öyle bir terslemişim ki. Kızcağız korktu.

Bunlar hadi yeri bilenen mağazalar. Bir de bilinmeyenler var. Aslında yasa dışı iş yapanlar. Onlar daha bir bela.

Dediğim gibi artık numaramı değiştirmek üzereyim. Veya tanımadığım hiç bir numarayı açmayacağım. Bu kez de başka bir dert. Ya önemli bir şeyse.

DOLANDIRICILARIN SALDIRISI ALTINDAYIZ

Bir tanıdığım internetten ayakkabı satın aldı. Ürünün fotoğrafları sahteydi. Daha doğrusu gerçek ürünün fotoğrafları koyulmuştu da, gelen ürün sahteydi.

Ayakkabı deri değil naylondu aslında. Rengi de fotoğraftaki renk değildi. Aslında alırken şüphelenmeliydi ya. Çünkü ‘marka’nın yarı fiyatına satıldığı ilan ediliyordu.

Neyse tabii ürün geldiğinde kısa bir şok yaşandı. “Nerelere şikayet etsem?” durumu anlayacağınız. Art arda şikayet mailleri falan. Sonunda gelen bir cevap oldu. Gayet nazik bir biçimde özür dileniyordu. Ve çözüm önerisi olarak paranın yarısının iade edileceği ama buna karşılık ayakkabının kendilerinde kalabileceği anlatılıyordu.

Tanıdığım çaresiz kabul etti. Çünkü başka alternatif önerilmemişti. Parasının yarısı gerçekten bir hafta içinde iade edildi. Elinde şimdi garip renkli bir ayakkabı var. Gerçek marka ve modelin dörtte bir fiyatına.

TAVUKLAR ARASINDA AYRIMCILIĞA SON

İkisi de tavuk. Kendilerine ayrılmış yerde oturuyorlar. Aslında ortalıkta horoz da yok. Çünkü aslında tavuklar yumurtlamak için horoza ihtiyaç duymazlar.

Neyse bu tavuklar doğal olarak yumurtluyorlar. Ama biri daha kıymetli.

Çünkü birinin yumurtası sarı, diğerinin ki beyaz. Beyaz yumurtalar 40-50 kuruş iken, sarı yumurtalar 1 lira-1,5 lira. Tavuklar aynı yemi yiyorlar, aynı şekilde yumurta yapıyorlar. Ama bazı türler beyaz yumutluyor, bazı türler sarı.

Halkım sarı olan yumurtaları tercih ediyor. Çünkü bu yumurtaların moda olduğu şekliyle serbest gezen köy tavuklarından olduğunu düşünüyorlar. Yani onlara göre daha sağlıklı.

Hal böyle olunca da piyasanın tercihine göre fiyatlar belirleniyor.

Hafta sonları biraz İstanbul’un kırsal alanlarına doğru uzanırsanız göreceksiniz yol kenarlarında yumurta satarlar. Hepsi sarıdır. Yakındaki köyden geldiğini düşündüğünüz o yumurtaların büyük kısmı tavuk çiftliklerinden çıkmadır. Hatta uyanık köy çocukları sizi yanıltmak için üzerlerine tavuk pisliği bile sürerler.

Çiftlikten çıkan yumurtalar lekesiz ve temizdir. Ama sizi yanıltmak için yol kenarlarından aldığınız bu yumurtalar bildiğin pistir. “Doğal” izlenimi verilmek için üzerlerine bir de ekstradan tavuk pisliği atılmıştır.

Uzmanların yalancısıyım. Onlara göre sarı ve beyaz yumurtalar arasında hiç bir fark yokmuş. Ama benim bildiğim sanki çocukluğumdaki yumurtalar daha iyiydi. Bir şeyler değişti ama ne?